B.35: BANA GÖZYAŞLARINI SAYDIRMA

1.5K 303 204
                                    

🌟

>NuhTufan<

Uyanmadan önce bütün yazı hızlandırılmış bir şekilde göz kapaklarımın ardında yaşadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Uyanmadan önce bütün yazı hızlandırılmış bir şekilde göz kapaklarımın ardında yaşadım. Sırma, Doğu, Dekan... Mahkeme, takip cihazı, Nil'in evine yerleşmem, herkesten durumumu gizlemem, kütüphane seansları, çocuklar, Yade, Yade, Yade... aklanmam ve temizlenmem, Nil'in Çin'de mahsur kalışı, hırsızlar... Yade'nin korkmuş yüzü, çığlıkları, ayağımın acısı ve Doğu... arabanın bana çarpışı ve yıldızlar... babamın ve annemin bana bıraktığı seçim... Nil'in ise gitmem için salık verdiği ültimatom; dünyanın kaptanı sensin, Nuh!

Öyle miyim?

Elbette öyleyim. Kendi dünyamızın kaptanı bizden başka kimse değildi. Dümen bizim elimizdeydi.

Kayıp ruhum kederli... kaybolmaya niyetli... bir parçası kirli, arınmaya istekli... ama artık ipler elimde olsun istiyorum... düştüğüm yerde batıp durmaktan, can çekişerek yaşamaktan sıkıldım. Bu bana göre değil. Ayağa kalk, sirkelen ve adım at, Nuh! O adımı at.

Gözlerimi bir hastane odasında açmam şaşırtıcı değildi. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordum. Acıları dahi... kulaklarım da Yade'nin sesi vardı. O iyi olsun istiyordum.

Soğuk tavanı ve odayı boğan loş ışık gözlerimi acıtırken başıma küçük ağrılar sokuyordu. Sağ bacağıma beton dökmüşlerdi sanki. Öyle ağırdı ki... aynı şekilde sol kolumu da kaldıramıyordum. Gözlerimi açmaya, kendimi uyanmaya zorlarken ağzımı açtım ama sesim çıkmadı. Kurumuş dudaklarım birbirine adeta yapışmış gibiydi ki acıyordu. Yutkunup dilimin ucu ile dudaklarımı ıslatarak etrafa bakındım. Sonra onu gördüm. Onu buldum. Cam kenarındaki tek kişilik koltuğa sığınmış, uyuyordu. Rahatsız görünüyordu. Kollarıyla kendini sarmıştı. Başı sağ omzuna düşmüş, saçları yüzünü örtmüştü. Derin nefesleriyle göğsü ritmik bir şekilde yükselip alçalıyordu.

Şükrettim.

"Yade... iyisin..." Diye mırıldanırken gözlerim yanıyordu. Ağlamak hiç bu kadar iyi gelmemişti. "İyisin... şükürler olsun ki... iyisin..."

Sesime kıpırdandı. Sanki hiç uyumamış gibi ayıldı. Başını kaldırıp bana baktı.

"Nuh?" Diye solurken ayaklanıp yanıma gelmişti bile. "Uyanmışsın." Dedi.

"Selam." Sesim bana yabancı. "Naber güzelim?"

Gülüşü gözyaşlarının ardında kaldı. "Ben iyiyim. Sen nasılsın?"

"Bilmiyorum. Nasılım? Vücudum bana ait değil gibi. Eksik parçalarım var gibi hissediyorum. Mesela sol kolum yok gibi."

"Alçıya alındı... bacağın da öyle..."

Kaldırmaya çalıştığım da Yade bana yardım etti ve sonunda alçılı kolumu gördüm. Küçük bir alçıydı. Parmaklarımı oynatabiliyordum.

Kayıp Ruhlar AnıtıWhere stories live. Discover now