1. Bölüm: IV. DÖNGÜ

739 298 283
                                    

"Bak dostum, beni yanlış anlamanı istemiyorum ama..." diye söz başladı Cenk. "Bir psikoloğa görünmeyi düşündün mü? Döngüye girdiğinden beri on beş yıldır lise okuduğunu söylüyorsun. Yani on dokuz yıl eder! Albatros biz sadece üç yıldır lise okuyoruz, söylediklerin hiç mantıklı gelmiyor. Ayrıca son zamanlarda iyi görünmüyorsun, gözlerinin altı falan çöktü. Bence bir doktora da görün kanka."

Albatros ile Cenk, öğle arası okul bahçesinde bir ağacın altına oturmuşlardı. Albatros her şeyi Cenk'e açıklamıştı. Yeniden...

"Ben delirmedim Cenk. Sana bunu dördüncü kez açıklıyorum. Dostum bana inanmak zorundasın. Dördüncü kez lise okumaktan çok yoruldum." dedi Albatros. "Tüm dersleri ezberledim, tüm olayları... Her şeyi tekrar tekrar yaşıyorum. Bundan kurtulmam için bana yardım etmen lazım!"

Cenk başını anlıyorum anlamında salladı ve sessiz kaldı. Aslında anlamıyordu ve Albatros'un dediklerine inanmıyordu. Evet o en yakın arkadaşıydı, en eğlenceli zamanlarını onunla birlikte geçirip en kötü zamanlarında onunla teselli bulmuştu ama son zamanlardaki cansızlığını ve mutsuzluğunu anlamıyordu. Tam onun psikolojik sorunlarının olduğunu düşünmeye başlamışken üstüne gelip "Bir döngünün içine girdim. Üç kere liseden mezun oldum ve seneye dördüncü kez liseden mezun olacağım. " demişti.

Albatros sessizliği bozdu. "Sana tekrar kanıtlayacağım. Şurada, salıncakta sallanan çocuğu görüyor musun?" dedi. Cenk, görüyorum anlamında başını salladı. "Birkaç saniye sonra düşecek, iyi izle."

Cenk gözünü ayırmadan çocuğu izledi. Birkaç saniye sonra salıncağın zinciri koptu ve çocuk yerde buldu kendini. Cenk hızlıca kafasını Albatros'a çevirip gözlerini kocaman açtı ve kaşlarını çattı.

"Oradaki kızı görüyor musun?" Bahçenin diğer ucunda arkadaşları ile kahkaha atan bir kızı gösterdi. "Birazdan arkadaşı onu kovalamaya başlayacak."

Cenk kıza dikti gözlerini. Kız, arkadaşı ile şakalaştıktan sonra koşmaya başladı ve arkadaşı da onu takip etti.

"Albatros sen..." Cenk'in cümlesine Albatros da eşlik etti ve aynı anda "Hadi canım! Bu çok mantıksız ama!" dediler.

Cenk şaşkın şaşkın bakarken sordu. "Ne söyleyeceğimi nasıl bildin?"

"Sana bunu dördüncü kez anlattığım için..." Cenk ellerini başına aldı. "Kanka bu imkansız, böyle şeyler sadece filmlerde olur."

"Demek ki olmuyormuş Cenk! Daha kaç kere söyleyeceğim bunu sana?" 

Cenk inkar etmeye devam etti. "Dejavu olmasın? Belki de tahmin ediyorsun ve tutuyor. Dostum bu mümkün değil, sen bir döngüye girdiysen benim de seninle birlikte on dokuz sene lise okumam gerekmiyor muydu?"
"Sanırım ben etkileniyorum sadece. Ben hariç kimse algılamıyor bu döngüyü." diye karşılık verdi ve sırtını dönüp okul üniformasını yukarı sıyırdı.

"Bak sırtımdaki şu dövmeye." diye devam etti. Cenk kanat dövmesini incelemeye başladı. "Nasıl benden habersiz dövme yaptırırsın adi herif. Böyle bir dövme bir kerede yapılmaz. Kaç aydır yaptırıyorsun, söyle!"

"Sorun da bu zaten kanka. Bu dövmeyi ben yaptırmadım. İlk Döngü'den önceki sabah birdenbire ortaya çıktı. "

Cenk duydukları karşısında şaşkın şaşkın Albatros'a bakıyordu. Hepsi bir kurguymuş gibi geliyordu kulağına. Sessiz sessiz düşünürken birden gülmeye başladı. "İyi kurguymuş Albatros. Kitap yazsan yok satar."

ALBATROS: IV. DÖNGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin