"Meretrix."

150K 4.6K 37.5K
                                    

Merhabalar.

Baştan yapmam gereken iki uyarı var.

1: bu amına koyduğumun oneshotu tam 22.924 kelime. Bu yüzden ya mola vererek okuyun, ya da geniş bir zamanda. Elinize kahvenizi alıp okuyabileceğiniz kadar uzun bir oneshot, neredeyse 4-5 needy bölümü uzunluğunda.

2: Olaylar gelişirken sıradan şeyler olmuyor, arada sexting, callsex, handjob gibi şeyler olduğu için atlamadan anlayarak okuyun.

Okurken dinleyebilmeniz için Spotify'da "disperdam te" adında bir çalma listesi oluşturdum, seksi şarkılar içeriyor, linki şu anda panomda, Instagram hikayemde (mizeleia_mm) var isteyene atabilirim de. İyi okumalar dilerim şimdiden.

Yorum yapmanızı istiyorum, yorum yapın, yapabildiğiniz kadar yapın. Çünkü gerçekten ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi merak ediyorum, bilmeme izin verin.

Kontrol etmeye aşırı üşendim, herhangi bir yazım hatası varsa kusura bakmayın 23klık şeyi tekrar okuyamazdım. Görmezden gelin rica ediyorum.

Sizi maviliyorum.

Miyav.

Jeon Jungkook.

İki kelime, üç heceden oluşan toplamda on iki harf olan bu ismin bana yaptığı şeylerş kitaplara sığdıramazdım. Nefessiz kalırdım eğer anlatmak isteseydim. Ben, ben olmazdım ve kimsesiz kalırdım. Dünyanın sonu gelirdi ama ben yine bitiremezdim anlatmayı. Sahnedeki o duruşunun, baldırlarını okşayışının, göğsünün ortasına kadar açık olan gömleğinin her dönüşünde biraz olsun göğüs uçlarını gösteriyor oluşunun kasıklarıma, bacak arama ve zihnime hiç iyi gelmediği çok aşikârdı.

Ah, benden rüyalarımı çalar, kasıklarıma ağrı olurdu. O giydiği kıyafetler ölüm fermanım, yanlarını kazıtmış olduğu uzun saçları ise celladım olurdu. Ben, öyle kirli hayallere sahiptim ki onun hakkında eğer bilseydi saniye düşünmeden sertçe, nefes alamayacağım kadar sertçe becerirdi beni.

Çünkü Jeon Jungkook, lanet olası fiziği ve her şeyde iyi olması ile ünlenmiş bir dansçıydı. Üniversitemizde herkesin tanıdığı, okulun en büyük gururu, tanıdığım en adi şerefsizdi. Şerefsizdi. Evet, öyleydi. O dudaklarındaki alaycıl gülüşle ve saçlarını sürekli geriye tarayan dövmeli parmakları ile dünya üzerindeki en seksi varlık olsa bile şerefsizin önde gideniydi.

Onu ilk gördüğüm an yüzünde oluşan o gülümseme yüzündendi bu kirli düşüncelerim. Yoksa onun gibi biriyle pek işim olmazdı. Okumaya gelmiştim, Daegu'daki rahat evimi sırf düzgün bir hayat yaşamak için terk edip Las Vegas'a gelmiştim. Bunu planlamamıştım ancak, lanet olası sınıfa girdiğim o anda bana dönen bakışları mahvetmişti.

Sanki birisiyle seks yaparken onları basmamışım gibi, altındaki kızın sarı saçlarını daha sıkı kavrayıp çığlık attırmıştı ona. Sonra ağzındaki lolipopu çevirerek çubuğunu oynatmış, dudaklarında öyle bir gülüş oluşmuştu öylece kalmıştım. Öyle alaycıl, terbiyesiz, edepsiz, arsız bir gülüştü ki bacaklarımı birbirine bastırma ihtiyacı hissetmiştim. Kapının koluna daha sıkı tutunmuştum ama o sanki beni öldürmek istiyor gibi bedenimi alıcı gözle yiyecekmiş gibi süzmüş, bir eli ağzındaki lolipopu seksi bir hareketle çıkartırken dili iştahla dudaklarını yalamıştı. Ardından göz kırpmıştı.

Disperdam te.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin