𝟎𝟏 : 𝐒𝐨𝐦𝐞𝐨𝐧𝐞 𝐃𝐢𝐟𝐟𝐞𝐫𝐞𝐧𝐭 𝐅𝐫𝐨𝐦 𝐓𝐡𝐞 𝐎𝐭𝐡𝐞𝐫𝐬

578 49 176
                                    

Bölüm bir : Birini kurtarmaya çalışırken biri tarafından kurtarılmak

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Bölüm bir : Birini kurtarmaya çalışırken biri tarafından kurtarılmak.

"Ya?! İyi olduğuna emin misin? Sınavları nasıl halledeceksin?"

     İşte bütün yıl başımdan eksik olmayan, bir şeyler olduğunda dedikodu var misali hemen oraya ışınlanan, sorup sorgulayan ama ne sorduğunu kendi bile bilmeyen, notları daima yüksek olan, okulun birincisi Jeong Jaehyun ile sevgili olan Park Chaeyoung... Neden böyle yaptığını ben bile anlayamıyorken size anlatmamı hiç ama hiç beklemeyin.

"İyiyim dedim ya Chaeyoung! Sadece biraz üşütmüşüm."

    Bu dediğime kendim bile inanmasam da, şu kızı başımdan savmak için her türlü yalanı söyleyebilirdim. İnandırıcı bir şekilde yüzüme sevimli ifademi yerleştirdiğimde, bu söylediğime inanmak ve inanmamak arasında gidip geliyor gibi gözüküyordu.

"Bak hiç iyi durmuyorsun, bence üşütmekten daha fazla bir şey olmuş sana. Çorba falan getireyim ister misin? Ya da çay?"

"Chaeyoung! Ne getirirsen getir ama sus lütfen."

    Chaeyoung en sonunda zaferini kazanmışçasına ellerini yumruk yapıp havaya kaldırdığında, hafif kıkırdamıştım. Fakat bunun bitmesi de çok çabuk sürmüştü. Heyecanla arkasını dönüp sedyenin etrafını kaplayan perdeyi açtığında -muhtemelen tekrardan bana bir şey diyeceği için- geri döndü.

"O zaman ben sana çorba ya da çay falan getireyim. Daha iyi olursun ha?"

    Cevap vermek yerine sadece başımı sallamakla yetinmiştim. Ne istediğimi ben bile bilmiyordum o nedenle yiyeceğim şeyi şimdilik Chaeyoung seçecekti. Bu seçim beni kesinlikle korkutsa da, artık katlanacaktık.

    Benim onayladığımı görür görmez hızla arkasını dönüp revirden çıkmıştı.

    O çıktığında zafer ifadesi olarak büyük bir nefes versem bile, bir kaç dakika sonra tekrardan başımın etini yiyeceğini düşünmek iyi hissettirmiyordu. Tekrardan dudaklarımı büzüp kendimi geriye doğru attığımda, hafifçe yastığımı doğrultup tırnaklarımla oynamaya başladım.

"Uhh! Ne söylendiniz, şurada uyumaya çalışıyorum!"

    Karşı sedyeden gelen sesle başımı oraya çevirsem de, dışına örtülen perde yüzünden göremiyordum. Hafifçe sedyeden doğrulup ayaklarımı aşağı sarkıttığımda, kafamı tekrar öne doğru eğip perdenin içinden kimin seslendiğini görmek istedim, fakat ben daha eğilmeden sanki amacımı çoktan biliyormuşçasına perde açılmıştı.

student of the time ➷ lalisa + jungkookWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu