4.BÖLÜM-ÖFKE

212 64 13
                                    

Belirsizlik neden bizim için bu kadar rahatsız edici?

Düşüncelerim çığlık çığlığaydı. Gözümün önünde ki herşey kopuk kopuk ve dağınıkken Bütün gün beni köşeye sıkıştıran o ela bakışlar şimdi tam karşımda benim masamda, benim dostlarımla oturuyordu.

Hızlı adımlarla masaya doğru ilerlemeye başladım. Masaya iki üç adım kalırken ela gözleri benim gözlerime değdi. Yüzüne eğreti duran bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Derdi neydi bu adamın?
Bütün gün benimle uğraşması yetmedi mi?

Yüzüme soğuk bir gülümseme yerleştirerek masaya yaklaştım.
Benim varlığımı farkeden ilk Yekta Aksoy oldu.

Sanki beni yeni farkediyormuş gibi bana bakarak;
''Efser hanım bu ne güzel sürpriz sizi burda görmeyi beklemiyordum.'' Dedi.
Hadi ama bunu benim söylemem gerekiyordu.

Göz ucuyla onu inceledim. Dağınık kara gecesi saçları, dağılmış alnına tutam tutam düşmüş ela gözlerini gölgeliyordu. Yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarına değdi gözlerim, giydiği beyaz gömleği kaslarını sıkı sıkı sarmış. Bacaklarına geçirdiği siyah kot pantolonuyla klasik bar kombininde bile çok iyi duruyordu.

Gözlerimiz tekrar kesiştiğinde onun da beni incelediğini farkettim. Yüzümdeki gülümsememi bozmadan ona bakarak;

''Yekta bey çok sık geldiğim söylenmez zaten buralara bizde arkadaşlarla ufak bir kutlama yapıyorduk.'' 
Üstüne basa basa söylediğim her kelimeden sonra yüzü değişiyordu.
Açık açık onu etrafımda istemediğimi daha nasıl vurgulamamı bekliyordu?

Hızlı adımlarla ona daha fazla bakmadan, masanın etrafından Efe'nin yanına oturdum. Kafamı kaldırdığımda ise merakla üç çift göz bana ne oluyor dercesine imayla bakıyordu. Gözlerim tekrar cevap beklercesine karşımdaki adamı buldu.

''Bizde buraya Efe beyle birkaç kadeh içmek için gelmiştik.'' gözlerim hızla sağımda oturan Efe'ye kayarken o açıklama yapmak için hazırlanıyordu.
Gerilen vucüdundan bir şeylerin ters gittiği belliydi. Masanın altında, bacaklarının üstünde duran ellerini hızla yumruk yaparak;

''Evet bana da sürpriz oldu açıkcası bu gece misafirim olacağınızı bilmiyordum beyler bilseydim hanımlara onlarla ilgilenme sözü vermezdim.'' Dedi her bir kelimesinde Efe'nin gözleri daha da kararırken, Yekta'nın arsız gülümsemesi yüzünde hala duruyordu.

Kafamı solumda oturan Hevin'e çevirdim. Gerilmişti belli bacak bacak üstüne attığı bacağını  hızla sallıyordu. Bu onun gerginken oldukça yaptığı bir hareketti. Ona baktığımı görünce tebessüm ederek kulağıma yaklaşıp;

''Bana burda ne olduğunu açıklamanı dört gözle bekliyorum. Özellikle şuan tam karşında seni bu masada becermek için bağıran şu ela gözleri.'' söylediklerinden sonra doğrulup masum bir tebessümle yüzüme baktı.
Bana söylediği sözlerden sonra yüzümün aldığı rengi merak ediyordu. Gözlerimi açarak ona kafamı iki yana salladım.

Bana omuz silkerek Efe'ye dönüp ''Beyefendiler iş arkadaşların galiba Efecim istersen biz başka masaya geçelim. Sende onlarla ilgilen.'' Diyerek söylediği cümleden sonra benle Minel'e baktı.

Tam onu onaylayan bişeyler söylemek üzereyken Yekta benden önce söz alarak;

''Lütfen hanımlar bu sözü bozmak istemeyiz. Rahatsız olmayın biz başka masaya geçelim. Biz  daha sonra Efe'yle konuşuruz.''  daha fazla onlarla ilgilenmeyip etrafda göz gezdirmeye başlamıştım.

Gözlerim sol çaprazda kalan masaya takıldı. Normalde üst locaya yabancı kimsenin çıkmasına izin vermezdik. Çoğu localarda aylık her zamanki müşterilerine kiralanırdı. Yani buraya çıkan müşterilerin hepsini bilirdik. Ama şuan karşımdaki masayı karanlıktan dolayı göremiyordum. Işıklar gölge yapıyordu. Uzun zaman olmuştu kiralanalı fakat sahibiyle bi türlü karşılaşamamıştık. Ama nedense oradaki gözleri üzerimde hissediyordum.

FERDA Where stories live. Discover now