"Güzel hayal, işine bak." Diyip hızlıca çektim kolumu ve tekrardan çıkışa yöneldim.

"Sana özür dile dedim." Tekrardan elimi yakalamıştı.

Belasını bende aramak için yanlış bir günü seçmişti. Yoksa seve seve özürümü yumruğum eşliğinde iletebilirdim kendisine.

"Bak çocuk. Siktir git gece gece bela arama." Diyip bu kez onu sertçe ittirdim. Sendeleyip arkasında ki birilerine çarptığında çıkışa çoktan varmıştım ben.

Kapıdan çıktığımda sokakta kimseyi görememiştim. O sırada telefonum çalmaya başlamıştı.

"Ne var Jackson!"

"Naptın, geldi mi herif?"

"Geldi, ama elimden kaçtı şerefsiz."

"Ne!? Senin elinden? Bir adam kaçtı? Nasıl oldu oğlum bu?" Aptal aptal sorularla beni iyice sinirlendiriyordu bu çocuk.

"Kapat abi kapat eve gelince anlatırım."

"Yok ben başka yerde kalayım bugün Seancım hırsını benden çıkarırsın şimdi sen." Tam küfür etmeye hazırlanıyordum ki barın kapısından başka bir bağırış sesiyle oraya döndüm. Bana doğru gelen bedene bıkkınca bakarken "Yok, bu akşamlık yırttın. Yeni bir tahlilimiz var." Diye söylendim kendi kendime.

"Ne dedin? Kim o be noluyor!?!?" Diye çığırmasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırmam bir olmuştu.

"Sonra Jackson, sonra." Diyip suratına kapadım. O sırada sarhoş beden yanıma gelmişti bile.

"Hey! Sen! Kimse arkasını dönüp gidemez bana anladın mı güzel çocuk?" Hahahaha vay güzel çocuk demek...

Saçlarımı karıştırdım ve omuz silktim. "Şanslı gününmüş, ne yapalım." Diye söylene söylene arkamı döndüm. Sırf iltifatı için onu hırpalama fikrinden vazgeçiyordum evet o yüzden şanslı günüydü. Ayrıca zaten saatli bomba gibiydim şu an bir de sarhoş herifin tekinin hareketlerini çekmeye kalkarsam fena patlayabilirdim. O yüzden arabama doğru ilerlemeye devam ettim, bir an önce eve gitmek istiyordum. Arada bir duraksasa da peşimden geldiğini fark ettiğim de gözümü devirmeden edemedim. Hayır dayak yemekten de kurtuldun niye zorluyorsun değil mi? Adımlarının sıklaştığını ve omzumu tutmaya çalıştığını fark ettiğim de bu sefer tekrardan beni tutmasına izin vermeden dönüp elini kavrayıp ters çevirdim. Acı dolu bir şekilde inlediğinde baygın gözlerinde ki ifade de değişmişti. Tam tekrardan konuşmaya çalışacaktı ki elini bırakıp bu sefer ağzını kapadım. Artık ciddi bir şekilde tepem atmıştı ve soğuk bakışlarımı yöneltmiştim bu sefer.

"Peşimden gelmeyi bırak. Son kez uyarıyorum bir daha ki sefere bu kadar nazik davranmam." Diyip elimi çektim. Şaşkınca bana bakmaya başladığında cebimde ki anahtarları aramaya başladım ben de ve yine arabaya yöneldim. Arkamdan hala söylendiğini duyuyordum ancak bu sefer beni tekrardan yakalayamadan gaza basmıştım bile.

—————————————————————————

"Ee abi nasıl kaçtı elinden herif ya hala adam akıllı anlatamadın." Diye sordu Jackson. Gece eve geldiğim gibi uyumuştum. O kadar yorulmuştum ki sabah ki derse de neredeyse geç kalıyorum. Evet başımda yeterince iş yokmuş gibi bir de bir yandan üniversiteyi yürütmeye çalışıyordum... Sabah ki dersten çıkıp kampüste ki bir kafeye oturmuştuk ve dün akşam hakkında soru yağmuruna tutuluyordum.

"Adam geleceğini biliyorduk dedi bana Jackson. Bu nasıl olabiliyor? Uyarılmışlardı. Ama kim uyardı ve nasıl haberleri oldu bir türlü aklım almıyor..."

"Tuhaf cidden abi belki de etrafta onu soruşturduğumuz duyulmuştur."

"Olabilir. İşin sonuna sandığımızdan daha yakınızdır belki de, ne kadar içine girersek orantılı bir şekilde etrafta da güvenilmez insan sayısı bir o kadar artıyor. İlla biri uçurmuş olmalı." Dediğimde Jackson da kafasını onaylar şekilde salladı.

"Bir dahaki sefere daha dikkatli oluruz abi, sinirini bozma."

"Bozuyorum ama Jackson." Dedim sinirli bir sesle. "Tam dibimdeyken çocuğun teki yüzünde-"

"Hangi çocuk?" Diye sordu Jackson.

"Ha?" Diyip zaman kazanmaya çalışmıştım. Bu gevşeğe dün olanları anlatıp dalga geçmesine fırsat vermeyi planlamıyordum.

"Dur dur. Sen dün bir şeyler geveliyordun telefonda. Ne oldu ne çocuğu ne yapmış? Yoksa herifin kaçmasına yardım eden birileri mi senin yolunu kesti!!! Oğlum bir şeyin var mı lan niye anlatmıyorsun!?!????" Diye kendi kendine yükselmişti Jackson ve üzerimde hasar kontrolü yapmaya başlamıştı. Ben de bu tepkisine gülmeye başlamıştım çünkü aptal kendi kafasında senaryolar kurup yine garip davranmaya başlamıştı. Ellerini tutup üstümden çekmiştim.

"Sakin ol Jackson, hadi ders var kaçtım ben." Diyip gülerek kalkmıştım masadan arkamdan aptal aptal hareketler yaptığını omzumun üstünden görebiliyordum. Bu çocuk tam bir maldı ama en iyi arkadaşımdı işte ne yaparsınız.... Önüme döndüğümde biriyle omuz omuza çarpıştık ve refleks olarak ağzımdan tam " kusura bakma." Çıkıyordu ki tanıdık ses beni yarıda kesti.

"Demek özür dilemeyi biliyormuşsun." Bu dün ki manyak çocuktu. Bela mıknatısı gibi hissediyordum kendimi. Ne kadar az insanla muhatap olsam o kadar kolaydı benim için ama bu çocuk karşıma çıkmayı bırakmalıydı. Gözlerini yüzüme dikmiş elleri cebinde öyle duruyordu. Dün ki sarhoş haline göre bugün oldukça ayık hatta buz gibi bakıyordu. Bir adım atıp yanından geçiyordum ki beynimde her şey yankılanmaya başladı.

'Karşıma çıkmayı bırakmalı, kaçmasına yardım eden birileri, önünü kesen birileri...' Flashback yaşadıkça elim yumruk halini alıyordu. Yoksa cidden bu karşımda ki herif onlardan biri miydi yani? Cevap vermemiştim ve öylece dikilip durduğumda da sıkılmış olucak ki bu sefer o yanımdan geçmeye hazırlanıyordu. Tam gidiyordu ki sertçe kolunu tuttum ve karşısına geçtim. Kendimi sakin tutmaya çalışıyordum, belli ki o da aynı şekilde çünkü sinirli gözlerle bi kolunu tutan elime bir de bana bakıyordu.

"Elini çe-"

"Kimsin sen?" Diye böldüm hemen onu tekrardan saçma tavırlarına katlanmayacaktım. Sorumla birden kıkırdamaya başladı ve bunu yapmasıyla kampüste ki bir kaç bize şaşkınca döndü. Ben niye bu kadar şaşırdıklarına takılırken sesiyle kendime geldim.

"Biriyle tanışmak için kaba bir yöntem." Diye alaylı alaylı yanıtladı beni bununla birlikte kıkırdamayı da çoktan bırakmış tekrar yüzüne buz gibi bir ifade yerleştirmişti. Geçip gidecekken tam yanımda durup kulağıma eğildi birden ve fısıldadı

"Bir daha sakın bana dokunmaya kalkma. Yoksa elini yerinde bulamazsın." Sonra omzuma çarpıp yanımdan geçip gitti.

Hahahhahahha tehdit mi edildim ben? Beni? Bu çocuk harbiden kim ya dün gevşeğin tekine benziyordu şimdi buzlar prensi gibi davranıyor amına koyduğumun dengesizi. Seni bir araştıralım bakalım da öğrenelim kimmişsin 'güzel çocuk'.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 16, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Rainbow in Black / Yizhan (bxb) Where stories live. Discover now