5. Bölüm

355 58 49
                                    

Yine ve yine, çok yattığım için vücudum kütük gibiydi ve açılmam gerektiği hâlde salondaki koltuğa atmıştım kendimi. Dün kaç bardak içmiştim bilmiyorum, bir de üstüne bir şişe bitirmiştim. Bu yüzden başım  ağrıyordu. Bugün evim için alacağım yardımcılarla konuşacaktım ama başım ağırdığı için bunu da erteledim. Evimin düzenini de baya kurduğum için rahat hissediyordum. Ama kesinlikle benim gibi tembel bir adamın bakılmaya ihtiyacı var, çünkü karnım zil çaldığı hâlde kendime bir şeyler hazırlayasım yoktu. Kendimi bildiğim için de muhtemelen ilerleyen saatlerde de bir şeyler hazırlamayacaktım. Ayrıca kahvaltıyı akşam yemeğinden daha çok sevdiğim için yemek söylemekte istemiyordum. Tam anlamıyla zor zevkleri olan, zor bir insanım.

Pinterestten bahçeyle ilgili güzel şeyler bulmuştum ve bahçem oldukça büyük olduğu için güzel şeyler yapmak istiyordum. Ev işini sevmesem de dışarıda yapılan işleri çok seviyorum. Kendi evim olduğundan da istediğim gibi dizayn edebilecektim. Öncelikle benim yapabileceğim şeylerden başlayacaktım sonra belki mimar bile tutabilirdim. İşleri yapmakta tembel olabilirim ama düzen konusunda hassasım ve ben yapmasam bile muhakkak düzen oluşturacak birine ihtiyaç duyuyordum.

Her şeyden önce, bahçeye çıkmadan, dün gece neler olup bittiğini merak ettiğim için telefonu çıkarıp Berry'i aradım. Birkaç çalıştan sonra telefonu açtı.

"Evet Sehun, dinliyorum." İnsan önce bir selam verir.

"Sana da günaydın Berry."

"Gün ayalı çok oldu. Saat öğleyi geçiyor Bayım." Sesi şimdi eğleniyora benziyordu, bende sırıtmaya başladım.

"Ne o? Bakıyorum mutlusun, dün gece eğlendin sanırım?" Çok ama çok merak ediyordum. Daha önce bu kadar merak ettiğim bir ilişki de olmamıştı çünkü Lay sakin ve çekinik bir erkek, Berry ise baskın bir kızdı. Dolayısıyla onları bir ilişki içinde bir yere koyamıyor, hayal edemiyorum. Ne olacağı tamamen soru işaretinden ibaret. Birlikte olsalar bile ilişkileri de aynı şekilde soru işaretlerinden ibaretti.

Telefonun diğer tarafından bir gülüş sesi duydum.

"Öğrenmek istediğini vermek istersem diyebilirim ki, arkadaşın sızdı."
Tam bir hayal kırıklığı.

"Ne?! Sızdı mı?" Hayal kırıklığını sesime bu kadar yansıtamazdım.

"Evet, uçarak odaya geldi ama yatağa oturunca geriye düştü, uyudu. Bende bir saat yanında kalıp dinleneyim dedim. Resim de çektim atarım." Cümlelerini kurarken güldüğüne eminim. "Sonra ceplerine baktım. 100.000 Won vardı, hepsini aldım." Gözlerimi kocaman açtım.

"Hepsini mi aldın? Çok gaddarsın! Harçlık bıraksaydın."

"Yapabileceğim bir şey yok, istediği gibi bir saat onunla takıldım, ilgilendim. Hatta aldığım para haksız olmasın diye rujumla gövdesine şekiller çizdim, sırtına yazılar yazdım. Onu evirip çevirdiğim hâlde uyanmadı bile, birkaç kere mırıldandı o kadar. Şimdi bu parayı hak ettim mi, etmedim mi?" Normalde böyle şeylere gıcık olurdum, çok sinirlenirdim ama Berry yapınca eğlenceli duruyordu.

"Sırtına ne yazdın?" Gülüş sesi kulaklarımı doldurdu.

"Çin güzeli, Çin fıstığı, Çin çiçeği, Komünistin nazik oğlu. Geceyi hatırlıyor musun?" Gizemli çıkardığı tonuyla güldüm. "Kim bilir ne düşünecek, neden son cümleyi yazdın?"

"Tanrı aşkına Sehun, o odalara gerçekten sohbet etmek için mi gidecekti? Gerçi ben onunla sohbet edecektim ama uyudu... Yani böyle bir şey yazmamda sakınca yok bence, biraz eğleniriz. Ayrıca beni isteyebileceğini de düşünmezdim." Son cümlesinde şaşkınlık ve eğlence varken birkaç bardak, tabak sesi geliyordu. Sakin bir ortamda, evde olmalıydı.

I Love Rock 'N Roll || SekaiOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz