Benim her zaman sayıkladığım büyük laflarım yok mu...

"Sen, kavga ettiğin biriyle konuşuyorsan..." Çözmekte zorlanıyordu ama çözecek bir şey yok anneciğim. Olaylar bu şekilde ilerledi.

Yüzünü Jongin'e dönüp "oğlum biraz zor bir karakterdir, kusura bakmayın." Dedi.

"İstersen bir de onun kolunun altına gir anne?" Ailemin benden yana olmaması her zaman sinir ibrelerimi fulleyen bir durumdu. Çünkü ben ne olursa olsun, ailemin yanında dururdum.

"Öylesin Sehun."

Gözlerimi sinirle devirerek söylediğine Jongin'den yine şaşkın bir gülüş almıştık. Ellerini itiraz ederek sallarken hemen açıklamaya girişti.

"Ah, hayır hayır. Karşılıklı hatalar vardı ama kendisi iyi biri, iyi bir komşu. Ben küçük bir rahatsızlık geçirdim ve oğlunuz bana çok yardımcı oldu. Ben de kendisinden hem özür diledim hem de kendisine teşekkür ettim. O yüzden aramız düzeldi. O da özür olarak beni buraya getirdiğini belirtti."

Ne kadar uslu, sevimli, tam bir aile çocuğu gözüküyordu şu an.

İşaret parmağımı 'afferin' dercesine ona uzattım. "Tuttum seni Jongin." Dediğimle bana göz kırptı.

Afferin durumu iyi idare ediyorsun Jongin ama... bu göz kırpmalar benim hareketlerim Jongin!

"Evli misin?"
Büyük büyükanne... Sanane...

"Hayır efendim."

"İki çocuğun varmış, Aera öyle dedi."
Büyükanne... Sanane...

"Şey... Evet, ikizlerim evlenmeden dünyaya geldiler." Biraz çekinmişe benziyordu, eh yaşlıların gözleri lazer gibi, göz kırpmaksızın adamın gözünde olunca hem utanır hem de çekinirdi.

"Bunlar bizim zamanımızda ne ayıp şeylerdi..."
Büyük büyükanne... Sanane...

İçten içe sanane demekten yorulmuştum.

Söylediği şey dünyanın en normal cümlesiymiş gibi elindeki el işine döndüğünde çok tasasız ve güçlü duruyordu. Jongin, büyük büyükanneme ne diyeceğini bilemezce bakarken yanakları kızarmıştı...

Ne kadar güzel durduğunu düşünemem...

"Büyükanne, senin zamanındaki kızlar masumdu. Bu zamanki kızların ne kadar zor olduğunu bilmiyor musun? Baksana Jongin ne kadar düzgün bir çocuğa benziyor." Temiz kalpli annem içten, sıcacık bir gülüşü Jongin'e bahşederek büyükannesine söylediğinde yaşlı kadın omuz silkti.

Yaşlı, hafif titrek ama tok sesiyle "Aman, banane... Ne düşünürseniz düşünün-..." Derken aklına aniden bir şey gelmiş gibi aydınlanarak Jongin'e döndü. "Seni kim keseleyecek?"

Varya... Hayatımın sorusu bu olabilir.

Bundan sonra neler konuşulacağını düşünerek bastım kahkahayı. Jongin de benim kadar olmasa da bana katıldığında "bilmiyorum" dedi.

"Onunla Sehun ilgilenecek büyükanne." Annem de konuyu komik bulduğu için -ben hâlâ gülüşümü durduramazken- gülerek söyledi.

Biz de samimiyetin olmadığı birine saçma soruların sorulmasının genetik olduğunu o zaman anladım. Ben de Jongin'e özür diledikten hemen sonra burnun estetik mi diye sormuştum. Büyük büyükanneme benziyorum, kesinlikle.

"Hayır, Sehun beni kesleyecek."

"Ne? Hayatta olmaz!" Gülüşüm kesilmek zorunda kaldığı için hemen kendimi savundum. Biraz önce ayıptan bahseden sendin büyükanne.

I Love Rock 'N Roll || SekaiWhere stories live. Discover now