YARATIKLARIN SIRRI

296K 11.9K 635
                                    

Merhaba sevgili okurlar,

Kitabımdan paylaşacağım son bölümle karşınızdayım.

Harese bir seri kitabıdır. Bu bölümle ilk kitabın bir kısmını okumuş oluyorsunuz.

Kitabın devamı için satın almayı unutmayın.

Harese 2 Yakın Zamanda BASKIDA OLACAK!

Keyifli okumalar dilerim...


Yekta, çocukların yattığı odanın kapısının önündeydi. Ellerini göğsünün altından kendisine dolamış bir halde ayakta duruyordu. Tedirginlikten kalbi tekleme atıyor, dişleri ile soğuktan derisi soyulmuş dudaklarını kemiriyordu. Bakışlarını Bengin'in karşısına oturmuş, kaşları bir ok gibi gerilmiş, adamda sabitlemişti. Adamın da tıpkı kendisi gibi tedirgin olduğunu gerginleşmiş vücudundan anlayabiliyordu. Bengin ise adama gözlerini dikmiş mahcup bir ifade ile bakıyordu. Bahoz gür sesi ile "Yeter! Sabahtan beri suratıma bakıyorsun! Anlat artık!" diyerek bağırdığında kadın sıçradı. Bengin'in ise vücudu gerildi, yüzü korkuyla gölgelendi. Bahoz öne doğru eğilerek, yüzünü adamın yüzüne yaklaştırdı. Kadını bile ürpertecek bir sakinlikle "Sana işkence edebilmeye yetkim olduğunu biliyorsun değil mi?" dedi. Yekta adamın sözleri ile kalbinde oluşan korkunun, Bengin'in gözlerinde bir yağmur bulutu oluşturmasını şaşkınlıkla izledi. Bengin'in aniden ağlamaya başlaması adamı da şaşırtmış olacak ki, yüzünü bir maske gibi örten soğukkanlılığı kayboldu.

Bahoz, oldukça sert olmaya çalışmasına rağmen, adamın aniden karşısında ağlaması ile kalbinin yumuşadığını hissedebiliyordu. Adamın sessiz ağlayışları hıçkırıklara büründü. Bahoz, gözünün önüne aniden gelen ceset yığınları ile öfkeye kapılarak adamın yakasına yapıştı. Adam, öfkeyle gözlerine bakan, Bahoz'un yakınlığından tedirginlik duydu. Adam gözlerini kocaman açarak sessizleştiğinden, Bahoz "Konuşsana! Senin baban nasıl olabiliyor da yaratıkları bize getirebiliyor! Nasıl oluyor da onlarla anlaşabiliyor!" dedi. Adamın yakasını bırakarak ayağa kalktı. Yumruklarını sıkarak Bengin'in üzerine eğilip "Onlarca insan öldü! Ben çıldırmak üzereyim!" dedi. Bengin, gözlerini gözlerine sabitlemiş bir halde, tekrar hıçkırdı. Bahoz, öfkesine yenilerek adama bir yumruk attı. Bengin'in kafası aniden sağ omzuna düşüp tekrar kalktı. Adamın gözlerine korku ile bakmasını avantaja çevirmek için bulduğu ahşap kutunun yanına gitti. İçerisinden bir av bıçağı aldı. Bıçakla Bengin'in yanına yöneldi. Öfkeyle dolu gözleri, bir anlığına kendisine korku ile bakan, kadına değdi. Kadının korku dolu haline, her şey yolunda manasına gelen, bir kafa sallama ile karşılık verdi. Kadın hareketin manasını anlayarak rahatladı.

Bahoz, elindeki av bıçağı ile yaklaştığında, adamın gözlerinin içinde beliren korkuyla "Yapma!" diyerek yalvarması bir oldu. Adamın oldukça masum görünen hali vicdanına dokundu. Bahoz, gardını indirmekten korkarak, adamın yakasına tekrar yapıştı. Elindeki bıçağı adamın boynuna dayarken sabrının oldukça zorlandığını, öfkesini körüklediğini biliyordu. Bengin yalvarmalarının arasında "Bu bir aile sırrı! Seninle paylaşamam!" dedi. Bahoz sırların ruhuna verebileceği zararlardan habersiz, adamın boynuna bıçağı biraz daha bastırdı. "Ama ben seni parçalayacağım, bedenini yaratıklarla paylaşacağım!" dedi. Bıçağın adamın boynunu delen kısmından akan kan, bıçağın üzerinde zikzaklar çizerek ilerledi. Bengin korku ile "Tamam anlatacağım!" diyerek bağırdı. Bahoz bıçağı boynundan çekerek yerine oturdu. Bengin çatallaşan sesi ve yanaklarından süzülen gözyaşları ile "Bu sır size çok ağır gelecek! Taşıyamayacaksınız!" diyerek sözlerine başladı.

Harese : Soğuk Bedenler (BASILDI!)Where stories live. Discover now