1.2/SON

197 16 12
                                    

Finn, bana aşık olduğunu nasıl anladığını anlatırken sessizce durdum ve onu dinledim.
-"O gün sınıfa girmiştin ve hoca sen girince şöyle demişti. "Okulumuza yeni geldin ama daha ilk günden geç kalıyorsun." Sonra sen hocaya bakmadan, kapıdan tarafa bakıp hafif sırıtmıştın. O an bir şeyler hissettim daha önce hissetmediğim şeyler, kalbim çok hızlı atıyordu."
-"Kafamı çevirip sana bakmıştım, yanın boştu. Gülümseyerek yanına geldim ve sen de  'Oturabilirsin, boş' demiştin. Kendi gözlerimde de görmüştüm zaten boş olduğunu ama söyleyişin... Çok tatlıydı keşke sonsuza kadar bana o tatlılıkla konuşsan."
-"Sen istediğin sürece konuşabilirim biliyorsun değil mi?"
-"Miyavlar mısın" Bir süre bana baktı, ciddi olup olmadığımı sorgularcasına. Bir kaç saniye sonra ikimizde kahkalarla güldük.

İneceğimize dair anons yapıldığında hala şakalaşıyor ve gülmemizi durduramıyorduk. Dakikalar sonra bavullarımızı alıp indik. Kalacağımız otele girdik.
-"Oda numarası kaçtı?"
-"Bilmiyorum..."
-"Harika"
-"412 olması gerek"
-"Evet öyleymiş, hadi gel" elimi tutarak beni merdivenlerden çıkardı. Odamızın kapısına geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdik.
-"Jack burası çok güzel bir yer değil mi?"
-"Tabloları çok beğendim, sırtlasak mı?"
-"Dolabı sırtlayalım, tabloları da koyarız."
İkimiz şakalaşmaya devam ederken Finn bir dakikalığına gideceğini söyledi ve gitti. Yalnız kalmıştım.
Ellerimle oynuyor, Finn'i bekliyordum. Yaklaşık üç dakika olmuştu ama hala gelmemişti.Akşam üstü olduğu için de hava kararmaya başlamıştı. Işığı açmak için ayağa kalktım, güç düğmesine bastım. Düğmeler çalışmıyordu, bir kaç kez tekrar denedim ama olmamıştı. Gözlerimin bir bezle kapandığını hissettim. Haraket etmeye çalıştım ama pek işe yaramadı.
-"Sakin ol sadece aşağı ineceğiz ama görmemen gerek." Finn'in sesini duyduğumda rahatlamıştım. Başımı sallayarak onayladım ve ona uydum. Önce kapıdan çıktık sağa döndük, asansöre bindik ve dışarı çıktık. Biraz üşümüştüm ama sorun değildi. En sonunda durduk gözlerimi açıp önüme geçti eğildi, bir kutuyu açtı.
-"Verdiğimiz sözleri tutmayı, benimle bir ömür boyu baş etmeyi kabul eder misin?" Ona sarıldım, cevabımı verdim.
-"Evet, sonsuza kadar seninle baş edebilirim."
-"Sonsuza kadar seni sinir edebilirim"
-"Sonsuza kadar kafana vurabilirim Wolfhard."
-"Boyun yetmez ki"
-"Yeter bak yetiyor" kafasına vurmaya çalıştım ama başaramadım elimi tuttu ve beni kendine çekerek sarıldı.
-"Seni seviyorum Jack."
-"Seni seviyorum Finn."

~Son


Cennet-Fack/TamamlandıOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz