28- Bir Aşk mı Doğuyor?

156 37 116
                                    

Çok güvenilen biri olduğundan, Feridun'un emniyette, adli tıpta ve başka yerlerde (ki, bu başka yerlere sokaktaki muhbirler, kadın satıcıları, travestiler dahildi) kendisine bilgi temin eden sağlam dostları vardı.  Kızı kaçıran Ahmet, tüm suçlular gibi aptal biriydi. Dövmeciye gerçek adını soyadını bırakacak kadar aptal. Adresini bulması çocuk oyuncağıydı. Ancak orada bulup bulamayacağından emin değildi.

Dedektif, Ahmet'in evine doğru yola çıkarken, tek suçu yanlış yerde, yanlış zamanda bulunması olan bahçıvanın ölümü şüpheli bulunmadığından otopsiye gerek görülmeden defnedildi. Zerrin hem vicdan azabından ağlıyor, hem de suçu ortaya çıkmadığı için seviniyordu. İki cinayet işlemişti, ikisinden de sıyırmıştı. Ama Yeşim hâlâ onun için bir tehditti. Aklına gelince gözleri sinsi sinsi kısılıyor.  Yüzünü kin ve nefret bürüyordu. 

Ağzında siyah, gül kökünden yapılmış piposu olan adam, Pazarcı sokağına geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağzında siyah, gül kökünden yapılmış piposu olan adam, Pazarcı sokağına geldi. Altmış, yetmiş yıllık, dokunsan çökecek, orasından burasından naylonlar sarkan,  pencere camından soba borusunun çıktığı, eğri büğrü  evlerle dolu bir yerdi. Kaldırımda, iki tipsiz muhtemelen uyuşturucu pazarlığı yapıyordu. Biraz daha gitti. Tek numaralar, çift numaralar derken, 23 numaralı evin önünde durdu. Bitişikteki bakkalın önündeki küçük taburelerde iki yaşlı adam oturmuş tavla oynuyordu. Tam zili çalacaktı ki, zilin olması gereken yerde küçük, iki mavi kablo olduğunu gördü. Yüzü yaşlılık lekeleri ve benlerle kaplı ihtiyarlardan biri ağzının kenarında sigarayla ona seslendi.

"Orası aylardır boş. Kimse oturmuyor." 

"Öyle mi?"

"Kaç aydır boş. Ahmet diye biri oturuyordu. Bir de baktık taşınmış. Zaten sağlam ayakkabıya benzemiyordu. Elektrik, su borcunu ödememiş. Belediye gelip kapattı ikisini de. "

"Hmm...nereye taşındığını bilmiyorsunuzdur sanırım."

"Ner'den bilelim evlat. Bir daha buralarda görmedik yüzünü."

Öteki: 

"Aman görmeyelim de zaten. Meymenetsizin tekiydi." diye ekledi ve avucundaki zarları şıkır şıkır salladıktan sonra attı. "Pencüse, severler güzeli gencüse. He, he, he" diyerek oyuna devam etti.

Feridun,  muhtara da sordu ama eli boş döndü.

"Anlaşılan herif sürekli adres değiştiren tiplerden".

diye düşündü. GBT'sinde tehdit, mala zarar verme, dolandırıcılık, darp gibi bir dolu suç vardı. Adres olmayınca işi zorlaşmıştı. Böyle durumlarda en iyi yol sokaktı.  Muhbirler hatta kadın satıcıları çok işe yarardı çünkü böyle tipleri tanırlardı. Ne derdi eskiler? "Baz bazla, kaz kazla, kör tavuk, kör horozuyla."

Dedektif, arabasını bir yere park edip, ne kadar tekinsiz sokak varsa dolaştı.   Engerek dövmeli adamı gösterip tanıyan birini bulmayı umuyordu ki,  bir araba aniden direksiyonu üzerine doğru kırdı. Yılların polislik ve dedektiflik mesleği sayesinde çevik bir hareketle ezilmekten kurtulduysa da, piposu bir yana, kendisi bir yana düşünce, ayağını kırmaktan kurtulamadı.  Yine de  şanslıydı. Sezisi bunun kasıtlı olduğunu söylüyordu ve yanılmıyordu. Adamın peşine düştüğünü öğrenen Aslan, onu ortadan kaldırmaya çalışmıştı. Böylece,  ayağı alçıya alınan Feridun, Metin'i arayıp durumu anlattı. İsterse bir başkasıyla araştırmaya devam edebileceğini söyledi. Ancak, Metin Haznedaroğlu'nun başka bir dedektifle çalışmaya hiç niyeti yoktu. Feridun'un alçısı çıkana kadar bekleyecekti. Adam işini iyi yapıyordu ki, arılar çomak sokunca sokmaya başlamışlardı. 

YEŞİM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin