✏ 11

239 24 18
                                    


Keyifli okumalar..

11. Bölüm

   Nereden başlamam gerektiğini, ne demem gerektiğini hiç bir şeyi bilmiyordum. Şu an keşke imkan olsa da yer yarılsa ve içine girseydim. Yok olsaydım bir anda karşısından. Evet buna korkaklık diyebilirsiniz. Yüzleşmem gereken şeylerden kaçtığımı da düşünebilirsiniz. Çünkü şu an yapmak istediğim şey tam olarak da o. Ama korktuğum şey gerçekler değil. Korktuğum şey Bulut'u kaybedecek olmam. Benim olmayan bir şeyi nasıl kaybedebilirim bu apayrı bir konuyken anlatmak istediğin onu bir daha göremeyecek, onunla bir daha konuşamayacak olmam. Ona bu kadar değer verirken ondan ayrı kalacak olmam. 

    Bunların yanında bildiğim ve değişmeyen bir gerçekte söz konusu ; gerçeklerden kaçamazsınız. Sadece ufak yalanlarla anı kurtarabilirsiniz. Bunu yaparken söylediğiniz ve o an size göre "ufak" gelen yalanlar sonrasında büyüyüp dev gibi olup size bela olur. Ve ben; henüz bu yaşta, hayatın daha başındayken hayattan yorulmuş, üzülmekten bıkmış ben bu sefer daha çok üzüleceğim bir şey yapmayacaktım. Artık birazsa bunun adı "bencillik" ise bencillik yapacak ve kendimi düşünecektim. 

     Aslında yaptığım şey bana göre "hata" değil. Yapmış olduğum şeyden pişman da değilim. Ama yine de bu durumu onlara en başta anlatmadığım için pişmanım. Ne olacaksa olmalı ve bitmeli bir an önce. Kendimi toparlayıp, gözyaşlarıma hakim olmaya çalışarak, cümlelerimi hazırladım. Küçük bir öksürükle boğazımı temizledikten sonra konuşmaya başladım :

-Bulut.. şimdi sana en baştan her şeyi anlatacağım. Tepkin ne olur bilmiyorum, seni kaybeder miyim bilmiyorum. Sadece ne olacaksa olmalı. Umarı anlattıktan sonra da hayatında kalabilirim.

-Güneş, beni Nehir anlatmıştır sana. Yalan ve bana oyun oynanması en sevmediğim iki şey ve kesinlikle kırmızı çizgim. Eğer bana "hiç kimse ile sevgili olmadım, hiç kimseyi sevmedim" derken, gerçekten o çocuk seninse.. bana böyle bir yalan söylediysen affetmemi bekleme. Anlat ve her şey bir çözüme kavuşsun.

-Tamam..

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım tekrar ;

- Ben Erzurum'da okurken çok sevdiğim bir arkadaşım vardı ; Gizem. Çocukluğumdan hatta bebekliğimden beri arkadaşım. Aynı apartmanda oturuyorduk ve aynı hastanede doğmuşuz. Sadece 1 saat arayla. O gün bu gündür hep en yakın arkadaşım olmuştur. Artık arkadaşlık ve dostluk kavramlarını da fazlasıyla aştık ve kardeş gibiyiz. Aynı yurtta kalıyorduk. Ve bizim okuduğumuz okulda bizden iki yaş büyük biri vardı ; Mert diye. Gizem ona aşıktı. Ama gerçekten aşıktı. Tam üç yıl peşinde koştu. Çok vazgeçirmeye çalıştım, çünkü Mert hiç sağlıklı birisi değildi. Bir sürü kızla birlikte olmuştu,, bir sürü kızı kullanıp bir kenara bırakmıştı. Bunun yanında gerçekten çok da yakışıklıydı. 

Gözlerini gözlerimden ayırmayan Bulut, "gerçekten çok yakışıklıydı" dediğimde gözlerini yere çevirmiş ve psikolojik gereksinimden boynunu kaşımıştı. Bu durumun onu rahatsız etmesi nedense hoşuma gitmişti. 

-Gizem'in kaç gece saatlerce ağladığını bilirim çocuk için. Bir gün mesaj attı buna. Konuştular sohbet ettiler bir saat kadar. Ve gizem tabi ki havalara uçtu. Nasıl sevindi bir bilsen. 

Anlatırken göz yaşlarımı tutmakta çok zorluk çekiyordum ve başaramıyordum. Elimin tersiyle sildikten sonra konuşmaya devam ettim. 

-Sonra Gizem'i ertesi akşam saat akşam saat dokuz için buluşma ayarladı. Gizem'e çok söyledim gitmemesini. Dokuz çok geç bir saatti buluşmak için, gündüz okul çıkışı buluşmak daha uygundu ilk buluşma için. Ama Gizem için yerin ve saatin hiç bir önemi yoktu. Onunla geleceğimi söyledim. Başka bir masaya oturacak ve sesimi çıkarmadan izleyecektim çünkü Mert'e güvenim hiç yoktu. Bizim o zamana kadar Gizem ile en fazla küs durma süremiz on beş dakikaydı. Ama o gün tam dokuz saat boyunca benimle tek bir kelime bile etmedi. Ona güvenmediğimi düşündü. En son dayamayarak özür diledim ve gelmeyeceğimi söyledim. O şekilde barıştık neyse akşam oldu ve Gizem gitti buluşmaya. Aklım hep ondaydı ve tüm gece bir gram uyku uyumadım. Gizem bu dünyada benim hayatımda olan tek kişiydi ve ona bir şey olursa, canı yanarsa, üzülürse yapabileceklerimin sınırı yoktu. Gizem geldi ve bana sadece film izlediklerini söyledi. Yüzünde garip bir ifade vardı. Sanki söylemediği bir şeyler vardı. Aradan üç hafta civarı bir süre geçti ve bir akşam bana hamile olduğunu söyledi. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kimsemiz yoktu akıl verecek ve bunu Mert'e söylediğimizde tabii umurunda olmamıştı. Kimseye söylememesi için bizi tehdit etti. 

GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin