12

1.1K 113 92
                                    

"Aferin Jimin. Gittikçe daha iyi oluyorsun."

"Teşekkür ederim hocam. Sizin sayenizde."

"Görevim. Neyse çıkabilirsin. Bugünlük bu kadar."

  Şu an dışarı çıkmaktan korkuyordum ve Jimin'i bekliyordum. Benim dersim yaklaşık 5 dakika önce bitmişti.

"Hadi gidiyoruz kalk."

"Bir ders daha mı kalsak? Hocalara yardım falan edelim."

"Ne saçmalıyorsun? Yürü. Hongjoong aşağıdadır zaten."

  Aşağı inerken Hongjoong'u aradım ve aşağıda olduğunu söyledi.

"Yunho."

"Dur ya Hongjoong'u arıyorum hani aşağıdaydı?"

"Mingi'nin yanındaki minik ve kızıl saçlı olan kişi Hongjoong mu?"

"Ne?"

  Mingi'nin arabasının tarafına baktığımda cidden oradaki Hongjoong'tu. Beni görmüş ve bana gel işareti yapıyordu.

"Yürüsene gerizekalı."

"Bu Hongjoong beni bir gün delirtecek."

  Yanlarına gittiğimizde ilk baştaki zoraki ve sahte gülümseme suratımdaydı.

"Yunho, Mingi bizi bırakacakmış. Gelsene."

"Aynen Yunho bin hadi. Aaa sen Yunho'nun arkadaşı-"

"Jimin."

  Ani çıkışım ve lafını bölmemle olan açık ağzı kalp şeklini alarak gülümsedi ve konuşmaya devam etti.

"Ah Jimin. Sende gel seni de bırakayım."

"Enişte de pek yardımsever."

  Kısık sesle söylediği söze karşı gözlerimi sonuna kadar açıp Jimin'in kolunu sıktım.

"Ne sıkıyorsun be. Yok eniş- ay pardon Mingi ben gelmeyeyim. Siz gidin. Belki sonra."

"Pekâlâ sen bilirsin. Hadi binin de gidelim."

  Arabada ben, önde Hongjoong oturmuştu. Hongjoong öne sen bin diye beni sıkıştırmıştı ama binmemiştim.

"Mingi kurabiye yaptım. Sen de gel. Yersin istersen öyle gidersin. Hem bıraktığın için ve Yunho'yu kurtardığın için teşekkür olur."

"Teşekküre gerek yok. Ama gelirim. Elinizin lezzetini merak ettim açıkçası."

  Şu an Hongjoong'a dolmuş gözlerimle bakıyordum. Amacı neydi?

  Beni takmayıp Mingi ile konuşmaya devam etti.

  Arada dikiz aynasından Mingi'nin bana baktığını hissediyordum. Bazen göz göze geliyorduk.

҉

"Bunun ne işi var burada? İki seni kurtardı diye her şeyi unutmamızı falan mı bekliyor?"

"San lütfen çok gerginim zaten. Ayrıca çağıran ben değilim Hongjoong. Bana niye kızıyorsun?"

"Göstereceğim o miniğe zaten."

  San yanımdan sinirle salona doğru ilerlediğinde ben de onu takip ettim.

  Yeosang ve Mingi eskiden hiç anlaşamamalarına rağmen şu an bayağı iyi anlaşıyorlardı. Hatta bayağı kanka gibilerdi.

  San, Yeosang'a kötü kötü bakışlar atıyor olsa da Yeosang onu umursamıyordu.

"Ya geçen gün ben kremi Yunho'ya verdikten sonra koşa koşa gitti sana mı geldi?"

"Evet. Benim kremim olmadığını düşünmüş. Onu getirdi."

"Ay ne kadar romantik. Değil mi San?"

"Hıı öyle."

  Yeosang sırıttıktan sonra Mingi'ye geri döndü. Sanırım San'ın sinirini anlamış ona sırıtıyordu.

  Hongjoong mutfaktan kurabiyelerle geldiğinde hepimiz susmuş kurabiyeleri yiyorduk.

"Hongjoong çok güzel olmuş eline sağlık."

"Ay Mingi beğenmene çok sevindim."

"E bu bitti. Ne az vermişsin ya."

"Az ye hayvan."

  Hongjoong'un Yeosang'a tepkisine sırıtmıştım. Gerçekten mükemmel anlaşıyorlardı(!).

"Noluurr!.."

"Yeosang beş kardeş geliyor ha."

"Al benimkini ye."

"Yaa San! Çok sağol."

"San, noldu beğenmedin mi?"

  Hongjoong'un mutlu suratı birden düşmüştü. Eleştiriye açık bir insandı ama San onun kurabiyelerine hatta yaptığı her şeye karşı ilk defa böyle yapıyordu.

"Hayır çok güzel olmuş. Yemek yiyip geldim o yüzden iştahım yok. Sonra yiyeceğim ama."

"Peki sen bilirsin."

  Bir süre daha sohbet ettikten sonra Mingi gitmek istedi. Hongjoong onu yarın da davet etti. San iyice gerilmişti.

  Mingi gittikten sonra ise patladı.

"Ya sen Yunho'ya yaptıklarını ne çabuk unuttun? Yunho yanımızda ne kadar ağladı, neler çekti unutmuş olamazsın. Bunu en iyi sen biliyorsun! Her gün bizim değil senin kapına geldi bu çocuk!"

"San ben-"

"Hongjoong sen ne ya? Bak yarın o çocuk bu eve gelmeyecek. Yunho sen de bu çocukla konuşmayı kesiyorsun. Çocukça olacak olabilir ama ya o ya ben tamam mı?"

"San bekle. San!"

  Arkasından bağırmıştım ama beni duymamazlıktan gelmişti. İşte şimdi bitmiştim.

______________________________________

Sizleri seviyorum💙💙


𝙿𝚜𝚢𝚌𝚑𝚘 // 𝚈𝚞𝚗𝙶𝚒 ⟨✓⟩Where stories live. Discover now