three

407 16 17
                                    

Yazın güneşli havalarda gökyüzünde uçan kuşların cıvıltısı gibiydi sesi;öylesine heyecanlandıran,mutlu eden... Her bir şey anlatışında farklı bir mimiğini kullanıyordu ve bu gözlerimi ondan alamamama neden oluyordu. Saçı rüzgara kendini teslim etmiş gibiydi,rüzgar nerden eserse saçı o yöne doğru hareketleniyordu ve o vücut dilini kullanarak hararetli bir şeyler anlatıyordu. Kahvesinden bir yudum aldı ve yutkundu:

-"İdil?"

O an kafa olarak orda olmadığımı sadece ben değil o da anlamıştı sanırım fakat onu izliyor olmak huzur veriyordu.

-"Efendim?" dedim onu dinliyor olduğuma inanmasını isteyerek.

-"Bir an daldın gittin gibi geldi,sıkmıyorum umarım seni?"

Bu soruyu sormamasını dilemiştim içimden çünkü öyle bir imaj çizmek istemiyordum gözünde daha ilk görüşmemizde.

-"Yo,yo hayır tabii ki de sıkılmadım,bir an daldım öyle sanırım. Özür dilerim öyle hissettirdiysem,gerçekten."

-"Anlaşılan seninle görüşeceğimiz süre boyunca sana yapmayı öğreteceğim ilk şey özür dilememek olacak." dedi gülerek.

Gülüşü,içine yüzlerce çiçek sığdırabileceğiniz bir vazo gibiydi.

-"Sanırım öyle." dedim tebessüm ederek. 

-------------------------------------------------

Dorukhan'a verdiğim kahve sözünü tutmuştum nihayet. Son bir haftadır beni nerede görse kahve borcunu unutmadım diyor sonrasında gülüyordu. Tesislere gitmek üzere arabasına bindiğimde istemsizce,

-"Kahve borcumu da ödediğime göre artık rahatça dolaşabilirim etrafta,bir hatırlatıcı olmadan." dedim gülerek. Hatırlatıcı derken onu kastetmiştim ve o da bunu anlayıp güldü.

-"Bakarsın bu sefer ben sana borçlu kalırım belli mi olur?"  diyerek arabayı çalıştırdı.

Arabayı çok dikkatli kullanıyordu,gözünü asla yoldan ayırmıyordu. Avını gözetleyen avcı misali o da arabaları ve şeritleri takip ediyor ona göre şerit değiştiriyordu. Konuşmak için tereddüt ediyordum dikkatini dağıtmamak için fakat ben böyle düşünürken bir an da onun sorusuyla sessizlik bozuldu.

-"Bugün sen de bizimle geliyorsun değil mi deplasmana?" 

Antrenmandan sonra deplasmana gitmek için otobüse bineceklerdi tesisten. Her zaman olduğu gibi yine sağlık ekibi gidecekti fakat ben stajyer olduğum için bana bir şey söylememişlerdi dolayısıyla da gitmiyordum.

-"Maalesef bana öyle bir şey demediler,stajyerim sonuçta." dedim üzülerek çünkü Beşiktaş deplasmanları iç saha maçlarından daha heyecanlı gelirdi bana hep. En büyük hayallerimden biri de deplasmana gitmekti zaten.

-"Neden ısrar etmedin ki gelmekte?" dedi sesi biraz soluk çıkmıştı bu sefer.

-"Sence bu karar bana bağlı olsaydı burda durmayı tercih eder miydim?" dediğimde benimle ilgili bir karar olmadığını anlamasını istiyordum. Onu izlemek,hele yakından izlemek yaşayabileceğim en güzel şeylerden biriyken bundan kendi isteğimle asla vazgeçmezdim.

Tesislere geldiğimizde Cemil Abi'nin beni yanına çağırdığında Dorukhan ile ilgili bir uyarı yapacağından yüzde yüz emindim ve ona gözükmekten hiç hoşlanmıyordum. 

-"Bu hafta sınavın var mı?" dediğinde sorusuna anlam verememiştim.

-"Hayır abi,yok. Neden sordun?" 

-"İyi o zaman şimdi al benim arabamı eve git ve yanına üç günlük kıyafet al ,deplasmana sen de geliyorsun." dedi emredercesine. 

Şaşırmıştım.

Daha yarım saat bile geçmemişti Dorukhan'la bu konuyu konuşalı.

-"T-tamam abi,hemen gidiyorum." dedim şaşkınlığım belli oluyordu konuşmamdan aynı zamanda heyecanım da öyle.

--------------------------------------

Tekrardan tesislere geldiğimde antrenman bitmiş,oyuncular otobüse yeni yeni biniyordu. 

Otobüsün yanında Cemil Abi'yi gördüğümde koşarak yanına gidip anahtarı uzattım. 

-"Ceza falan yemedim,merak etme." dedim gülerek. Cemil Abi de gülüyordu. 

Dorukhan'ı otobüse binerken görmemiştim ben gelmeden binmiş olmalıydı diye düşünüyordum içimden. 

O esnada Cemil Abi'nin,

-"Hadi neyi bekliyorsun,binsene." demesiyle düşüncelerimden gerçek hayata dönebilmiştim. 

Otobüsün ön demirlerini tutup basamaklardan yukarı çıktığımda oturacak yer bakmak için arkaya doğru ilerliyordum ki bir an da birisinin kolumu çekmesiyle duraksadım.

-"Yanıma oturur musun İdil?"

-"T-tabii Dorukhan."




•serendipity•|dorukhan toközDonde viven las historias. Descúbrelo ahora