1-

92 1 0
                                    

-          Günaydın küçük koala.

Beynim göndermeyi anlayamayacak kadar yorgun. Hatta beynim yok. Bir daha yatmayacağım vakitsiz ve bir daha yatmayacağım aç karnına. Karnım resmen zil çalıyor. İnsanların kustuktan sonra yemek yemeğe devam edebilmesinin bir yol bulunmalı. Bilim bu kadar ilerlemiş olmalı. Sonuçta ceplerimizden büyük telefonlarımız  silgilerimizden küçük usb belleklerimiz var. Başım bu kadar  ağrırken bu denli zeki olduğum için çok şanslıyım. İç sesimi dışa taşımamamın nedeni kesinlikle göndermeyi anlamamamdan değil, dilim damağım kupkuru olduğundan. Tükrüğüm kalmamış burada.

-          Ha?

Su diyecektim ha çıktı. İsteyerek demedim.

-          Ha ya! Şu haline bak Ayça! Nasıl sarılmışssın yorgana. O da sana boş değil neyse ki. Çarşafı da kandırmış,dört dönüyor etrafında. Ya da senin etkileyiciliğin tahminimin çok üstünde.

-          Uf, ben de bir şey diyorsun sandım. Bu kadar konuşacağına kalk ve bana su getir prenses.

-          Yok ya, uyanığa bak. Getirmiyorum ki kalkmak için bahanen olsun yataktan.

Diyecek bir şeyim yok. Madem sağlıklı düşünebilen o, yaptığı çok başarısız bir espiriydi. Zihnimi Melis'in esprideki beceriksizliğine değil başarılı etkileyiciliğime(!) yönlendirmem lazım. Gözlerimi ona dikip, ağzımı buruşturuyorum. Mağdurum, ölüyorum ayrıca devlet baa bahmiyiiir.

-          Kedi yavrusu. Bakmasana bana öyle.

-          Haydi prenses, öleceğim burada. İçim çekiliyor.

-          İyi tamam, tamam.

He he. Kandırdım. Kedilere özel bir sempatim olmamasına rağmen işe yaradıklarını kabul ediyorum.  Kedi demişken nerede benim Pavlov'um. Benim canım biricik köpeğim beni unuttu mu acaba? Görüyorum! Şeffaf ve karşıyı gösteriyor biraz kırılmalı olarak ama görüyorum. Benim canım suyum.

-          Oh be.  Sağolasın.

-          Tamam ama şimdi sen de kendine gel ki artık yemeğe gidelim. Açım kızım ben.

-          Hay ağzını öpeyim ya. Ben de ölüyorum açlıktan. Hemen kalkıyorum. Peki duş alabilir miyim ?

-          Hayır tabi ki.

Canım arkadaşım cidden sorduğumu düşünüyor . Senden izin alır mıyım,şaşkın.

-          İyi, 7 dakika içinde çıkarım. Muah.

-          Şu an başladı. Koş koş.

Aslında daha oyalanırdım ama bu kadar iyi bir insan olmasından, onu asla kırmak istemediğimden... falan filan. Çok açım ya. Hemen çıkalım da yemek yiyelim. 7 dakikaya hazır olmasam da 7 dakikaya hazır olurum. Ayağı kalkıyorum ağacımdan kurtulup.

-          Ciao!

Aklımda bir şarkı. Söyleyemem, söylemesi ayıp. Duşa giriyorum. Orada söylerim. Kihkih.

PAVLOV'UN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin