S-1

360 8 8
                                    

Elim de ki koca valizler ile bir bankta oturmuş arkadaşım Efsa'yı bekliyordum.Geleli neredeyse yarım saat falan oluyordu.Dakikalar birbirini kovalarken nihayet önümde bir araba durdu.Arabanın camı açılınca içerdekinin Efsa olmadığını anlamam için salak olmam gerekiyordu.Bana tip tip bakan çocuğa karşılık kafamı elimde ki telefona çevirdim.İçim de bakma isteği olsa da çevirmedim kafamı o tarafa.Hayır yani sadece neden baktığını merak ediyordum.En sonun da dayanamayıp çocuğa doğru dönüp konuşmaya başladım.

''Ne bakıyorsun be'' dedim.

Benim bu söylediğime karşılık ne bir cevap verdi ne bir tepki.Bu benim daha çok sinirlenmeme sebep olsa da içimden 'ya sabır' çekerek.Elimde ki telefondan Efsa'nın numarasını tuşladım.Telefon çalmaya başladığın da ikinci çalışta açan Efsa'ya hemen konuşmaya başladım.

''Ulan nerdesin sen kaç saat oldu burada seni bekliyorum.''diye burnumdan soludum resmen.

Efsa'nın bana tepkisi ise ''Abi ben gelemeyeceğim, Ateş seni alacak gelmesi gerekirdi şimdiye.''

Bu söylediğine karşın daha da sinirlenerek ''Ateş kim?'' diye bağırdım.

O sıra da arabada ki çocuk konuşmaya başladı.

''Efsa'nın Antalya'dan gelen arkadaşı olan Heves sen misin?'' dedi.

Kafamı salladım.

''Ben Ateş, Efsa'nın arkadaşıyım.Seni almaya ben geldim.''

Karşım da ki çocuğa sinirle gözlerimi kısarak baktım.Daha sonra telefonu Efsa'nın suratına kapatarak çantama koydum ve ayağa kalktım.

***

İstanbul'a geleli ikinci günümdü .Hala buraya alışamamıştım.Tabii ki de burası bir Antalya etmiyordu ama el mahkum ne yaparsın.

İlk geldiğim güne gelecek olursak eğer arabada ki çocuğun ''Ben Ateş.'' adlı konuşmasından sonra söylene söylene arabaya binmiştim.Burnumdan soluyordum resmen.Araba da arada bir Ateş'e kötü kötü baksam da çocuğa sesimi çıkarmamıştım.Lakin bu sessiz durma işi eve gelene kadardı.

Eve girdiğim zaman önce çığlıklar atarak karşımda bana kollarını açan Efsa'ya deli gibi sarılıp çığlığıma devam etmiştim.Beş dakika kadar böyle devam etmişti birbirimize kavuşmamız.Daha sonra aklıma beni orada öylece beklettiği aklıma gelince de sinirden bağırmaya başlamıştım.Efsa'nın bana karşı verdiği cevap ise koca bir kahkaha olmuştu.Elbette ki bu sinirleri mi daha da gerse de izin isteyip dinlenmek için Efsa'nın benim için ayarladığı odaya geçtim.

Dün zamanımı odam da uyuyarak geçirmiştim.Yol beni baya yormuştu ama uzun süredir uyuduğum için erken kalkmıştım.Şimdi de uykudan yeni kalkmanın etkisi ile salak salak bir on dakika etrafımı incelemiştim.

Yataktan kalkarak elimi ve yüzümü yıkadım.Daha sonra üstüm de ki pijamalardan kurtulup rahat birşeyler geçirdim üstüme.

Sessiz olmaya dikkat ederek odamdan çıktım.Daha sonra getirmiş olduğum ayakkabıların da valizimde olduğu aklıma gelince tekrar odama gittim.Az önce yaptığım gibi sessiz olmaya çalışarak odama girdim ve valizimden spor ayakkabılarımı elime alarak odadan çıktım.

Aklıma Efsa'ya not bırakmam gerekir diye bir düşünce gelince elimde ki ayakkabıları kapının yanında portmanto'nun ayakkabı koyma kısmına koyarak kağıt arama arayışları içerisine girdim.

En sonun da mutfakta buzdolabının üzerinde duran kağıt destesini bulunca içlerinden bir tane alarak Efsa'ya sabah sporu amacı ile yürüyeceğime anlatan saçma sapan bir not bırakarak mutfaktan çıktım.

SEVDİCEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin