"Geri zekalı! Sen beni ele verirsen, ben de seni ele veririm. Kim bilir kaç yıl yatarsın."

"Tamam, söyle güzelim. Gelsin ekip kapıya, o zaman ben seni, sen de beni ele ver. "

Zerrin, bunu asla göze alamayacağını biliyordu. Annesi, babası öğrenirse mahvolurdu. Hapis yatmasa bile pahalı avukatları sayesinde büyük para cezası alırdı. Serdar, bir daha yüzüne bakmazdı.  Kumpas kuran kız diye  tüm arkadaşları kendisini dışlardı. Babası arabayı da alırdı.  

"Pislik! Allah'ın belası! Geberesice! Ben öğrenciyim. Nereden bulacağım 50.000'i? Babamdan çalarsam yine yakalanırım ve her şey ortaya çıkar.  İkimiz de karakolu boylarız. Doğum günümde hediye edilen kolyemi verebilirim. Kaybettim derim şüphelenmezler. 24 ayar altın,  zinciri de altın. Rahat 10.000 eder."

"Tamam ama kuyumcuda baktıracağım, sahteyse  külâhları değişiriz.. Sonra da o fiyakalı arabanı istiyorum. Çalındı dersin. Nasılsa senaryo yazmakta üstüne yok."

"Arabam mı? Yok artık! Kolye kayıp, araba kayıp, annemler şüphelenip uyuşturucuya filan başladım sanacaklar!"

"Valla o senin problemin. Arkadaşına kumpas kurmasaydın güzelim."

"Allah belanı versin!"

Ertesi gün  bir AVM'nin sinemasında buluşmaya karar verdiler. Fikir Zerrin'indi. Yan yana iki bilet alıp, koltuğa oturup, kendisini beklemesini söyledi.  Ayrı ayrı gelirlerse kimse şüphelenmeyecekti.  Cem, kendini zeki sanıyordu ama günün sonunda kimin daha akıllı olduğu ortaya çıkacaktı. Film, Marvel kahramanlarıyla dolu bir aksiyon filmiydi. Dolby stereo ses sistemi ile kimi sahneler insanın kulak zarını delecek Desibel'de ses çıkartıyordu.  Genç adam fısıltıyla kıza seslendi:

"E, ver hadi kolyeyi."

"Bekliyorum."

"Neyi?"

"En gürültülü sahneyi."

diyen kız, çantası açarken,  beyaz perdede filmin en aksiyonlu sahnesi gereği yakıt tankları peş peşe infilak ediyordu, kimse kızın elindeki susturuculu silahtan çıkan boğuk sesi duymadı. Adamın başı öne düştü. Uyuyor gibiydi. Zerrin, silahı tekrar çantasına koydu. Kapişonunu gözlerine kadar çekti, karanlıkta salondan çıktı. Yüzü sürekli öne eğikti. Caddeye çıktı ve kalabalığa karıştı. Sonra eve gitti, silahı iyice sildi. Eksik kurşunu yerine koydu. Babasının çekmecesine bıraktı. Çok zengin bir aileye sahip olmanın faydası diye düşündü. Hırsızlara karşı evde tabanca olduğunu biliyordu. Siyah gözlük ve kapişonlu sweatshirtle kim olduğunu kimse anlamayacaktı. Sinemaya da birlikte gelmemiş ayrı ayrı gelip, yan yana oturmuşlardı. Film bittikten sonra herkes çıktı. Elinde fener, yer gösterici genç, hâlâ koltuğunda başı önünde oturan adama baktı: 

" La bu kadar gürültülü filmde uyuyanı da ilk kez görüyorum." dedi. Adamın yanına geldi, omuzundan dürttü.

"Beyefendi, film bitti."

diye seslendi. Adamın başı önüne düştü, çocuk ayağının altında kaygan bir şeyler hissedip el fenerini tutunca yerdeki kan gölünü gördü. 

"Aaaahh! İmdaaat!"

Zeminde kanlı ayak izleri bırakarak;  koşa koşa dışarı çıktı. Güvenliğe seslendi.

"İmdat! Koşun! İçeride bir adam var, ölmüş!"

Güvenlik koşarak salona giderken.  Sonraki seansı bekleyenler "Aaa! diyerek şaşırdılar.  Bir kadın kocasına döndü "Biletleri geri verelim, hayatta girmem o salona!" 

***

Sosyopatlar, psikopatlar genellikle zeki olurlar. Bu zekâya bir de maden sahibi bir babanın kızı olmanın şımarıklığı, aşk kıskançlığı eklenince ölümcül bir karışım ortaya çıkmıştı. Artık kendini üstün hissetme, her istediğini elde edebilme, yoluna çıkanları bertaraf edebilme ve cinayet işlemek zevk veren bir alışkanlık olur.  Bakalım Zerrin'in yoluna daha kimler çıkacaktı? 

11. BÖLÜMÜN SONU














YEŞİM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now