"Kenma-san!"

Diğer yandan da aracı fazla hareket ettirmemeye özen gösteriyordu.

Bir tıkırtı duymuş ve aracın şoför koltuğunun olduğu tarafa yönelmişti.

"A-akaashi.."

Akaashi hemen atılmış ve siyah saçlı yüzü gözü kan içinde olan arkadaşına bakmıştı.

"Kurooz-san!İyi misiniz! Hareket edebiliyor musunuz!"

Kuroo acı bir şekilde gülmüş ve bacağını işaret etmiş gözleriyle.

"O-olamaz.. Ezilmiş!"

Akaashi başını iki elleri arasına almış bir o tarafa bir bu tarafa koşuyordu.

"Akaashi.. Telefonum cebimde."

Akaashi Kuroo'ya yaklaşmış ve bacağına dokunmamaya özen göstererek telefonu bir çırpıda çekmişti.

Kuroo acı içinde inlemişti.

Akaashi eliyle gözünü silmiş ve telefonun açma tuşuna basmıştı. Çalışıyordu.

Hemen ambulansın numarasını tuşlamış ve kulağına götürmüştü telefonu.

"Acil durumunuz-"

"B-bir kaza yaptık! Lütfen ambulans gönderin."

Diğer tarafta ki görevliden hemen bir yanıt gelmişti, sesi duyulur bir şekilde gürdü ve kendinden emindi.

"Sakin olun beyefendi, kaza nerede oldu, biliyor musunuz?"

Akaashi etrafına bakınmış, bir tabela aramıştı. Yoktu.

"Bilmiyorum, b-burası çok ıssız bir yol ve düz bir arazi. Bilmiyorum, bilmiyorum!"

"Pekala lütfen sakin olmaya çalışın ve bize yaralılar hakkında bilgi vermeye devam edin."

Tekrar etrafına bakınmıştı Akaashi.

"Be-ben arabadan çıktım, diğer üç kişi arabada ve hepsinin durumu kötü g-gözüküyor.."

Oradan bir ses duymuş ve telefonu kulağından uzaklaştırmıştı Akaashi.

"Burası Ch-chūgoku.."

Kenma acıyla boynunu tutmuş ve gözlerini yummuştu.

"Bir dakika! Ch-chūgoku! Burası Chūgoku!"

"Hemen bir ambulans gönderiyoruz. O zamana kadar yaralı kişileri yerinden oynatmayın veya dokunmayın."

Akaashi hiçbir şey diyememiş ve telefonu kulağından indirmişti.

Hemen arabanın yanına yaklaşmış ve Bokuto'nun olduğu tarafa eğilmişti.

Hiç iyi gözükmüyordu, cam kırıkları yüzüne saplanmış ve boynu morarmıştı.

Eli ile ağzını kapatarak tekrar ağlamaya başlamış ve sessizce ambulansın hızlı gelmesi için dua etmişti.

10 dakikaya yakın bir süre sonra ambulansın sesini duymuş ve hemen ayağa kalkmıştı. Acı bir şekilde gülümsemişti.

Ambulansın yanına gittiğinde görevliler hemen arabanın yanında daire oluşturmuş ve sedyeleri de hazırlamışlardı.

Akaashi onları izlemeye devam ediyordu. Yavaşca olduğu yerde çökmüştü.

"Beyefendi, siz iyi misiniz? Bir yerinizde herhangi bir yara var mı?"

Akaashi olumsuz anlamda kafasını sallamıştı. Önünde duran kadın elini gencin omzuna uzatmış ve Akaashi'nin kalkmasında yardımcı olmuştu.

Hastaneye geldiklerinde Akaashi öylece oturuyor ve durgun gözlerle zemini izliyordu.

Bokuto iyi olacak mıydı? Peki diğerleri?

Gözleri tekrar tekrar doluyor ve her seferinde burnunu çekerek eliyle sertçe siliyordu.

Bir doktorun bu tarafa doğru geldiğini gördüğü sırada hemen ayağa kalkmış ve doktorun önünde dikilmişti.

Akaashi konuşacağı sırada duraksamıştı.

Doktor yavaşca elini yeşil gözlünün omzuna koymuş ve sıkmıştı.

"Başınız sağolsun, bayım."

Daha sonra gözlerini yere çevirmiş ve arkasına bakmadan gitmişti.

Akaashi ise doktorun arkasından bakakalmıştı.

Ağzı açık kalmış, yanağında ki yaşlar ise süzülmeye devam ediyordu.

Bir anda göğsünde ağrı hissetmesiyle sol eli yardımıyla sol tarafını sıkmış ve dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Hemen kendini hastaneden dışarı atmış, derince nefes almış ve vermişti.

Ağır hareketlerle dizlerini kırmış ve soğuk zemine çökmüştü.Kafasını gökyüzüne çevirmiş ve bağırarak ağlamaya başlamıştı bile.

Dünya çok adaletsizdi.

Bokuto'nun daha önceden de dediği gibi, aşk bir cinayet gibiydi.

İki kişiden biri, elbet bir gün ölüyordu.

S O N

21 | Bokuaka ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin