💚💚💚

Suhandan, içeriden gelen gürültülerle gözlerini yeni güne aralarken eli baş ucunda ki telefonuna gitti. Hala uykusunu alamamış olduğundan olsa gerek bir türlü ekranı göremeyince yataktan kalkıp tek eliyle gözünü ovaladı.

Şimdi daha iyiydi.

Gözünde ki perde tamamen olmasada ekranı görecek kadar netleştiğinde gördüğü ekranla uykusu bir anda açıldı. Saat çoktan 10:00 olmuştu! Suhandan, dün gece erken kalkacağını kendine defalarca tekrarlayıp alarm kurup uyumuştu ama gelin görün ki alarma uyanamamış ve Akif'i kaçırmıştı! İşe gidemeyeceği için keyifsiz bir şekilde yatağından kalkarken, duyduğu kırılma sesiyle yerinde zıplayıp, hızlıca sabahlığına sarıldı.

Akif gitmemiş olabilir miydi?

Odadan çıkmadan önce eline aldığı tülbenti başına geçiren Suhandan, temkinli adımlarla salona çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Odadan çıkmadan önce eline aldığı tülbenti başına geçiren Suhandan, temkinli adımlarla salona çıktı.

"Akif?"

Bir kez seslenip daha sonrasında evde ki sessizliği dinleyen Suhandan, cevap alamayınca tedirgin bir şekilde yeniden seslendi.

"Akif!"

"Buradayım!"

Mutfaktan gelen gür sesle rahatlayan Suhandan, sırtını dikleştirerek emin adımlarla içeriye geçti. Akif'i hiçte ummadığı bir şekilde yakalamanın verdiği şaşkınlıkla mutfak masasına yaslanırken ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.

"Günaydın."

"Hayırlı sabahlar."

Akif'in, elindeki omlet tavasıyla mutfağın içerisinde oradan oraya koşuşturmasını izleyen Suhandan, üzerinde ki takım elbisesine bulaşan sosu da görmezden gelemedi.

Allah aşkına bu adam ne yapıyordu böyle?

"Senin toplantın yok muydu?"

Suhandan, genç adamdan bir cevap beklerken onun tavayı bırakıp domatesleri doğramasını izledi. Hiç de ne yaptığını biliyor gibi görünmüyordu.

"Ertelendi."

"Ne yaptığını bildiğine emin misin, Akif?"

"Maledizione!"

Akif'in, bir sinirle elinden attığı bıçağı sakince geri alan Suhandan, tezgahın başına geçti. Akif'in, az evvel doğramaktan ziyan ettiği domatesleri yenilecek bir kıvama getirirken söylenmeyide ihmal etmedi.

"Domateslere daha nazik davranmalısın, ben yiyeceğimiz bir şeyler hazırlarken sende neden üzerini değişmiyorsun, pek iyi görünmüyorsun da!"

Akif'in kendisini ikiletmeden içeriye gitmesiyle tebessüm ederken vakit kaybetmeden de kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Pratik bir kahvaltı hazırlayan Suhandan, son olarak da çay bardaklarını masaya koyarken Akif, temizlenmiş ve yeni bir takımla içeriye girmişti. Suhandan, halasının marifeti olduğunu bildiği kendi topraklarından gelen çayları doldururken Akif'in teşekkür niteliğinde tebessümünü almış ve az evvel söylediği kelimenin anlamını sormuştu.

YÖNÜM SANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin