5-

22 1 0
                                    

- Haydi Ayça, gelmiyor musun?

- Geliyorum geliyorum. Bir dakika Pelin.

Elimdeki iş biterse öğle yemeğine gideceğim. Biterse ne demek ya! Ara veriyorum. Nerede kaldı çalışan özgürlüğü! Şaka bir yana, cidden acıktım. Şu noktayı koyayım da kalkayım. Sandiviçim beni bekler.

- Eren bey sizi aramızda görmek ne güzel.

- Trip atma Ayça. Bahanem vardı. Sor bir neden gelmedim haftasonu?

- Dinlemek istemiyorum.

13 yaşında kız çocuğu gibi trip atmayacağım tabi ki. Bir suratı düştü falan. Hemen durumu kurtarmak adına'Haydi haydi' dedim.' Anlat.'demez olaydım. Yemeğe gidene kadar kendini haklı çıkarmaya çalıştı. Kardeşi gelmiş ve onu gezdirmiş. 1 saat boyunca anlattığı şey de bu ha. Öyle çok matah bir şey değil yani. Laf aramızda Pelin Eren'den hoşlanıyor. Klasik ofis aşkı. Çocuk hoş. Yalan söylemeyeceğim. Şirkette çalışmaya başladığımda sevgilim olmsayd belki ben bile ayartmaya çalışırdım. Hem de göbüşüme bile bakmadan,evet. Varsayımları geçersek Eren benim iyi ofis arkadaşlarımdan. Bir o bir Pelin bir de Mine var zaten. Geçen ay ayrılan Aykut'u da sayabilirim gerçi. Şu an görüşüyoruz nasılsa.

- Hahahaha! Ay ne komiksin Eren. Hahahah!

Komik ama bu miktarda kahkahayı haketmiyor bu espri.

- Haksız mıyım ama? Haha.

Çocuk bile o kadar gülmedi esprisine. Tam bir koca kafa bu Eren. Gör yahu artık şu kızın sana olan aşkını.

- Bu arada ben yokum bu haftasonu.

- Aa niye? Geçen hafta sonunun intikamını mı alacaksın yoksa benden ?

- Yok ya. Haha(gayet ağzımın içinde kibar bir gülüş). Ankara'ya yolcu Abbas..

- Belli oldu mu günü hangi ara?

- Bugün, 2 saat önce.

- Kaç günlüğüne gidiyorsun?

- Belli değil beyefendi, ama şanslıysam pazartesi izin yapabilirim. Gerçi Murat beye bağlı. Yanımda o olacağından naz yapamam sanırım Savaş beye.

- Çok hastayım,ölüyorum,yol çarptı.Hahah. Bahanelerine ortağın var desene.

- Öyle deme Pelin, Ayçaa'nın işten kaçtığı ne zaman görülmüş zaten.

- Tabi ya. Doğrucu Davut derler bana bizim oralarda.

- Hahah, ne demezsin.

Alacağın olsun Eren. Uyuz Eren. Hıh sana Eren.

- Murat beyle aranız nasıl?

- Nasıl olacak kızım. Daha kaç hafta oldu geleli. Çaya davet ettim sanki adamı.

- Ya sen değil Pelin. Eren? Siz daha çabuk kaynaşmışsınızdır. Erkek muhabbeti falan ayağına.

- Pek sayılmaz canım. Adam sürekli dışarıda ya da teftişte. Ya iletişim halinde olduğumuz şiketeleri geziyor ya da bizim iş verimimizi ölçüyor. Anlayacağın çalışkan. Gözlemleme ve alışma sürecinde şu an.

Çalışkanmış. Yaşı ve mevkiisinden anladık heralde onu. Zeki demek ki. Aferin ona. Bakalım teftişten ben nasıl geçeceğim. Anneme söyleyeyim de iki üç dua okusun bana. Korkuyorum ben ya.

Yemez gerçi adam beni. Ama ya yerse. Otobüsümüz kaza yaparsa, ben de et bol. Ben olsam ben de beni yerdim. Çatır çutur giderim. Ama ya kariyerim? Ne olur otobüsümüz kaza yapmasın, yem olmayayım elin Murat'ına.

Otobüs ne ya? Tamam otobüsle gideceğiz ama insan uçak hayali falan kurar. Hayal bu Ayça!! biraz zengin düşün gözünü seveyim. Zengin düşün,zengin olsun.

Bu gidişle asla o mertebeye yükselemeyeceğim. Ruhum fakir benim.

Of!

PAVLOV'UN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin