12.BÖLÜM:"DİNMEYEN ACI"

56 31 22
                                    


YAZARDAN DEVAM:

İnsanın kollarında huzur bulduğu tarafından terk edilmesi dünyanın en berbat duygusundan biri. Onun kollarındayken seni sımsıkı sarar ve engelleri beraber aşacağının düşüncesini iliklerinize kadar işler. Kendini asansör boşluğundan düşmüş gibi hissedersin. Seni seven herkesin senin iyi günde yanında olup kötü gününde olmayacağını kanıtlar.

Harika ayrıldığı günden beri  kısa kısa uyuyabiliyordu. Gözlerini yumduğu zaman istemsizce Muhammedi hayal ediyor ve kalbini sızlatıyordu. Aklında tek soru var. Muhammedi deli gibi severken niye sözünü tutmadı. Onu annesinden bile çok severken niye? Bu kadar mıydı sevgisi... Bazen keşke beni aldatsaydı da ilişkimiz bu yüzden bitseydi diyordu. Şu an gelse harika  şaka yaptım demesini çok istiyordu. Bu istediği şeyin gerçekleşmesi uzaya gitmek kadar imkansız. Sonuçta bir insan geri döneceği eli niye bıraksın değil mi?

............................................................

BARAN'DAN DEVAM:

İşlerimi yoluna koymak için gittiğim Antalya'dan bugün dönüş yaptım. Evimden uzak olduğum zamanda  aklımdan  harika çıkmadı. Anneme kız kardeşim nasıl diye sorduğumda odasından çıkmadığı için görmediğini diyordu. Bunu niye yaptığının sebebi hakkında az çok fikir yürütebiliyordum. Eve gittiğimde niye böyle yaptığını kesin öğreneceğimden bavulumun çıkmasını bekledim. Beni hava alanından almaya kardeşim gibi olan mert geldi.

"Ooo kaçak sonunda buraya teşrif ettiniz"

 Onu deyip boynuma sarıldı. Bu çocuğu cidden seviyorum.

"Kardeşim çok yorgunum"

"Kızları süzmek seni yormuştur."

  Mert'in yüzüne baktığımda sen ne çapkınsın der gibi gülümseme yerleşmişti ama ben orada bir kızla bile göz göze gelmemiştim. Kalbimde gizemin adını olduğu sürece gözlerim hiçbir kızın göz bebeklerine kaymayacaktı.

"Aşk olsun kardeşim. Sanki benim Gizemi ne kadar çok sevdiğimi bilmiyormuş gibi konuşuyorsun."

"Gizeme duygularını söylemenin zamanı gelmedi mi artık"

  Bu söylediklerini yüreğimde dile gelip bunları sayıklıyordu. Beni reddetmesinden korktuğum için bir türlü ona demeye cesaret edemiyorum

"Mert beni reddetmesinden korkuyorum. Ya hala selimi unutmamışsa ona karşı içinde hisler varsa... Ben selimi seviyorum derse o zaman kendimi toparlayamam. Ondan dolayı hiçbir zaman gizem onu sevdiğimi öğrenmeyecek mert."

 Mertle gizemin hakkında sohbete dalmışken evimin olduğu yere gelmiştik. Mert'e ne kadar gel bir çayımızı iç desem de gelmedi. Bende evin ziline bastım. Kapıyı beni bu dünyaya getiren melek açtı.

"Oğlum hoşgelmişsen"

 Elini uzatmadan ben hemen elini öpüp eve girdim.

"Hoşbuldum anne"

"Oğlum açsındır. Sana en sevdiğin yemek olan kelle paça yapmışem. Mutfağa gel tabağa koyum da ye"

Kelle paçayı çok seviyordum ama şimdi o yemeği yemenin vakti değil.

"Anne yemeği sonrada yerim. Ben önce kardeşimi göreyim."

Harikanın kapısının önüne geldiğimde içeriye girmek için yeltendiğimde kapıyı kilitlediği için giremedim.

"Abicim kapının kilidini açar mısın?"

"Hayır!"

"Güzelim bak bir aydır senin ay gibi olan yüzünü göremedim. Hadi kapıyı açta o ay gibi olan yüzünü bana göster."

MEDCEZİR'DE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin