Asi/1''Benim şehrim.Benim karanlığım..''

636 13 23
                                    


Baştan başlamak hayata?Bu çok aptalca ama bunu bir türlü anlamıyor . İstemiyorum ben o adamı,ne de onun o iğrenç hayatını.Her şeyim gerektiği kadar iyiydi.Aslında bok çukuruna batıyordum ama. Mutluyum. Benim mutluluğum bu kadardı.Ben, kendi sürtük hayatıma zor katlanırken.Bir daha baştan başlayamazdım.Hele de kasvetli bir adamla. Buna katlanamam, ben annem değildim.Onun kadar güçlü ve sabırlı da değildim.Ama annem buna rağmen benden çok fazla şey istiyordu.Hiçbir yere gitmeyecektim.Burası benimdi.Benim şehrim.Benim karanlığım..

Sabah sabah yine kasvetli bir hava..Bazen bu havaya tapıyor bazen de sövüyorum. ah..hadi ama zombi sen her şeye küfrediyorsun.Tatlım küfretmek kibarcası.Ben sövmek den bahsediyorum; o çok ayrı bir şey. Zombiciğim sen elini yüzünü yıkadın mı?kendinde değilsin.Bak içimdeki sürtük.Beni sinirlendirme?Şuan olduğu gibi..

Bir banyo harika olurdu cidden.Ama üşengeç birisiyseniz hiç de iyi bir fikir gibi gelmiyor kulağınıza demi zombi? Tabisi de tatlım..Üstümü direk giyinerek aşağıya uçtum.Evet ciddi anlamda uçtum son 5 basamağı atladım.Bunu seviyordum.Çünkü alıştım.Yumurta kokuyor salon boydan boya ama ben yumurta sevmem ki..Elkas olmalı burada.Benim sevmediğim her şeyi seviyor.Pislik.

Annem bir kere daha seslenince,bağırmaya hazırlanıyordum ki..

''Patatesli yumurtan hazır.Çabuk ol!!Yiğitti çağırdım eğer geç kalırsan hepsini ona veririm.''

Mutfağa doğru koştum hemen sandalyemi çektim ve anneme kocaman bir gülümsemeyle ''Günaydın''

''Günaydın sonuç bulunamayan vaka.'' Bu kadın bana bu lafı demekten acaba ne zaman vazgeçecek ciddi anlamda merak ediyorum.. Bildiğin bu lakaba kitap yazılır.

''Anne ya patatesli yumurta yaptığın gün mü Yiğit'i çağırmak aklına geldi? ''

Ciddiyet her zaman giderlidir yavrucuklarım.

''Eee sen beni dün gece sinirlendirmeseydin hepsi senindi.Ama benim kızım adına layık olacak öyle değil mi? ''

Sanırım öyleyim.. Men her halimle giderim.Zombi gözünü seveyim kırolaşma.Aşk olsun.Annemi unuttum bak senin yüzüne.Ne güzel insanların içi sesi, sessiz takılır.Bizimki huzurlu olduğum an parti havasında.Boş buluyorum ortalığı zombi ondandır.Ya sabır.Annemin göz devirmesi üzerini iç tartışmamı sonraya adadım.

''Alttan alttan laf sokmaya başlama anne! Hem, neyse.Şimdi Yiğit gelecek daha olmadı mı benim patatom?'' demekle yetindim maalesef.

Hem anneme laf yetiştirmeyi eksik etmiyorum.Hem de midemi düşünüyorum. Benim işim bu.Aç karnını nerede olursan ol doyurmayı bileceksin..1.kural budur zombi..Siktir et gitsin kuralları.Buzdolabını gözümle delip geçtim ama benim limonatam yok.Anneme bir hışımla döndüm ki.

'' Limonata bitmiş Yiğit gelirken alacak merak etme.Geç otur hadi ye şu yemeğini de, yine okula geç kalma!Müdür kankam oldu senin yüzüne.Ha birde asılıyor kavaşe.''..

Vallahi anne anne değil ki.Yalnız halklı müdürümüz herkese asılıyor.Bir keresinde diyeceğim lakin bu çok sık oluyor , beni odasına çağırdı.Adam anneme ayrı , bana ayrı yavşıyor.Başarılı bir sanatkar o adam zombi.Yok ya..

Kapıyı açmadım birazcık beyefendi beklesin öyle değil mi ama.

''Asi şu kapıyı açıyor musun yoksa bu limonataların hepsini ben mi içmek zorunda kalacağım!''

Hayaller ve gerçekler saçmalığı yaşamamak için bir hızla kapıyı açtım ve kocaman bir öpücük attım bizim tırmanıcıya.O da benden kalır yanı yok vallahi. Karşılıklı böyle bir birimize ne kadar öpücük atacağız bilmem ama pes eden o olacak.Benim diğer adımda inatçı sonuç olarak.

''Evi daha fazla soğutmayın,sonuçsuz vaka al şu oğlanı içeri.'' diye annem içeriden cırlamaya başladı yine ya.

''Asi, beni bu soğukta daha ne kadar bekleteceksin acaba!'' dedi sevgili dostum.Pis pis sırıttım bu sefer.

''Patatesli yumurtanın çoğu benim kabul ediyorsan ancak o zaman seni içeri alırım.'' Tehditkar olun kızlar.

''Miden kadar arkadaşını düşünmeyi denesene, kıçım dondu be kuzu.'' deyip mutfağa doğru yol aldı.Daha çok sırıttım insanları kızdırmak benim hobimdir.Biliyoruz tabisi de zombi..İçimdeki yellozcuk şuan mutluyum benden uzak dur.

Yiğidonun arkasından ''Tamam, komutanım.Siz nasıl isterseniz..''Deyip kıkırdamaya başladım...

Yumurta sevmem dedim ama patatesli yumurta benim zevk alanımı değiştiriyor tabi yanında limonata da olacak!Yumurta kokusundan ne kadar nefret etsem de.Patatesli birleşince bu ikiliye tapıyorum.

Annem arkasını döndüğü an Yiğit'in tabağına hücum ettim.Şuan sadece çatallarımız savaşıyor.Çocuk pes etmiyor arkadaş.Bacağına bir tekme atınca, saçımı çekti.Gıkımı bile çıkaramadım çünkü annem elinde telefonumla döndü.

''Misk öküzü!!Bu kim Asi?''

Yüzüne uzunca baktım.Evet rehberimdeki kimse ismiyle yazılı değil.Bu kişi hani şu içtenlikle özlem duyduğun olmasın zombiciğim? Hahaha öyle birimi varmış.Evet, var.O da..Tamam ya biliyoruz.Oflayıp annemin elinden telefonumu aldım.Ve arama sonlandırıldı.Biraz daha çaldırsan ne olur acaba.Odun yutmuş mamut ya.

''Elkas piçi.''diye annemin merakını sonlandırdım.

Ekranımdaki pamuk ne de güzel duruyor öyle.Bir kere insan ayıcığın ismini pamuk koyar mı zombi?Ben koyarım.

''Çocuğa misk öküzümü diyorsun sen başka yerlerde.Benim yanımda demiyorsunuz , acaba neden küçük hanım.''

''Hadi ama anne ne önemi var ki o misk öküzünün.Bak dedim işte.''

''Asi! Yiğit şuna bir şey desene, abisi olarak.'' Annem abisi olarak dediği an kahkayı patlattım.Tabi bizim tırmanıcı bundan gurur duyar bir havayla konuşmaya başladı.

''Ben bunların ilişkisini yıllar oldu çözemedim Maria teyze.Ha Elkas'tan uzak durmalı orası kesin.'' deyip bana göz kırptı.Al bir piç daha.Ona omuz silktim ve masadan kalktım.''Ben doydum.'' deyip odama hızlıca çıktım.Aslında gözlerim hala tabağımda.Ama gel gör ki..Okula geç kalıyorum.

Dişimden tüm hırsımı çıkardığım için tebrikler bana.Erken kalkıp, erkenden yemek masasına yetişsene.Akıl yok ki.Diş fırçasını ettiğim eziyetten dolayı madalya isterim.Kendimi alkışladım.Çantamı ve montumu da aldım.Yine uçtum aşağıya.Kapıda Yiğit'i gördüm.Ve telim çaldı.O arıyordu.Açsam mı?Açmasam mı?

''Ne Var!''

''Küçük hırsız, biri motorumu çizmiş.Bu biri sana kimi hatırlatıyor acaba?''

''Motorunu garaja koymayan bir gerzeği hatırlatıyor.Acaba kim? dur bir tahmin edeyim, misk öküzü olmasın?''

Karşı taraf derin bir nefes aldı.

''Asi.Beni delirtme.Bunu sana ödetmemi istemezsin değil mi?''

''Ah..Ben ne zaman senden korktum bay erkek olmaya bile aday olamayan, pislik.Şimdi kapatıyorum daha mühim işlerim var.''

''Neymiş o mühim işin.Yiğit'inin kollarına mı koşmak.''

''Evet canım.Erkek olan birinin kollarına koşmak.Erkek!''

Bu sefer golü attım.Eee senelerin golcüsüyüm ben.Karşımdaki resmen hırıltılar çıkarıyordu.Bu erkekler APTALLAR.

''ASiiiiiii!! Oraya gelir annen falan dinlemem sana erkekliği, odan da gösteririm bak.İster misin?'' dediğinde kahkayı patlattım.

''Hadi ama Bay küçük.Gösterecek bir şeyinizin olduğunuzu mu sanıyorsunuz siz.Hem bay bay.Benim küçük işlerle işim olmaz.'' Deyip telefonu suratına kapattım.Ne kadar da tatlı dilliyim ben öyle.

Salondan hızlı adımlarla çıkıp dışarıda ağaç olmuş tırmanıcımın yanına ulaştım.

''Kuzu bak kök saldım.'' Deyip etrafını gösterdi. Tırmanıcıma gülüp kapıyı kapattım.Ve direk gözümü yan evimizde oturan misk öküzüne çevirdim.Neyse ki sinirle dışarıya çıkmamıştı.Tüm keyfimle tırmanıcımın koluna giydim ve okul yolunu tuttuk.Ben Asi isem şayet o Elkas buradan defolup gidecek.


Asi Defter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin