15

1.4K 130 123
                                    

okurken medyada ki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ediyorum.

iyi okumalar dilerim♡

"When you get older, plainer, saner.."

"Will you remember all the danger we came from?"

Siyah saçlı genç, kolunu yanında ki sarışına atmıştı.

Gülümseyerek ona bakmış ve oturmakta olduğu sürücü koltuğunda biraz oynaşarak arkasında oturmakta olan çifte bakmıştı.

"Bokuto, Akaashi. Hep beraber söyleyeceğiz."

Bokuto bir kahkaha atmış ve "Ben?" diyerek parmağıyla kendisini işaret etmişti.

"Bokuto-san söylerse bende söylemek isterim."

Kuroo gülerek önüne dönmüş ve Kenma'nın yanağından bir makas almıştı. Kenma elinde ki telefonu bırakmış ve hafif mırıldanır gibi olmuştu.

"Akaashi'nin sesi çok güzel, o söylesin biz dinleyelim."

Genç çaktırmadan yanında ki griliye bakmış ve gülümsemişti, Bokuto resmen gözleriyle yalvardığını belli ediyordu.

Akaashi ağır hareketlerle ağzını aralamış ve alçak olan sesini yavaş yavaş yükseltmişti. Şarkının devamını getiriyordu.

"Burning like embers, falling, tender.."

Sesi o kadar ince ve durgundu ki, herkes suspus olmuş ve bu güzel sesin akışına bırakmıştı kendini. Sadece seyir halinde ki arabanın sesi ve gecenin hafif esintisi duyuluyordu.

"Longing for the days of no surrender years ago.."

"And will you know.."

Bokuto ise pür dikkat ona odaklanmıştı hafif uykulu olan gözleriyle. Sevgilisine bilmem kaçıncı kez daha aşık olmuştu.

"So smoke 'em if you got 'em 'cause it's going down.."

Bir süre durduğunda, gözlerini yummuş ve nefes almıştı Akaashi.

"All I ever wanted was you.."

Yeşilli bir süre susmuş ve oturmakta olduğu koltuktan dışarıya dikkat kesilmişti. Bir sarsıntı hissettiğinde sürücü koltuğunda ki Kuroo'ya bakmış ve arabayı kontrol edemediğini farketmişti.

Gözlerini yummuş, açmıştı. Bu kısacık süre zarfında üzerinde bir baskı hissetmiş ve daha demin ki sarsılışından daha fazla bir sarsıntı hissetmişti.

Gözlerini tekrar açtığında başında belli belirsiz bir ağrı vardı. Ardından yan bir şekilde arabada durduğunu farketmişti.

Akaashi şiddetli bir şekilde öksürmüş ve yan yatmış, şekli bozulmuş arabadan can havliyle çıkmıştı.

Nefesini tutarak karşısında ki manzaraya bakarken, ayakta nasıl durduğunu, hala nasıl yaşadığını sorgular olmuştu.

Etrafina bakındı, tek bir araba sesi yoktu. Işık yoktu. Bir canlı belirtisi bile yoktu bu düz arazide.

Ne yapacaktı, telefonu çalışıyor muydu?

Soğuk kanlı olmaya çalışıyordu ama olamıyordu.

Hızlıca aracın yanına gitmiş ve bağırmaya başlamıştı.

"Bokuto-san!"

Yeşilin en koyu tonu gözleri hafiften doluyor ve pınarlar birer birer yanağından süzülerek yer ile buluşuyordu.

21 | Bokuaka ✔Where stories live. Discover now