Eight

138 15 28
                                    


"pardon" dedi çocuk

Junkyu alnına düşen bir tutam saçı eliyle geriye attı  siyah saçları ona  çok yakışıyordu

Eliyle beni gösterip
"sevgilimi"dedi bi süre bana bakıp
" çalabilir miyim? "

" sevgilinin olduğundan bahsetmemiştin mirae" bende bir an unutmuşum

Burdan o kadar çabuk çıkmak istiyordum ki çocuğa dönüp

"kusura bakma" kusura bak  şerefsizin önde gidenisin

"o zaman" dedi junkyu masadan ağzına bir çerez atarken

Eliyle elimi sımsıkı tuttu sanki bırakmak istemiyormuş gibi

Çocuğa elimizi göstererek

"çaldım" diyip göz kırptı

Arkamıza bile bakmadan beni tutup mekandan çıkarıyordu

Bu özgüven nerden geliyordu belki orda onu yalanlayacaktım gelmicektim  junkyu anlaşılması zor bir hazine kutusu gibi içini açsam kim bilir neler çıkar sorunda buydu o kutuyu açmak

Sessiz ve kimsenin olmadığı sokaklarda yürüyorduk neresi olduğunu bile bilmiyordum birden sokağın sonu sahile çıkınca şaşırdım

buraya yakın sahil mi vardı?

Koşarak sahile ilerledim ayakkabımı çıkarıp ayaklarımı suya soktum

Ellerimi açıp dalgaların getirdiği rüzgarı hissettim

Junkyu da gelip  hemen yanımda durdu

"ne güzel kaçırdım ama"

Göz ucuyla junkyu ya baktım ve sırıttım

"sana borçlu felan değilim bu arada söyliyim"

Sonra gözüm bacağına kaydı

"daha iyi misin"

" dans da seni yenecek kadar mükemmelim"

"hadi oradan"

Dediğime gülümsedi

Kendimi çok rahat hissediyordum sanki deniz bizi çağırmıştı
Rahatlamaya ihtiyacımız olduğunu biliyordu

Telefonum titreyince ekrana baktım mesaj lee hi dendi

"ben eve geçtim sende geç kalma yarın erkenden okula gideceğiz unutma"

Telefonu tekrar çantama koydum

Junkyu bana bakıyordu

Üşümeye başladığımı hissediyordum belli etmemeye çalıştım

Junkyu bana yaklaştı ve tam önümde durdu

Ceketini çıkardı bu onunla tanıştığım ilk gün giydiği ceketiydi siyah ceket

Ceketi arkadan sarıp omzuma düşmeyecek şekilde yerleştirdi ve yakalarını düzeltti

aniden ceketin yakalarını tutup kendine çekti şimdi daha yakın olmamızı sağlamıştı nefes verip gözlerime baktı

"hoşlandığın birisi varmı? "

Garip bir şekilde sorduğu soruya takılmıştım

"sana aşka inanmadığımı söylemiştim"

"Aşk çok daha farklı bir şey"

Ben dalga geçsemde onun için benim her kelimem bir şey ifade ediyor gibiydi

"hepsi bir gün bitecek yaz anıları"

BLUEBERRIES / KIM JUN KYU Donde viven las historias. Descúbrelo ahora