Ayakkabıları mı bıraktığım yerden alarak kapının arkasın da duran anahtarı da alıp dışarı çıktım.Merdivenlere oturup ayakkabılarımı giyerken karşı dairenin kapısı açıldı.

Karşımda yarı çıplak bir kız belirince haliyle şaşırdım.Aklıma zor durum da olabileceği gelince ayağa kalkarak kızın yanına gittim ve konuşma başladım.

''İyi misin? Bir sorun falan mı var?'' dedim.

Kız bana gülümseyerek ''Hayır yok.Teşekkür ederim.'' dedi.

Bende kafamı sallayarak bağcıkları bağlanmamış olan ayakkabıları mı bağlayarak merdivenlerden inmeye başladım.Dışarıya çıkınca henüz daha kışı üstünden atamamış olan havaya karşı kollarımı açtım.Sonra bu yaptığımın saçma olduğu düşüncesine vararak yürümeye başladım.

On dakika kadar yürüdükten sonra sıkılmaya başlamıştım.Cebim de ki telefonumu elime alarak müziklerin olduğu kısma girdim ve güzel bir müzik ararken bir şeye çarparak yere popomun üstüne düştüm.

Canımın ne kadar çok yandığını düşünürken.Önüme gelen şey ile çığlık atmaya başladım.

Önüme birisi resmen ölü bir fare fırlatmıştı.Ben çığlık atmaya devam ederken.Tanımadığım yabancı bir ses bana ''Yeter!'' diye bağırınca.Çığlık atmayı bırakmıştım.

Kafamı kaldırıp karşım da bana deliymişim gibi bakan çocuğa gözlerimi kısarak baktım ve konuşmaya başladım.

''Sensin yeter.Görmüyor musun şurda ki şeyi.Ayrıca önüne niye bakmıyorsun neredeyse senin yüzünden ölecektim.''

Kendi kendine ya sabır dileyerek bana elini uzattı.Bu yaptığı şeye karşılık benim ona verdiğim cevabın biraz kaba olduğunu düşündüm ama sadece düşündüm.

Uzattığı elini tutarak ayağa kalktım.Ayağa kalkınca karşım da adını bilmediğim çocuk konuşmaya başladı.

''Eğer elinde ki telefon ile ilgileniyor olmasaydın şuan yere düşmüş olmayacaktın ayrıca yere düşen birinin öldüğü nerede görülmüş.'' dedi.

Bende altta kalmadım tabii ve o'na cevabı yapıştırdım hemen.

''Belki bu ilki az kalsın senin yüzünden ben yapıyor olabilirdim.''dedim.

Bana gözlerini kısarak baktı.O'nun böyle bana bakması sinirime giderken tekrar konuşmaya başladım.

''Eee birşey demen gerek miyor mu?''

Anlamamış halde bana bakmaya başlayınca ne kadar salak olduğunu düşünmeden edemedim.Yine konuşmaya başladım.

''Beni yere düşürdüğün için bir özür falan dilemen gerekmez mi?'' dedim.Kendimi bilmiş bir tavır ile.

Bana sert bir şekil de cevap vermeye başladı.

''Eğer kafanı uçurmamı istemiyorsan sus ve uzaklaş buradan''dedi.

Bu konuşması daha da sinirime giderken öfkeyle konuşmaya başladım.

''Şuna bak hem suçlu hem güçlü.Terbiyesiz seni bu gençlik nereye gidiyor böyle hey yavrum hey.''diyerek saçma bir cevap verdiğimde gözlerini devirdi.

Gözlerimi kısarak konuşmaya başladım tekrar.

''Salak seni.''diyerek yürümeye başladım.Şuna bak hem suçlu hem güçlü bir de bana gelmiş 'senin kafanı uçururum''diyor.Dağ ayısı inek seni diye söylenirken.Evden ne kadar uzaklaştığım aklıma geldi.

Başka bir sokağa dönerek eve gitmeye karar verirdim.Yürürken bir yandan da bana çarpan çocuğu düşnüyordum.Sinirlerimi fena bozmuştu.Bu İstanbul havası bana hiç yaramadı.İki gündür neredeyse her saat başı sinir krizi geçiriyordum resmen.İçimden kendi kendime konuşurken karşıma çıkan fırına girme kararı aldım.

Fırına girdiğim de sıcak poğaça ve ekmek alarak yoluma devam ettim.

Binanın önüne gelince içeriye girip asansör çağırmak yerine merdivenlerden çıkmaya karar verdim.Efsa'nın dairesinin olduğu kata gelince gözüm hemen karşısında ki daireye takıldı.Bugün oradan çıkan kız aklıma gelince neden öyle olduğunu merak etmiştim ama bu konuya pek takılı kalmayarak cebimde ki anahtarı çıkararak kapıyı açtım.

Ayakkabılarımı çıkarıp portmantoya koydum.Üstümde ki montu da orada mont yerine asarak mutfağa geçtim.Elimde ki poşeti bırakarak lavoboya girip elimi yüzümü yıkadım.Saçlarımı tarayıp at kuyruğu yapınca mutfağa tekrar girip aldığım ekmek ve poğaça poşetini elime alarak salona girdim.

''Günaydın, ben geldim.''diyince masada oturan Ateş ve Efsa bana dönerek ''Günaydın'' dediler.

Efsa konuşmaya devam ederek ''Bir misafirimiz var Heves''dedi.

O sırada bana arkası dönük olan çocuk ağır hareketler ile bana döndü.O'nun dönmesi ile şaşırmam bir olmuştu.

Gözlerimi kısarak konuşmaya başladım.

''Sen..sen.'' derken işaret parmağımı ona doğru sallayınca suratında kocaman bir sırıtma ile bana cevap verdi.

''Evet ben.'' dedi.

***

Merhaba arkadaşlar okumuş olduğunuz ''Sevdiceğim'' isimli kitap benim ilk hikayemdir.Daha önceleri bir çok kez kitap yazmaya çalışmış olsamda her defasında hüsran ile hayal kırıklığına uğramıştım.Çünkü ilham gelmiyordu.Bunu bir an da yazmaya başladım.Umarım beğeneceğiniz tarzda olmuştur.Keyifli günler dilerim. -Buse

SEVDİCEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin