✦kageyama✦

71 16 70
                                    

"Günaydın Kageyama, bugün kendini nasıl hissediyorsun?"

Doktoru Kuroo Tetsurou'nun siyah dağınık saçlarının cam rengi gözlerinin içine girecek seviyede yakında oluşu ile salonda uzanmış olduğu fazla rahat olmayan sarı renkli koltuktan hızlı bir hareketle kalkmaya çalışmış, yumuşak bir gülümseme ile kendisine bakan ela gözlerin sahibi sakinleşmesi için küçük ıslıklar çalmaya devam ederken yerine yatırmıştı kendisini. Kageyama ayaklarını oynatmayı denedi bir an için ama yattığı yerden kaynaklı zaten acıyan yerler daha kötü olmuştu. Fizik tedavi doktorunun burada olması sevindirici olabilirdi aslında bulunduğu durumundan sonra ama anlamayı başaramadığı küçücük bir şey vardı bu yüzden de ince dudaklarını araladı yavaşça.

"Kuroo-san eve nasıl girdiniz?"

Ela gözler hafifçe kısılmış, mutfaktan gelen tabak düşürme sesleri ile yüzünü kaplayan sırıtış daha da çok yayılmıştı tüm çehresine.

"Bokuto nasıl girdiğimizi açıklamak ister misin kardeşim?"

Gri, aralara birkaç tel siyah karışmış dikik saçlar kapıdan uzanmış, ağzına soktuğu buzdolabında bulunan bütün pastayı yemeye çalışırken aynı zamanda da elinden düşürmediği, yarı zamanlı işlerinden birinde-o kadar çok vardı ki Kageyama takip etmeyi unutuyordu bazen- kullandığı baltasını göstermiş, bunun üzerine de cam rengi gözler birazcık uzakta kalan dış kapıyı kontrol etmişti. Aynı tahmin ettiği gibi tüm tahta yerle bütünleşmişti resmen. Nasıl başardıysa en ufak sağlam kısım yoktu gördüğü kadarıyla.

Yavaşça gece karası saçlarını çekerken diğer eliyle de alnına vurmuştu sinirle.

"Bokuto-san size kaçıncı defa söylemem gerekiyor, halının altında yedek anahtar var. Hatta önündeki kuş yuvasının içinde de bir anahtar var, o da diğer yedek anahtarın bulunduğu kutuyu açıyor."

"Valla mı?.."

Altın rengi gözlerini şaşkınlıkla açarak birkaç saniye beklemiş, sonra kaçıncı defa olduğu bilinmez, aynı cümleyi her duyduğunda olduğu gibi yine unutup tabakları kırmaya devam ederek yiyecek arayışına girmişti.

"Neyse bu önemsiz konuları bir kenara bırakalım."

Önemsiz? Evet aynı fikirdeyim Kuroo-san, birinin evinizin dış kapısını baltayla kırması hiç önemli bir konu değil zaten. Neden korku evinde çalıştığı için balta verdiğiniz bir adamdan iş bitince o silahı geri almazsınız ki?..

"Kageyama senin korkularını yenmemiz gerekiyor."

Gerçekten ciddi konuşmaya başladığını anlayınca biraz yardım alarak tekerlekli sandalyesine yaslanmış, yan tarafta bulduğu bir masaya oturan, her iş moduna girdiğinde yaptığı gibi ela gözlerini kapatan siyah güneş gözlüğünü yerleştirdiği suratına bakmıştı doktorunun.

Zevkler tartışılmaz sonuçta...

"Bak iki ayağını da aynı anda kırmış bir salağa göre acayip sağlıklısın sen. Kemiklerin birbirine kaynadı bile, çok kısa zamanda iyileşeceksin ama sen artık ayakta olmaktan bile korkuyor, tedaviye cevap vermemeyi tercih ediyorsun. Bu şekilde sana yardımcı olamayacağımı sen de biliyor olmalısın."

Haklı olduğu gerçeği canını yaktığı için kafasını eğdi gece karası saçlarınının da yüzünü kapatmasına izin vererek. Ayakları çok yakında düzelecekti belki ama tekrar aynı şekilde düşmekten korktuğu için bu siyah aletten kalkmak, tekrar voleybol oynamak hatta yürümek bile istemiyordu.

"Bir dahaki gelişime kadar sana süre veriyorum, eğer kalkmak için içini istekle dolduracak bir şey bulamazsan..."

Gidip diğer odada pişmemiş tavukla kavga eden en yakın arkadaşının elinden baltasını aldı ve sakin bir şekilde koltuğa batıracak gibi bir hareket yaptıktan sonra konuşmasına devam etti.

"Bokuto'ya evde bulunan her eşyayı kırmasını söylerim."

Yavaşça kafasını salladı ve onayladığını belirtirken aynı zamanda cam rengi gözlerini takvime dikip bir süre düşündü ne zamana denk geleceğini bir dahaki kontrolün.

"Bir dakika benim kontrolüm yarın değil miydi?"

Bir anda fazla mutlu bir havaya büründüğünü görünce birkaç adım geriledi tekerleği çevirerek.

İşte geliyordu...

"Yarın Kenma ile randevuya çıkıyoruz. Biliyor musun bu sabah o kadar tatlıydı ki..."

Konuşmanın uzun süre bitmeyeceğini fark eden cam rengi gözlerini biraz yorgunlukla kapatan genç oğlan derin bir nefes verdi dışarıya doğru. Bu dağınık siyah saçlara sahip doktorunun konuştuğu üç konu vardı zaten. Kendisi, işi ve sevgilisi Kenma Kozume. İlk doktor randevusunda normalde çok kısa bir süre durması gerekiyor iken onu anlatması yüzünden 5 saatten fazla süre odadan çıkamamış, böyle olunca da artık her şeyi öğrenmişti sarı saçlı oğlan hakkında.

Ortaokulda bir süre pasörlük yapmış, liseye geçmeden hemen önce bırakmıştı voleybolu. Şimdi ise dünyaca ünlü bir E-spor oyuncusu olarak tanınıyordu o tip şeylerle ilgilenen herkesin arasında.

Düşünceleri tıkanınca saati kontrol etti sakince. Bir süre önce evden çıkmıştı ikili ama bunu bile fark etmeyecek kadar dalmıştı demek ki, sessizlikten de anladığı üzere. Zamanın geldiğini görmesi üzerine yanına kağıt ve kalem alarak balkona çıktı fazla hızlı olmayan hareketlerle. Aşağıya doğru baktığı anda onu görmesi üzerine mutlu oldu anında, küçük turuncu bir köpek gibi her tarafı kontrol ediyor, muhtemelen dün kendisinin attığı uçağın sahibi arıyordu. Ama yine de suratı gözükmüyor bu da Kageyama'nın içini merakla harmanlandırıyordu.

Kağıdı duvara yaslayarak içinden geçen cümleleri yazdı, biraz geriye doğru giderek hız kazandırdı turuncu saçların ortasına inen parçaya. Hafif bir bağırmanın ardından küçük bir kıkırtı duyunca huzurla dolduğunu hissetti cam rengi gözleri parlamaya başlamışken. Biliyordu, eğer ayağa kalkmak için kendisini ikna etmek istiyorsa aynı yaşama geri bağladığı zamanda olduğu gibi bu turuncu saçlı minik oğlanın yardımına, rahatlatan sesine ihtiyacı vardı.

Tamamen içeri girdi havanın soğuduğunu hissedince. İçmek için sıcak bir şeyler yapmanın iyi olacağını düşünürken duyduğu ses üzerine çalan telefonun ekrana baktı. Gördüğü isim ile suratını memnuniyetsiz bir ifade kaplamıştı. Neden fazla yorucu bir gün yaşanıyordu tam şu anda hayatında?

Oikawa Tooru arıyor...

paper plane ✦ kagehinaWhere stories live. Discover now