Konuştuğu adam eliyle yolu gösterdiğinde ikimizde onu takip ettik. Açık alana çıktığımızda en arkalarda sessiz bir yere geçmişti. Etraftaki rüzgarın ve dalgaların sesi insanların seslerini azda olsa bastırıyordu.

"Ne istersin?" Kafamı babama çevirdiğimde, "Sen ne alacaksan ondan," dedim. Yemekler gelene kadar aramızda sessizce bir bekleyiş olmuştu.

"Okul nasıl? Güzel mi?"

"Güzel," dedim ellerimle oynarken. "Ev arkadaşın ne oldu?"

"O arkadaşlarıyla," dedim. Konuyu arkadaşlara getirmekten vazgeç artık. Ben tek başıma gayet iyiyim. "Sınıfındakilerle iyi anlaşabildin mi?"

"Evet. Hepsi çok cana yakın." Ders dışı hiçbiriyle bir iletişimim bile olmamıştı ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Öğünlerine dikkat ediyor musun?" Arkama yaslanıp ona baktım. "Evet baba. Sorgulamanı ne zaman bitireceksin?"

"Sadece merak ediyorum Alp. Biliyorsun..."

"Biliyorum. Benim için endişeleniyorsun." Yüzüne baktığımda o bariz endişeyi görebiliyordum. Onu endişelendirmekten nefret ediyordum. "Ama ben gayet iyiyim baba. Bunları atlattım biliyorsun."

Önümüze yemekler geldiğinde bir süre sessiz kaldık. Garson uzaklaştığında yemeğe baktım. Yemek istemiyordum. Hiçbir şey yemek istemiyorum.

Göz ucuyla babama baktığımda eline çatalla bıçağı alsada benide izlediğini fark edebiliyordum. Bende elime çatalla bıçağı aldım. Yemeği yerken babam bütün mimik hareketlerimi izliyordu.

"Alp, senin için neyi önerdiğimi gayet iyi biliyorsun."

"Psikoloğa gitmeyeceğim. Benim artık buna ihtiyacım yok." Derin bir nefes verdi. "Psikoloğa gitmek seni hasta yapmaz Alp. Bazen sadece konuşucak birine ihtiyaç duyarız."

"Benim konuşacak bir şeyim yok. Olan şeyleri her zaman sana anlatıyorum zaten," dedim. Yüzüne baktığımda inanmadığı gayet belli oluyordu. Ama ne yapabilirdim ki? Her bunalıma girdiğimde gecenin bir saati onu mu arayayım? Hem zaten ona anlatsam bile bir yerden sonra yine tedavi almamı isteyecek. Çünkü bana yeterli olmayacağını düşünecek. Annemde de aynısı olmuştu. Biraz beklemiş sonra her şeyi anlatmıştım. Sonum ise bir psikoloğa gitmek olmuştu. Sonra ise zaten bir şeyleri anlatmayı bırakmıştım. Çünkü hep istemediğim şeyler oluyordu ve ben bundan bıkmıştım.

Yemek bitene kadar tamamen sessizdik. Bu sessizlikte tek odaklanabildiğim şey yemeğimi bitirmekti. Midem çok bulanıyordu ama babamında yemem nasıl diye beni izlediğini fark edebiliyordum. Bu yemek yenmezse birde zorla diyetisyene gönderilirdim. Yine.

Yemek bittiğinde ayağa kaltım. "Lavoboya gidiyorum," diyip görüş alanından çıktığımda adımları hızlandırdım. Midemin bulantısı artarken elimi ağzıma bastırıp hızla bir kabine girip çömeldim. Yediğim ne varsa kustuktan sonra duvara tutunup bir süre bekledim. Yine kendimi çok zorlamıştım.

Cebimdeki telefonumun titremesiyle elimi cebine attım.

Çağlar
Ben sıkıldım. :( Ne zaman geliceksin?

İstemsizce gülümsedim. Eve ne zaman varmıştı ki?

Elimden geldiği kadar hızlı geleceğim.

Ev Arkadaşım | bxbOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz