11- Ivan'ın Kaçırılması

36 2 0
                                    

  Sabah çok yüksek seste çalan alarmla birlikte uyandım. Erken uyanmıştım çünkü perileri ve günlükleri saraya götürmem lazımdı. Derslerin başlamasına 3 saat olduğu için hızlıca giyinip perilerin yanına gittim. "Merhaba minik şeyler." "Günaydın Zeynep. Neden bu kadar erken uyandın." "Sizi götürmem gereken bir yer var Araxia. Artık sizde sarayda kalacaksınız." "Sarayda kalmak mı neden?" "Kral koruyucuların sarayda kalmasını ve orada eğitim almasını istedi." "Hm, daha önce hiçbir koruyucudan sarayda kalmalarını istememişlerdi." "Neyse öyle işte hadi sizi hemen götürüyim. Derse geç kalmamam lazım." "Tamam çıkalım. Bu arada taşlarıda al. Koruyucuların yanında kalmaları daha iyi olur." "Tamamdır."

   Hızlıca okuldan çıkıp saraya giden servise bindik. Servisci perileri görünce yüzü komik bir hal almıştı. Kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Sabahın erken saatleri olduğu için dışarda pek insan yoktu. Dün yaptığım büyünün bozulması an meselesiydi ve bir daha yapabileceğimide zannetmiyordum. Kendi başıma halledebilceğim bir mesele değildi. "Saraya geldik." Kafamı yasladığım camdan kaldırıp perilerle birlikte servisten indim. Her gelişimde olduğu gibi sarayın görüntüsü yine beni büyülemişti. Girişteki büyük kapıdan geçip devasa bahçede sarayın girişine digru yürüdüm. "Yanımda uçmanız komik geliyor." "Büyük insanların yanında durmakta bize garip geliyor." Tatlı tatlı yanımda uçmaları hem garip hem komik hissettiriyordu. Kendi kendime gülüp sarayın kapısındaki zile bastım.

   Görkemli kapıyı sarayın çalışanlarından biri açmıştı. "Kraliyete hoşgeldiniz." "Merhaba koruyuculara bazı şeyleri teslim etmek için gelmiştim. Çağırabilir misiniz?" "Kim olduğunuz bilmediğim için onlarla görüşmenize ben karar veremem." "Peki sorun yok. Onları kendim çağırırım." Kapıdan biraz uzaklaşıp çantamdan telefonumu çıkarttım.

    "Feyzan abla ben geldim. Gelin de günlükleri veriyim. Perileride alın."
    "Zeynep, çok kötü bir şey oldu."
    "Ne? Ne oldu?"
    "Ivan'ı kaçırmışlar ve o kralla kraliçenin çocuğuymuş."
    "Kaçırıldığını nasıl anladınız? Belki bir yere gitmiştir."
    "Kraliçe kraliyet dışına çıkmasının yasak olduğunu soyledi. Her yeri aradık kraliyette ki ama bulamadik."
    "Tamam aşağı inin daha detaylı arayama başlayalım. Kraliyet dışını falan. Hem size söylemem gereken bir şey var benim de."
     "Tamam geliyoruz."

  Telefonu kapatıp çantama geri koydum. Nerede olabilirdi. Yada kim neden kaçırmış olabilirdi. Kimse Ivan' ın kraliyet ailesinin çocuğu olduğunu bile bilmiyordu. Feyzan anlamların kapıdan hızlıca çıkmasıyla bende onlara doğru ilerledim. "Dün bir büyü yaparak  büyük ihtimalle karanlık canlıları durdurmuştum. Rabia görmüştü. Gününüz bozulmasın diye söylemedim ama büyü çok işe yaramaz her an bozulabilir." "Yine de bize söylemeliydin Zeynep." "Rabia sen Ivan' la ilgili her hangi bir şey gördünmü?" "Hayır Hazar abi." Hepimiz de endişeliydik ve nerden başlamamız gerektiğini bilmiyorduk. "Zeynep sen gidip büyünün durumuna bak. Yaratıklar geri dönmümü yoksa hala oradalar mı diye. Bizde aramaya başlayalım. Vakit kaybetmememiz lazım." "Feyzan biz hümanurla okulun orada ki ormanı ve oraları arayalım. Sizde merkeze inip oralara bakın. Periler de buralarda dursunlar." "Tamam, hepiniz dikkatli olun."

   Görevleri bölüşüp hemen ayrılmıştık. Hızlıca denize doğru koşmaya başladım. Dün yaptığım büyü yüzünden elementimi çok iyi kullanamıyordum. Bir süre kullanmamam en iyisiydi. Ama kendimi korumam gereken durumlar olabilirdi. Sıkıntıyla nefes verip daha hızlı koşmaya başladım. Deniz kıyısına gelince durup büyüyü yaptığım yere baktım. Yaratıklar azalmıştı. Ama görünmeyen barikat muhtemelen kısa bir süre içinde kaybolacaktı. Buda hepsinin Elementa'ya girmesi demekti.

ElementaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin