"Efendim Meral?"

*Anne diyerek açacağın günleri bekliyorum Ayazcım."

"Çok bekleyeceksin yani." diye mırıldandım. "Söyle, niye aradın?"

*Yankı'yı aradığımda bir davete katılacağınızdan söz etmişti. Uyuyordur diye onu arayamadım, nasıl geçti?*

"Sen tatilini yapsana, düşünme burayı."

*Vaov!* sesi enerjikti. *Bunu her aradığımda 'gelip Yankı'yı alın' diyen Ayaz mı söylüyor?*

Meral'e danışsam olmaz mıydı acaba? Ne de olsa denize düşen yılana sarılırdı.

"Meral, senden bir şey isteyeceğim."

*Benden mi?" şaşırdığına emindim. *İste tabii ki!*

"Ama fazla sorgulamanı istemiyorum, bir konuda yardımına ihtiyacım var sadece."

*Bugünleri gördüm ya anne demesen de olur, anlat paşam.*

"Paşam ne Meral?" yüzümü buruşturdum. "Şey diyorum...hani bazen insan kendini tartar. Yanlışını doğrusunu görür-"

*İç hesaplaşma diyorsun.*

"Bölme." zaten yeterince zorlanıyordum. "Ben birine daha düzgün yaklaşmak istiyorum. Ama onu tam tanımıyorum ve şu zamana kadar hiç düzgünce konuşmadık. Benden korkuyor hatta...belki de hiç sevmiyor beni." Zorlukta yutkundum.

*Kim olduğunu sorabilir miyim?*

"Hayır." gözümün önünde Yankı belirince başımı iki yana salladım. "Sadece değişmek istiyorum. Yani öyle karakter bakımından değil de, bazı yerlerde verdiğim tepkileri veya sözlerimi kontrol etmem gerek."

*Kibar olmak istediğinden mi söz ediyorsun?*

"Evet...evet öyle de söylenebilir." İçimde öyle çok konuşma isteği vardı ki uzun uzun anlatmak istemiştim. Bu kelime aklıma bile gelmemişti.

Meral hafifçe kıkırdadı ve boğazını temizleyerek konuştu. *Sana Yankı'dan örnek vereceğim Ayaz. Eğer düşündüğün kişi Yankı olsaydı ve ona karşı daha nazik davranmak istiyor olsaydın yapman gerekenler oldukça basitti.*

Pikeyi avucumun içine alıp sıkarken "Mesela?" dedim.

*Mesela sabahları günaydın demen, kahvaltı ederken muhabbet kurman, gün içinde müzik dinlemesine eşlik etmen, sorduğu sorulara ılımlı cevaplar vermen, gece yatarken uyuyana kadar yanında beklemen onun ihtiyaç duyduğu ve mutlu olacağı hareketler.*

"Nasıl yapacağımı bilmiyorum." Çok zordu...bir anda nasıl sabırlı ve anlayışlı birine dönüşebilirdim ki.

*Yankı'nın sana bir şey sorduğunu düşün. Normalde kızacağın bir şey bile olsa cevap vermeden önce biraz dur, kelimelerini kafanda tart ve öyle konuş.*

"Gerçekten mala anlatır gibi anlattın." sertçe yutkundum. Sanırım bu davranışlar yavaş yavaş oturacaktı bünyeme.

*Sen çok güçlü birisin Ayaz, istedikten sonra başaramayacağın hiçbir şey yok. Bugün babanla da konuştuk, tatili erken bitirip Yankı'yı alacağız.*

"Olmaz." dedim aniden.

*Ne olacak canım, iki hafta erken dönmüş olalım.*

"Yok siz bozmayın tatilinizi." Daha fazla konuşmasına müsaade etmemeliydim. "İyi eğlenceler size. Sağ ol Meral." telefonu kapattığım gibi fırladım yataktan.

Aşağı inip Yankı'nın kaldığı odaya geldim. İçeriden iç çekiş sesleri geliyordu. Ağlıyor muydu yoksa?

Kapıyı tıklayıp içeri girdim, Yankı yattığı yerden doğrulurken tüm odada duyulacak şekilde yutkundu.

"Ayaz abi..."

"Benim." yanına kadar gidip yatağın ucuna oturdum. "Ağlıyor musun sen?"

"Hayır." gözlerini ovuşturdu. "Çok fazla şey düşündüm sadece."

Meral'in daha önce söylediği gibi yalnız kalınca kafasında kuruyor olmalıydı.

Ben ne yapmalıydım peki? Başka zaman olsa 'Uyu.' der çeker giderdim. Ama şimdi Yankı'ya yardım etmem gerekiyordu. İyi de ne iyi gelir bilmiyordum bile.

"Kitap." kelimesi döküldü dudaklarımdan. Aklıma gelen tek şey buydu. "Kitap okumamı ister misin?"

"Gerçekten mi?" şaşkınlıkla gözleri büyüdü. "Bunu yapar mısın?"

"Neden yapmayım Yankı." ayağa kalkıp ışığı yaktım. Annemin kitaplarına ilerlerken bacaklarım titriyordu. Çok uzun zamandır dokunmamıştım buraya.

Herhangi bir kitabı alıp tozlanmış kapağını sildim. Yankı'nın yanına oturduğumda geçen sefer gibi omzuma  yatmak yerine yastığı tercih etti. Neden yatmıyordu ki...

"Başlıyorum." kitabın ilk sayfasını açıp düzgün bi sesle okumaya başladım. Arada göz ucuyla Yankı'ya bakıyordum. Okuduğum şeyleri zihninde canlandırıyor gibi bir havası vardı.

"Sorarlarsa 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını. Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insan arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından."

"Ben..."diye mırıldandı Yankı. "Ben yalnız kalmak istemiyorum."

Elimi omzuna sarıp kendime çekmek istiyordum bu masumiyeti. Göğsüme yatmasını, saçlarından gelen kokunun burnuma dolmasını istiyordum. Ama yapamadım...uzattığım elimi çekip tekrar tuttum kitabı. Cesaretim yoktu...

"Kendimizi bir binanın tepesinden hep beraber boşluğa bırakmayışımızın tek nedeni yarındı. Lotonun çıkma ihtimalini, aşık olunacak insanla tanışma ihtimalini, sonsuz mutluluk ihtimalini içinde barındıran o sihirli sözcük : yarın."

*

Düşüncelerinizi bekliyorum

Çok öpüyorum❣

Karanlık • [b×b]Where stories live. Discover now