Neyse ki dedi Aden içinden. Neyse ki mutsuzdu...

"Zümrüt." dedi Kartal, ortamda en soğukkanlı kalabilen insan olarak. "Senin için çiftliğin ileri kısmındaki daireyi hazırlattık. İstersen Asuman Hanım sana eşlik etsin, istirahat et. Yorulmuşsundur. Eşyalarını da çocuklar arkandan getirir."

Kapının girişine bırakılan küçük valizi işaret etti Zümrüt gözüyle. "Arkamdan getirilecek bir şey yok." dedi Kartal'ın çocuklara vermek üzere olduğu talimatı durdurarak. "Tek bir valizim var. Fazla kalmaya da niyetim yok."

"Bir dakika!" dedi Aden, Kartal'a dönerek. "O kadar uzun yoldan geldi Zümrüt. Hemen kovar gibi odasına mı yolluyorsun Kartal?"

Ve sert, tehditkar bakışları Zümrüt'e çevrildi, tekrardan. "Bir kahve içmeyecek miyiz?"

Herkesin bakışları sırayla birbiri ile kesişiyordu. Kimse ne diyeceğini bilemezken sadece Zümrüt'ün ters bir şey söylememesi için yalvarıyorlardı.

"Olur tabii." dedi Zümrüt, sessiz ve uzlaşmacı bir tavırla.

Ardından Asuman Hanım'a döndü Aden. "Benimkini Neşe yapsın."

Herkes farklı koltukların birer köşesine oturduğunda Aden sessizliğini koruyordu. Özellikle kimse hiç bir yere dağılmadan ve Zümrüt'ün varlığına alışmadan hep birlikte oturmak istedi.

Olay tazeyken, herkesin tepkilerini izleyecek ve hafızasına kazıyacaktı. Özellikle de Baykal'ın.

"Eee.." dedi bacak bacak üzerine atarken. "Kimse konuşmayacak mı?"

Sert ve soğuk sesi ortamı daha da geriyordu.
Kimseden cevap gelmediğinde bakışları Kartal ile kesişti. Kendisine hayranlık, şaşkınlık ve yadırgama ile karışık, tuhaf sayılabilecek bir şekilde bakıyordu. Sirke satan suratların içinde sanki onunkinde gizli bir tebessüm vardı.

İçinde küçük bir sadist yatıyor ve gizliden gizliye Aden'in bu tavırlarından keyif alıyor olabilir miydi?

Uçlara doğru dalgalanan saçları uzamıştı Zümrüt'ün. Rengi ise biraz daha koyulaşmıştı. Sanki daha özensiz, daha bakımsız duruyordu. Marsilya'daki kuaförlerde Zümrüt Karcı ismi yeterince sükse yapmıyordu galiba? Baksanıza.. kuaför bile gerekli değeri vermiyor gibiydi.

"Kimseden ses yok." dedi Aden, kahveler geldiğinde. "Herkes dilini yuttu herhalde.. Neyse... tebrik ederim öncelikle.. babaanne olmuşsun!" dedi Aden sahte bir mutluluk ile.

Kartal ile tekrar göz göze geldiklerinde, bu sefer Aden'e karşı olan bakışlarına sanki bir merhamet eklenmişti.

"Teşekkürler Adencim." dedi Zümrüt. Klasik Zümrüt hareketiydi. Havayı yeterince koklayana kadar sükunetini asla bozmazdı.

Fakat Aden, Zümrüt'ün kendisini dikkatli bir şekilde süzüp, anlamlandırmaya çalıştığının gayet farkındaydı.

"Söylediklerine göre Ateş bir restoran işiyle uğraşıyormuş Marsilya'da.." dedikten sonra eliyle minik der gibi bir işaret yaptı. "Küçük bir restoran... Ailecek hizmet sektörüne gönül verdiniz demek?dedikten sonra gözlerini büyüttü.

Derin bir nefes alıp verdi Zümrüt. "Gelmek istersen seni de bekleriz Adencim." dedi gülümsemeye gayret ederken.

Ardından bakışları Baykal'a kaydı Aden'in. Ortama son derece mesafeli gözüküyordu.

Beyaz KonakWhere stories live. Discover now