12- Kadın Maden İşçisi!

205 42 74
                                    

 "Yapmak zorundaydım, yapmasaydım ömür boyu şantaj yapacaktı, verecek kolye, araba kalmayınca polise verecekti" diyordu Zerrin kendi kendine. 

Sinirlerini boşaltmaya, ağlayacak bir omuza ihtiyacı vardı. Bir cinayet işlemişti. Sırtına bağlı koca bir kaya var gibiydi. Annesine kolyesini kaybettiğini söyleyecek sonra da "buldum" diyecekti. Eve girince salya sümük ağlamaya başladı. Annesi ve yardımcı kadın başına koştular. 

"Zerrin! Kızım! N'oldu? Biri bir şey mi yaptı?"

"Kolyemi kaybettim. 18. Yaş günümde hediye ettiğinizi."

"Aaa!  Canın sağolsun! Valla biri bir şey yaptı sandım. Yenisini alırız kızım."

Yardımcıları Zerrin'e kolonya, su getirdi.  Kız, annesine sarıldı, "Ben birini öldürdüm anne!" demek için tutuşuyordu aslında. Bir dese işte o zaman sırtındaki kayadan kurtulacaktı.  Sinirlerini yatıştırmak için banyoya yapmaya gitti.  Adam ya ölmezse diye korkuyordu. Kendi kendine:

"Ölmeyi hak etmişti. Haklıyım ben. Haklıyım. Haklıyım. Haklıyım. Haklıyım."

diye telkin veriyordu. Sonraki günlerde çalınan her kapı zilinde yüreği hop etti, sokakta yürürken kazara yanına polis gelse eli, ayağı titriyordu. Ama en önemlisi Cem'in ölüp ölmediğinden emin olmamasıydı. Bir şekilde öğrenip içini rahatlatması gerekiyordu. Ya ölmediyse? Hastanede filansa? Komadaysa? Ayılıp "Beni Zerrin vurdu." derse?  İnternette haberleri aramayı akıl etti.  

"Sinemada infaz" başlığını gördü. Tıkladı: Bingo! Cem Çınar isimli bir erkeğin sinemada vurularak infaz edildiğini ve adamın kurtulamadığını yazıyordu. Derin bir "Oh!" çekti.  Haberi Özlem okursa ne olacaktı bilmiyordu.  Korktuğu olmadı. Özlem tıpkı kendisi gibi kim rüküş olmuş, kim şık olmuş haberleri dışındaki manşetlere bakmazdı. Dolayısıyla, polis bu cinayetin Özlem'in videosuyla bağlantısını kuramadı. Hapçı ve kumarbaz olduğundan alacaklı biri tarafından infaz edildiğini düşündüler. 

***

O sırada Yeşim ve en iyi arkadaşı Cansın, teneffüste sınıfta oturuyorlardı. İkisinin de elinde kağıt bardaklarda çay vardı. Bir simidi ikiye bölüp, paylaştılar. Yeşim:

"Mmm...simit ve çay en sevdiğim ikili." deyince öteki:

"Aynen....bir de kuru fasulye - pilav." diye yanıtladı. Devamı geldi:

" Kısır ve turşu!"

"Lahmacun - ayran!"

"Çay ve çikolatalı pasta!"

"Oofff... Bu arada annem diye demiyorum şahane kısır yapar. İçine bilmediğin otlar koyuyor. Oy, oy, oy."

"Ay! Canım çekti Yeşim yaa!"

"Şu sınavlar filan bitsin, bir gün bize gidelim."

"Tamam."

Cansın, ağzı dolu, aniden aklına gelmiş gibi telaşla, elini sırt çantasına attı ve İngilizce bir ders kitabı çıkarttı. Kızın hayali İngilizce öğretmeni olmaktı, en iyi dersiydi. 

"Sahi unutuyordum, bak sana ne göstereceğim? Görür görmez bunu mutlaka Yeşim görmeli dedim." 

dedi ve kız merakla beklerken, sayfaları karıştırıp, belli bir yere gelince Yeşim'e verdi.

"Hah! Bak, bakalım burada ne var?"

 Kız, sayfaya bakınca zümrüt gözleri kocaman açıldı:

"Aaa!" dedi.

Sarışın, gözlüklü bir genç kadın, başında madenci bareti, üzerinde mavi işçi tulumuyla, maden ocağında kameraya poz vermişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sarışın, gözlüklü bir genç kadın, başında madenci bareti, üzerinde mavi işçi tulumuyla, maden ocağında kameraya poz vermişti. Arkasında sarı iş makinaları duruyordu. Cansın, gülerek atıldı:

"İlgini çekeceğini biliyordum. Kadın maden işçileri."

"Çekmez olur mu? Ay, hangi ülke bu Cansın? Bana çevirsene, İngilizcem iyi değil."

"Avustralya. Ama yazdığına göre,  Rusya, Amerika ve daha birçok ülkede kadınlar da maden işçisi oluyormuş. Gayet normalmiş onlarda."

"Ne de hoş kadın. Helal olsun valla..."

Cansın, kitabı tekrar kendisine uzatan Yeşim'e

"Sende kalabilir. Okuduk bitti." dedi.

"Emin misin? Sonra tekrar lâzım olmasın? İstersen bu sayfanın fotokopisini çektireyim."

"Gerek yok canım, işledik, bitti, yeni kitaba geçtik."

deyince, Yeşim sevinerek kitabı aldı. O günün akşamı annesine, babasına ve kardeşine de gösterdi. Onlar da maden işçisi kadınlara hem şaşırdılar, hem de onları takdir ettiler. Uzun uzun bu konuyla ilgili konuştular. Kitap, hâlâ kitaplıkta duruyordu. Kadın madencilerin olduğu sayfanın içine bir de ayraç koymuştu. Gün gelecek ve çok çaresiz olduğunda, bu kadınlardan ilham alacaktı ama henüz bunu bilmiyordu.

12. BÖLÜMÜN SONU




YEŞİM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin