12

248 20 12
                                    

Orion birkaç ödevini yapıp yemeğe yetişmek için Ortak Salon'dan çıktı. Canı hala Hermione'nin ondan kaçması yüzünden sıkkındı ama yine de Büyük Salon'a girdiğinde Gryffindor masasını gözleriyle aradı. Hermione'yi görmesiyle hemen aynı anda Hermione kafasını kaldırdı ve onun olduğu tarafa baktı. Orion anında kırgınlığını unutup gülümsedi ve göz kırptı. Hermione de gülümsedi.

Arkasından gelen erkeksi gülüşle kafasını çevirdiğinde abisini gördü. Önce Draco'ya, ardından Hermione'ye bakınca ne olduğunu anladı ve sinirle abisinin omzuna olan gücüyle yumruk attı.

Draco gözlerini tatlı cadısından ayırıp önüne döndüğünde kaşlarını çattı. Yumruktan hiç etkilenmemişe benziyordu ama kızmış olduğu belliydi.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu, kabaca.

"Hermione'yi kapmaya mı çalışıyorsun?"

Draco gülümsemesini durdurmak ister gibi alt dudağını ısırdı.

"Hiç uğraşamam, Orion."

Orion Slytherin masasına doğru yürüyen abisini takip etti ve hemen yanına oturdu. "Onun peşinde dolanma."

Draco güldü.

"Ben ciddiyim."

Draco onu umursamadan Blaise'le konuşmaya başlamıştı bile. Kardeşinin Hermione'ye olan çocukça takıntısıyla uğraşamayacak kadar mutlu ve huzurluydu.

Onun bu haline daha da sinirlenen Orion hızlıca birkaç şey atıştırıp Büyük Salon'dan ayrıldı. Çok sinirli hissediyordu. Hermione onun Hermione'siydi. Draco şimdi de Hermione'yi mi elinden alacaktı?

Sinirli adımlarla bahçeye çıktı ve oturmak için en yakındaki ağacın yanına yürüdü. Orada Hermione'nin kardeşinin oturduğunu görmüştü ama pek umursamadı, sonuçta onu kovabilirdi. Ağacın yanına gelince kitap okuyan kızın yanına pat diye oturdu ve onun irkilmesine sebep oldu.

Rose'un şaşkın bakışları öfkeli bakışlarla değişti ve tiz bir sesle ona bağırdı. "Ne yaptığını sanıyorsun? Kitap okuyorum burada!"

Orion Rose'un okuduğu kitaba göz ucuyla bakıp memnuniyetsiz bir ses çıkardı. "Buraya oturmak istedim. Kitabını başka yerde oku."

"Sen başka bir yere otur!"

"Hayır, canım buraya oturmak istedi."

Rose dayanamayıp çocuğun omzuna minik bir yumruk indirdi. Orion buna abartı bir tepki verip "Ne yapıyorsun?" diye bağırdı. Rose ona cevap vermeden sadece "Kalk buradan." dedi.

Orion bu sinir bozucu cadıyla biraz daha uğraşıp halihazırda sinirli olan ruh halini daha da alevlendirmemek için oflayıp ayağa kalktı. "Ne kadar katlanılmaz biz Ravenclaw'sun!" diyerek oradan uzaklaştı. Rose ise "Bir daha beni kitap okurken rahatsız etme." diye söylenerek kitabına geri döndü. Şu Orion denen çocuğun abisi Draco'yla hiç alakası yoktu.

***

Hermione dalgın bir şekilde tabağındaki domatesle uğraşırken Harry'nin ona bir şeyler demeye çalıştığını fark etti.

"Anlamadım, Harry?"

"Sana üç defa seslendim, duymadın mı?"

Hermione şaşkın bir sesle "Hayır, üzgünüm. Dalmış olmalıyım. Ne demiştin?"

"Ne dediğimi unuttum bile."

Hepsi Harry'nin saf haline güldüler ama çok sürmeden Ron bir anda konuyu değiştirdi.

"Hermione, beni affedebildin mi?"

Hermione bir an Ron'un ne dediğini algılayamadı. Draco'yu düşünmek tüm beynini işgal ettiği için son zamanlarda hayatında gerçekleşen öbür şeyler silikleşmiş, sanki bir anda başka bir insanın anılarına dönüşmüşlerdi. Ron'a neden sinirli olduğunu hatırlayınca fazla uzun süre sessiz kaldığını anlayıp hemen "Evet." dedi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

painkiller // dramione Where stories live. Discover now