Havuza doğru attığım her bir adımda bacaklarım daha da titriyordu. Ayaklarım hala çıplaktı. Ama bu durum umrumda bile değildi. Transa girmiş gibi başka hiçbişey düşünemiyordum.Birkaç dakika sonra havuza girmiş bata çıka kendimi sabitlemiştim. Ay tep...
Mağarada ki rutubet kokusu ve suyun soğukluğunu hissederken vücudumun her santiminde değişiklik hissediyordum. Neler olduğunu anlamak için vücuduma baktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Gördüğüm şey asla ama asla inanılmayacak bişeydi. Bacaklarım gitmiş yerine ne olduğunu bilmediğim bişey gelmişti. Telaş içinde etrafa baktım. Ufak bir çığlık attım ve sudan çıkmaya çalıştım. Ama nasıl olacağını bilmiyordum. Zorla da olsa telaş içinde geri sudan çıkmayı başardım. Sürünerek yeni gelen şeyi de yukarı çektim. Çok garip bir histi. Yeni gelen şeyi hissedebiliyor, kıpırdatabiliyordum. En sonunda tamamen bakabilme şansı buldum ve bunun çizgi filmlerde gördüğüm ve asla inanmayacağım bişey olan denizkızı kuyruğuna benzediğini farkettim. O an kafayı mı yediğimi düşündüm ve dokunmaya başladım. Çok değişik bir histi ve bu şeyin üstünde pullar vardı. En sonunda rüyada olduğumu ve uyanacağımı düşünüp rahatladım. Kendimi cimciklemeye saçlarımı felan yolmaya çalıştım. Ama acı gerçekti ve rüya olmadığını anlıyordum. En sonunda ya bi daha normale dönmessem diyip ağlamaya başladım. Ucube gibi görünüyordum. Ve hiçbişey yapmadan sessizce ağlamayı sürdürdüm. Yerimden bile doğrulamıyordum. Aradan 5 dakika geçmişti ki birden yüzüme bir rüzgar çarptı. Ve kuyruk kayboldu eski ben geri gelmişti. Sevinçten kocaman bir çığlık atıp ayağa kalktım. Acaba dalıp ta hayal mi görmüştüm. Nasıl birden gitmişti. Ve sonra birden jeton düştü. Islandığımda denizkızı oluyordum ve kuruduğumda normale dönüyorum. Denizkızı fikri açıkçası çok saçma geldi ama buna söylenebilicek başka bişey yoktu. Herşey bu mağarada oldu. Buranın nasıl bir yer olduğunu düşünmeye fırsat bulmadan ilerden deniz polisinin sirenini duydum. Kurtulduğumu düşünüp sevinçle "burdayımm " Diye bağırdım. Yanıma yanaştı ve birisi elini uzatıp binmeme yardım etti. Kenardan öğretmenim hızlıca yanıma koşup ''nerdesin sen? Neden gece gece buralara giriyosun. Aklımız çıktı meraktan öldük başına bişey geldi sandık!! Herkes seni arıyor Burak ta ortada yok haberin varmı nerde?!!! " Bu son sözler kafama şimşek gibi çaktı. Demek ondan beni aramaya gelmedi. Keşke onu orda bırakmasaydım. Ama kendi kalmak istedi... Bu arada mağaranın çıkışına kadar gelmiştik. Öğretmenin sorularını duymuyordum aklımda sadece Burak vardı. Gemi hızlıca karaya döndü. Suya değmemeye dikkat ederek indim ve kamp alanına koştum. Alana girdiğimde tüm yüzler bana döndü. Aralarında Sude'yi aramaya başlamıştım ki Sude koşarak üstüme atladı. Düşmemek için kendimi zor tutarken sarılmış ve beni boğan kollarından kurtulmaya çalıştım. İçten içe Sude ye sahip olduğum için memnuniyet duydum. Sonunda beni bıraktı ve derin nefes aldım.
Sude : Kızım NERDESİN SEN?!?!? Uyandığımdan beri seni aramadığım yer kalmadı. Tek ben değil tüm okul aradı. Suya düşüp boğuldun sandım. Öyle korktumki...
Bunları öyle hızlı söylemişti ki nasıl cevap vereceğimi şaşırdım. "Gezintiye çıkmıştım geldim işte" Demekle yetindim. Baya yorgundum. Acaba Sude'ye mağarada olanları ve bana olan yeni şeyden bahsetmelimiydim. E tabiki bahsedicektim. Kaç senelik yakın arkadaşım herşeyimi bilir. Ve bu sırrı benimle beraber saklar.
