16

949 101 135
                                    

"Oha saray gibi burası."

"He valla. Ben buranın içinde kaybolurum."

"He Yeosang küçücük çocuksun ya."

"Susun bi. Şimdi güvenlikle tartışacağız sanırım."

Yürümeye devam ettiğimizde o çok sevdiğim güvenlikle biraz bakıştık. Konuşmayı ilk başlatan oydu.

"Her gün daha fazla kişi mi olacaksınız? Hayır ona göre Bay Song'a haber vereyim."

"Hmhm söylersiniz beyefendi."

Kapıyı açtığında hep birlikte içeri girdik. Bu arada Mingi'nin geleceğimizden haberi yoktu.

"Oha burası salon mu? Bizim evin iki katı."

"Ya Hongjoong görmemişler gibi sus ya."

"Salak görmedim ki zaten."

"Öf Hongjoong. Yunho, nerde bu çocuk gidelim."

San'a sinirli bir şekilde bakıp cevap verdim.

"Ne bileyim ben?"

"Yunho!"

"Bir yerden ses geldi uzaktan gibiydi duydunuz mu?"

Yeosang ve Hongjoong her şeyi böyle şakaya vururken San aşırı gergindi ve şaka yaptıklarını bilmesine rağmen onları tersliyordu.

Yeosang'ın dediği gibi Mingi'nin sesini duymuştum ama neredeydi çözemiyordum. Bu evde sadece Mingi'nin odasını biliyordum zaten.

"Hey buradayım."

Arkamı döndüğümde sonunda Mingi'yi görmüştüm.

"Selam."

"Selam gençler. Noldu haber vermeden geldiniz bir şey mi oldu?"

"Birini bekliyorsan gidelim."

San'dan gelen bu söze karşılık ona pis bir bakış attım.

"Aa yok hayır. Birini beklemiyorum. Sadece merak ettim. Gelin odama geçelim."

Odaya gittiğimizde Yeosang ve Hongjoong odayı inceliyor, San ise ellerini göğsünde birbirine dolamış somurtuyordu.

"Burası oda mı lan bizim ev kadar."

"Yeosang abarttınız ha!"

"Üf San sen de bi rahat ol aaa. Karışma bize."

Oturduktan sonra ben ve San Mingi'ye her şeyi anlattık. Düşüncelerimizi söyledik ve böyle yapmasının nedenini sorduk.

"Çocuklar ben gerçekten çok özür dilerim. Arkadaşlarım beni ezmesin, aralarına alsınlar diye yaptım. Biliyorum bu bir bahane değil. Ne deseniz haklısınız."

Derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Hiçbirini isteyerek yapmadım. Daha sonra Yunho'yu o pisliklerin elinden kurtardığımda ne kadar çaresiz ve masum olduğunu gördüm."

Benim hatta herkesin gözleri dolmuştu. Mingi'nin gözünden ise bir yaş aktı.

"Daha sonra evimde ağırladım onu. Çabucak iyileşti. Bir daha elimi kaldıramadım ona karşı. O masum yüzün bir daha benim yüzümden acıya maruz kalsın istemedim ki istemiyorum da."

Benimde gözümden yaş gelmişti. Eskiler aklıma gelmiş ve yüzümü buruşturmama sebep olmuştu.

"San sana gelince. Bana ne istersen de, ne istersen yap. Ben çok özür dilerim. Keşke elim kırılsaydı da vurmasaydım size."

"Deme öyle gel."

San ve Mingi sarıldı. Mingi kendini serbest bıraktı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Daha sonra ben sarıldım.

"Yunho."

"Şşş ağlama lütfen. Geçti."

"Yunho ben seni çok seviyorum."

"Ben de seni seviyorum Mingi. En yakın arkadaşımsın artık."

______________________________________

Sonunda dedi!!!

Sizleri seviyorum

💙💙💙💙

Kendinize iyi bakın <3


𝙿𝚜𝚢𝚌𝚑𝚘 // 𝚈𝚞𝚗𝙶𝚒 ⟨✓⟩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin