Bölüm 2

1.5K 10 13
                                    

Arkadaşlar 1. bölümde yanlışlıkla kızın ismini karıştırarak Beste yapmışım ama düzelttim.

Rahat yatağımda gözlerimi yavaşça aralarken ellerim direkt olarak ağrıyan başıma gitti. Yatakta hafifçe doğrulduktan sonra odamda bulunan tuvalete doğru ayaklarımı yere sürte sürte gitmeye başladım. Tuvalette işlerimi hallettikten sonra yine ayaklarımı sürte sürte odadan çıktım ve aşağıya indim. Herkes uyanıktı ve salonda oturmuşlardı. Meriç ve Ömer üçlü koltukta playstation oynarken Akın ise tekli koltuklardan birine oturmuş telefona bakıyordu. Mutfağa geçtiğimde hala oynadıkları oyunu görebiliyordum çünkü mutfak ve salon birleşikti. Dolaptan sütü çıkarttıktan sonra tabak dolabından bir kase ve çekmeceden de bir kaşık aldım. Son olarak içi tamamen yiyeceklerle dolu olan ve bizim abur cubur dolabı dediğimiz dolaptan coco pops aldım. Coco pops'u kaseye doldurduktan sonra sütü de üstüne ekledim ve kaşıkla karıştırarak masaya oturdum. Gevrek'imi yerken bir yandan da oynadıkları oyunu izliyordum.

Gevrek bittiği anda her gün belli bir saatte gelen temizlikçinin temizlemesi için her şeyi orada bırakarak salona geçtim. Koltukta konsantre olmuş bir şekilde televizyona bakan Ömer'in karşısına geçtiğimde hızla kafasını eğerek kenardan televizyona bakmaya başladı ve "Kayla !" diye bana kızdı. Ben umursamazca omuzlarımı yukarı aşağı oynattım ve Ömer'e sarılarak kucağına oturup ayaklarımı da beline sardım. Hızla oda bana sarılarak oyun kolunu tekrardan sıkı sıkı tuttu. Benim bu çocukça davranışlarıma alışmış olduklarından bir şey demedi. Akın hafifçe boğazını temizlediğinde Meriç oyunu durdurdu ve hepimiz Akın'a döndük. Çünkü önemli bir şey açıklayacağı zaman hep boğazını temizlerdi. Birkaç saniye teker teker hepimiz gözüne baktıktan sonra "yeni bir göreve gitmemiz gerekiyor" dedi. Meriç isyan ederek "daha dün gittik" dediğinde Akın onu takmayarak "ama bu görev bizim için değil" dedi. Bu cümlesi ile hepimiz onu daha dikkatli dinlemeye başladık. "Bu görevi başka birisi için yapacağız ve bize yüklü bir miktarda para verecek" dediğinde hemen merakla "görev ne ?" diye sordum. Kimin için görev yapacağımızı sormamıştım çünkü daha önceden de başka kişiler için görev yapmıştık ve ne kadar ısrar etsem de söylememişti.

Gözleri direkt olarak benim gözlerimle buluştuğunda net bir sesle "sen gelmiyorsun" dedi. Ne ? Hızla Ömer'in kucağından kalktım ve kaşlarımı çatarak "ne demek ben gelmiyorum !" dedim. Hala aynı ciddi ses tonu ve bakışlarıyla "gelmiyorsun. Nokta" dedi. Daha fazla ısrar etmedim. Daha doğrusu edemedim. Eğer nokta derse gerçekten konu kapanmış demektir. Eğer nokta demeseydi daha fazla ısrar edebilirdim. Ömer "peki Kayla kiminle kalacak ?" diye sorduğunda tekrardan herkes Akın'a yöneldi. Kesinlikle ama kesinlikle birisi ile kalmak istemiyordum. "Kaylanın birisi ile kalmasına gerek yok çünkü bebek değil" dedi ve net bir şekilde kızacağına emin olduğumuz Ömer'e dönerek "nokta" dedi ve böylece konuşma şansı bile bırakmadı. En azından birisi ile kalmayacak olmama sevinebilirdim.

Herkes göreve hazırlanıp evden çıktığında ben tek kalmıştım. Biraz telefonda takılmış, biraz televizyona bakmış ve birazda dans etmiştim ama sıkıntımdan bir türlü kurtulamıyordum. Temizlikçi kadın eve geldiğinde biraz onunla dedikodu yapmış ve en sonunda kadına "ben dışarıya çıkacağım" diyerek hazırlanmaya odama çıktım. Üstüme tişörtümü ve altına mini eteğimi giydikten sonra tişörtü eteğin içine soktum. Son olarak spor ayakkabılarımı da giydikten sonra evden çıktım. Telefonumu elime alarak en yakın arkadaşım olan Zeynep'i aradım. "Efendim Kayla ?" sokakta yürüyerek taksi durağına giderken "her zamanki alışveriş merkezi" diyerek telefonu kapattım. Bizim konuşma şeklimiz buydu. Eğer bir şey yapacaksak arayıp böyle diyor ve telefonu kapatıyorduk. Eğer karşıdaki kişi gelemeyecekse geri arıyordu.

Alışveriş merkezine gittiğimde hep buluştuğumuz masaya oturarak telefona bakmaya başladım. Kafamı telefondan kaldırıp gelen Zeynep'i gördüğümde ayağa kalktım ve sarıldık. Zeynep "ay kız uzun süredir alışveriş yapmadım" dedi. Gülümseyerek "bende yapmadım ve bu gün evde tek olduğumdan sıkıldım o yüzden bu iyi oldu" dedim. Bana sorgularcasına bakarak "neden evde teksin ?" diye sorduğunda umursamaz ve bıkkınca  "çocuklar göreve gitti" dedim. Konuyu daha fazla açıp konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki daha fazla soru sormadı. Elbise satan bir mağazaya girdiğimizde elbiselere şöyle bir bakmış ama kendi tarzımda bir şey bulamamıştım. Zeynep eline aldığı birkaç elbiseyi göstererek "ben deneme kabinine gidiyorum" dediğinde "tamam bekliyorum" dedim ve duvara yaslanarak beklemeye başladım. Birden arkamdan birinin gözlerimi kapatması ile "ne oluyor lan" dedim. Kulağımın dibinden gelen tanıdık ses fısıltıyla "bil bakalım ben kimim ?" diye sorduğunda kim olduğunu anında anlamıştım. Bu dünkü avımızdı.

Tam ondan kurtulmak için hamle yapmıştım ki hızla beni sırtına alarak mağazadan çıktı. Sırtını yumruklayarak "yardım edin !" diye bağırıyordum ama kimse yardım etmiyordu ve garip garip bakıyordu. Mağazanın görevlisi gelip" ne oluyor kardeşim" dediğinde adam oldukça sakin ses tonuyla "ya verdiğim rahatsızlık için özür dilerim. Benim kız kardeşim Kayla deli ve onu psikologa götürmeye çalışıyoruz" dedi. Hızla "ne delisi ben deli falan değilim" diye bağırdığımda adam gülerek bana döndü ve "elbette değilsin canım" dedi. Güvenlik "kimliğinizi göreyim" dediğinde kendi kimliğini uzatarak "kardeşiminki ne yazık ki yanımda değil" dedi. O an kimliğimi yanıma almadığım için kendime küfürler savuruyordum. Güvenlik biraz şüpheyle baktıktan sonra ikna olarak "tamam gidebilirsiniz" dedi ve gitti. Nasıl inanmış olabilirdi. Az önceki garip garip bakan kişiler şuanda bana acıyarak bakıyordu. 

Alışveriş merkezinden hızla çıkıp arabaya geldiğimizde beni arka koltuğa attı ve kendisi sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Hızla iki kapıyı da açmaya çalıştığımda açılmamıştı. Adam gülerek "boşuna uğraşma çünkü kapıya senin gibi çocuklar için çocuk kilidi taktım" diyerek gaza bastı. Tamamen çaresiz kalmıştım. Birden telefonum çalmaya başladığında adam cebinden çıkarttı. Ne ara benim telefonumu almıştı ? "Zeynep arıyor" dedi ve telefonu kapatarak yan koltuğa attı. Tam telefonumu alacaktım ki benden önce davrandı ve "aptal kız" diyerek beni geriye doğru itti. İtmesi ile koltuklara düştüm. Telefonu cebine geri koydu ve yola konsantre oldu. Uzun süredir yoldaydık. Yolun iki tarafında da dipsiz bucaksız orman vardı ve yolda bizden başka kimse yoktu. Hiç konuşmadan camdan dışarıyı izliyordum ve radyoda saçma sapan bir müzik çalıyordu. Araba biraz daha ilerlediğinde önümüzdeki kocaman terk edilmiş binayı gördüm. Giderek o binaya yaklaştık ve yanında durduk. Bina soluk mavi renkliydi ama boyası dökülmeye başlamıştı ve çoğu yeri uzun süredir burada durmaktan kararmıştı. Birkaç camı kırıktı ve binanın üzerinde çatlaklar vardı.

Adam arabadan inerken yanına başka bir adam elinde bir bezle geliyordu. Elinde bez ile gelen adam iri yarıydı. İri yarı adam bezi bizim adama uzatarak "kız bumu Kamil ?" diye sordu. Adının Kamil olduğunu öğrendiğim adam bezi alarak "evet" dedi ve benim kapımı açarak bezi hızla burnumun üzerine koydu. Nefes almamaya çalışarak çırpınmış ama en sonunda dayanamayarak nefes alıp birkaç saniye içerisinde bayılmıştım. Uyandığımda ellerimi ağrıyan başım götürmek istemiştim ama bir sandalyeye sıkıca bağlandığım için bunu beceremedim. Kafamı bağlı olduğum sandalyeden kaldırıp etrafı incelemeye başladım. Bomboş büyük ve oldukça eski olduğu belli bir odadaydım. Oda bomboştu ve hiç penceresi yoktu. Galiba bodrum katındaydım. Odayı aydınlatan tek şey hemen benim kafamın üzerindeki ışıktı. Oda biraz büyük olduğu için bazı yerleri göremiyordum.

Odanın göremediğim yerinden yüksek bir ses geldiğinde birden demir kapının açılmasıyla içeriye Kamil girdi. Kapıdan içeriye ışık dolmasını beklemiştim ama bu olamadığında kesinlikle bir bodrum katında olduğuma emin oldum. Kamil elindeki koca tabletle girdi ve "sizin kız burada" diyerek tableti bana çevirdi. Ekranda Akın, Meriç ve Ömer vardı. Hepsi bana şok olmuş bir şekilde baktı. Ömer arkadan "şerefsiz piç" diye bağırdığında Kamil tekrar tableti kendine çevirdi ve "para yoksa kızda yok" diyerek tableti kapattı. Bana yaklaşarak fısıltıyla "çok eğleneceğiz" dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup odadan çıktı. İşte şimdi sıçmıştım.

Bölüm Sonu

Ateşin Kızı (+18)Where stories live. Discover now