how do i love again

79 3 2
                                    

aradan koskoca üç gün geçmişti ve ben kendimden beklemediğim bir şekilde yatakta hala ağlıyordum. ayrılmamızın beni toparlaması gerekirken daha da mahvetmesi çok korkutuyordu. her gece korkuyla uyuyup tedirginlikle kalkıyordum. rahat hissetmem için gözlerimi kapatsam, rüyalarım kabuslardan oluşuyordu birde. gittikçe batıyordum.

"bari bugün yataktan çıkıp, bir şeyler ye bizimle. iyice öldüğünü düşüneceğim yoksa."

"kes sesini." mina'nın tehditkar sesi daniel'inkini bastırınca kafamı kaldırıp kısaca ikisine bakındım. bu evde beraber yaşıyorduk, hepimizin evi olacak kadar zengin değildik henüz.

sessizce kafamı tekrar yastığıma gömdüm. ikisi odamın önünde dikilmiş beni izliyordu. kendim kadar onlarıda yıpratmıştım belkide. ve adını anmaktan utanç duyduğum birini daha..

"lütfen rae, artık kendine gelmen gerekiyor. bu böyle sürmemeli." uzaktan gelen sesin yavaş yavaş bana yaklaşmasıyla gözlerimi hemen kapadım. yatağımın ucunda bir çöküntü oluşunca saçlarımın gözümden çekilişini hissettim. bu mina'nın zarif elleriydi.

"bir kelime bile etmiyorsun, birtanem. endişeleniyoruz."

"evet." daniel'inde sesini yakınımda hissedince birkaç saniye önce dolmuş gözlerimi açtım. uzandığım yerden kalkıp belimi başlığıma yasladım hemen ve en yakınımdaki mina'ya sıkıca sarıldım. o da beklemeden karşılık verince gülümsedim zorla.

"çok korkuyorum yanlış yaptım diye." dedim tekrar zorlanarak. daniel'in suratı da ekşimiş bir şekilde bana bakıyordu. yanlış konuşuyorsun diyordu kısacası bana.

"bu karar en iyisiydi hayatın için rae. en iyisini kesinlikle yaptın, sen akıllı bir kızsın. kendin için en önemlisini hep kendi başına düşünüp kimsenin seni incitmesine izin vermedin, ve vermiyorsun da. sen çok akıllı ve güçlü bir kızsın rae. bunu unutmamalısın, şimdi lütfen olmadığın gibi davranmayı bırak ve kalk hemen." ona biraz daha sarılmaya ihtiyacım olduğu için bırakmadım. yeterli miktarda iyi hissettiğimde çekildim ve suratlarına bakındım.

"iyi ki varsınız." kısık sesim minnetle önlerinde eğilirken bana gülümsüyorlardı. başımı iki yana sallayıp gülümsedim bende . "gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. iyi ki varsınız."

o gün tamamiyle yatağımdan ayrılıp güzel zaman geçirmeye çalışmıştım arkadaşlarım sayesinde. onlar olmazsa dengemi tamamiyle kaybedip asla iyi düşünemeyecektim. çünkü onu tahmin ettiğimden daha önce özlemeye başlamıştım. ne onunla olmayı kaldırabilirdim ne de onsuz olmayı. bu cümle beynimde yankı yaptıkça korkularım daha da artıyordu. mina ve daniel iyi ki vardı. şimdi daha iyi hissediyordum, en azından yaptığım şeyin tekrar iyi olduğunu aklıma tekrar kazımıştım.

günün sonunda odama geçip telefonumu aldım elime. hiçbir şekilde elime alamamıştım üç gün boyunca bu yüzden bildirimler yağıyordu. hepsini kafamı dağıtması için incelemeye başladığımda kendimi dakikalar sonunda zayn'in instagram profilinde bulmuştum. ne kadar kafamı karıştırmak istemesemde merakıma yenik düşüp hesabına göz gezdirmiştim. acaba beraber olduğumuz tek fotoğrafı kaldırdı mı diye. yavaş yavaş aşağa inmeme rağmen yoktu. inanamayıp bir kere daha kontrol ettiğimde ne fotoğraf vardı ne de bana ait olan en küçük bir anı. kötü hissetmeme neden olmuştu bu basit gerçekler. tüm her şeyi haklı olarak silmişti. en son attığı fotoğrafa bakıp yüzünü süzdüm.

malikzz

135 beğeni 47 yorumgood day xx 2 gün önce

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

135 beğeni 47 yorum
good day xx
2 gün önce

büyük bir iç çekip hemen daha fazla düşünmeden çıktım profilinden. telefona bakamayacak kadar hüzünlüyken aklıma benim profilim geldi ve aceleyle tekrar telefonu alıp hesabıma girdim. onlarca gönderim vardı zayn'le beraber. yanlış anlamasını istemeyerek hemen sildim fotoğrafları, kalbim hızla atıyordu.

raechase

372 beğeni 84 yorumhoney honeyy💋23 hafta önce

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

372 beğeni 84 yorum
honey honeyy💋
23 hafta önce

bakışlarım bu son fotoğrafın her ayrıntısına gidecekken gözlerim dolmuş artık sinirden ellerim titremeye başlamıştı. neden bırakmıştım onu? neden böyle sikik bir karar alıp onu çıkartmıştım hayatımdan? kafamdaki sorular kafamı yerken hiçbir şekilde kendimi koruyamıyordum. telefonu sinirle kaldırıp fırlatacakken yokluğunun beni daha da sinir edeceği gerçeğiyle yatağıma fırlatıp ayağa kalktım.

onu bulmam gerekiyordu, dayanamazdım daha fazla. kapımı son süratla açıp hızla merdivenleri indim. herkesin odasında olması kısa süreliğine memnun ettiğinde dışarı çıktım. aynı hızla ayakkabımı giyip evden ayrılacağım sırada birinin omzuma dokunmasıyla irkildim.

daniel elindeki sigarasıyla şaşkınca bana bakıyordu.

"ne halt yemeye çıktın bu saatte dışarı?" elindeki sigarasını posta kutusunun üstüne bırakıp geri döndü. içerisi gece kokmasın diye dışarı çıkıp içiyordu sigarasını soğuk olmasına rağmen. üzerindeki deri ceketi de onu çok ısıtmıyora benziyordu. gözlerimi gözlerinden kaçırıp tamamiyle gözünün önünden kaybolmayı diledim.

"hey sana diyorum niye çıktın rae?" elleriyle kollarımı tuttuğunda titredim. elleri soğuk olmasının yanında büyüktü.

"sadece.." diyebildim bıkmışlıkla. zaten tahmin yürüttüğü şey ben böyle davranınca doğrulandı ve kaşlarını çattı.

"ona mı gidecektin?" gözleriyle vücudumu süzüp kaşlarını iyice çattı. "cidden rae.. içeri geçelim üşüteceksin." elimi tutup bana arkasını dönünce dayanamayıp bir feryat kopardım.

"ben çok kötüyüm dan. kafam çok karışık, bilmiyorum her şeyi batırdım."

icarus falls • zaynTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang