5. Bölüm: NEDEN BEN?

329 176 103
                                    

"BEN AZ ÖNCE BİR KEDİYLE Mİ KONUŞTUM?" diye şaşkınlıkla bağırdı Arda. Çünkü kendisi de az önce yaptığının farkında değildi. İsyan etti. "Ne yaptınız bana?"

"Biz bir şey yapmadık salak!" diye sinirle kalktı Albatros. "Sen laftan anlamıyor musun?"

Hışımla Beyaz Kehanet Kitabı'nı Cenk'in kucağından aldı ve Arda'nın kucağına koydu. "Sana ihtiyacımız olmasa bu saçma hareketlerine beş dakika bile katlanmazdık ama görmüyor musun? Üç kişi burada sana laf anlatmaya çalışıyoruz ama sen geçmiş karşımıza dalga geçmeye çalışıyorsun!" diye bağırmaya devam etti.

"TÜM BUNLARIN SADECE BENİMLE İLGİLİ OLDUĞUNU MU DÜŞÜNÜYORSUN? BUNU OKUYABİLİYORSAN SENİNLE DE İLGİLİ!" diye sesini iyice yükseltti ve Arda'nın üzerine yürüdü. Doğa gözü dönmüş Albatros'u görünce korktu ve sesini çıkarmadı. Cenk de Albatros'a şaşkınlıkla bakıyordu çünkü onu daha önce hiç bu kadar hiddetli görmemişti. Arda sesini yumuşattı ve ılımlı bir ses tonuyla, "Tamam, sakin ol." dedi.

"Bakın istediğiniz bu kitabı okumamsa okurum ama sonrasında beni rahat bırakın." diye ciddi bir ses tonuyla ekledi. "Bırakamayız." diye karşı çıktı Doğa. "Bendeki kitapta dört kitabın Kadim Diyar'ın anahtarı olduğunu söylüyor. Sensiz oraya gidemeyiz." diye devam etti sözlerine. Ortalık çok gergindi.

"Kadim Diyar da ne?" Albatros burnundan soludu ve az önceki ses tonuna göre daha alçak bir ses tonuyla "Sen şu kitabı okursan oraya gideceğiz ve ne olduğunu öğreneceğiz." dedi. Cenk devam etti. "Dostum anlamıyor musun, bir şeyler dönüyor, üç kişi aynı anda delirmiş olamayız ve bu hepimizin kaderi.

"Tamam." dedi Arda. "Tamam okuyorum."
Arda aslında onlara inandığı için değil onlardan korktuğu için okuyacaktı kitabı. Arda buydu işte. Hiçbir şeyi ciddiye almayan, kendinden başkasını önemsemeyen, çapkın, tiyatroda baş rol oynamayı bir türlü başaramamış, başrol için her şeyi yapan ama ulaşamayan, boşboğaz Arda'ydı.

Kitabın kapağını kaldırdı ve okuduğu ilk sayfayı geçti. Açıklama bile yapmadan ilk sayfayı okumaya başladı.

"İçindekiler: Beyaz Kehanet Kitabı, Beyaz Doğa, Kadim Diyar hayvanları, Hayvan tercümanlığı, Büyücülük, Büyüleri öğrenme kılavuzu, Büyülerin yönetimi, Kadim Diyar, Kadim Diyar'a Giriş, Kehanetler, Kırmızı Kehanet Kitabı."

"Devam et." dedi Albatros hiç de nazik olmayan ses tonuyla. Arda içinden konuşmaya başlamıştı.

"Şimdi iki kişiler, kaçmaya çalışırsam yakalarlar. Kavga etmeye çalışırsam da beni döverler. Kıza asılmasaydım keşke, ondan çok sinirlendi bu sarışın olan. Ah salak kafam ah... Ne diye yaklaşırsın yanlarına? Aldın başına delileri."

Dışından "Devam ediyorum." dedi ve sayfaları çevirdi.

"Beyaz Kehanet Kitabı, sadece beyaz doğaya hükmeden, hayvanlarla konuşan ve onları anlayan kişiye aittir. Diğer üç kitapla birleştiğinde Kadim Diyar'ın anahtarı olur, yol gösterir, büyücüye öğretir ve büyücüden öğrenir."

Cenk gülmeye başladı. "Ben büyücü değilim diye ortalığı ayağa kaldırmıştın, ne oldu prenses?" dedi ve kahkahasına devam etti. Arda yerinden kalktı ve Cenk'in üstüne yürüdü. "Bir daha bana prenses dersen..." Albatros Arda'yı omuzlarından tuttu ve yerine oturttu. "Devam et. Sen de sus Cenk!" Arda sinirle soludu. "Bana prenses demesin. Çok merak ediyorsa tiyatroda prenses  rolünü değil yıldız savaşçısı rolünü oynadım. Simler uzay konsepti." diye dişlerinin arasından konuştu.

"Tamam demedik bir şey. Devam et." deyip kenara çekildi Cenk. Arda okumayacaktı kitabı. Yani... Albatros'un gözlerinden alevler çıktığını görmeseydi...

ALBATROS: IV. DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin