✦kageyama✦

150 22 89
                                    

totobio'ya ithafen. Şöyle ki konusu Merve'den yazımı benden, yani ikili hediye olarak da kabul edebilirsin istersen. Ve benimle gurur duy, kısa bölümlü kurgu yazıyorum...

Güneş gökyüzünün küçük bir misafiri misali kafasını boşluktan içeriye sokmaya uğraşıyor, yağmur yüklü bulutlarla tatlı bir kavgaya giriyordu sanki. Baharın en tatlı kokuları açık pencereleri kaçırmak istemiyor, evleri çiçek bahçeleri kıvamına getiriyordu yavaşça. Minik esintiler de kokuların bu güzel oyununa katılmış halde yardımda bulunuyor, eğlenceden mahrum kalmayarak mutlu olmayı ihmal etmiyorlardı.

Bu güzel havanın sahibi Japonya'nın en bilindik sakin kasabalarından birinde sokağın en sonuna gidildiğinde anca fark edilebilen turuncu ve lacivert renklerin birleşimi küçük müstakil bir ev bulunurdu. Yanındakilerin uzunluğundan olsa gerek kimsenin dikkatini çekmezdi belki ama bu şirin binanın sahibi aslında çok da bilindik bir kişidir tüm spor severlerin zihinlerinde. Özellikle de son olaydan sonra artık onu duymayan hiç kimse kalmamıştı tüm ülkede ya. Birkaç hafta önce maç esnasında yaşadığı kaza ile akıllara kazınan voleybol milli takım pasörü Kageyama Tobio'dan kimin haberi yoktu ki...

Sarı ışık hüzmesinin cam rengi güzel gözlerini delmek ister gibi davranması üzerine açtı soğuk bakışlarını yatakta düz şekilde uzanmaya devam ederken. Birkaç dakika sadece o şekilde bekledi biraz ayılmak, kendisine gelmek amacıyla. Daha iyi hissettiğini anladığı anda başlığa tutunarak ayağa kalkmaya uğraştı sabah rutini olan, doktorunun da tavsiye ettiği bu hareketi uygularken. Tabi istediği gibi gitmeyen bu isteğin sonunda yerini iyi ayarladığı tekerlekli sandalyesinin üstüne düşmüş, gece karası saçlarını sıkıntı ile karıştırmaya devam ederken derin nefes vermişti dışarı doğru.

Önce lavaboya gitmiş, bir süre önce arkadaşları tarafından boyu ayarlanmış aynanın karşısına geçerek uzun zamandır kesmediği kirli sakallarını tıraş etmişti uyuşuk hareketlerle. Aslında kahvaltı yapıp midesini doldursa daha iyi olurdu belki ama mutfağa gitmek için daha çok tekerlek çevirmesi lazımdı. O eylem de ellerine çok derin yaralar açıyordu yanlış kullanıyor olduğundan olsa gerek.

İşini yaparken bir anda aklına dank ettiğini hissetti-tabi ani gelen fikirle yanağını kesmişti ama- neden eldiven kullanmıyordu ki?..

Bu aralar zihninin de boşluk hissi ile dolduğunu anlayınca dudaklarını ısırdı sinirle. O pembemsi renge sahip ince et parçaları bembeyaz, kusursuz dişlerin altında ezilmeye devam ederken siyah renklerle döşenmiş giysi dolabından biraz zorlanarak da olsa gökyüzünün mavisi rengindeki eldivenlerine ulaşmayı başarmış, rahatlamış halde mutfak tezgahında besleyici ilk öğününü hazırlamıştı. Büyük bir kase çikolatalı mısır gevreği ve yanına üç kutu sade özellikle yağlı süt.

Midesi her kaşıktan sonra doluyor, açlık hissi de guruldamaya devam eden karnının sesi de yavaşça yok oluyordu televizyonun diğer kumandası uzakta kaldığı için sadece titrek ekranı izlediği sıralarda. Zaten haberler hakkında bilgi sahibi olmak istemiyordu, belki de yerine alınan kişiyi öğrenmek istemediğinden böyle davranıyordu ama bu renkli kare kutu sinirini bozuyordu. Sonuçta kimse anlamaya uğraşmamış, kendisini tebrik etmemiş olsa da düşmekte olan topun peşinde koştuğu için kırmıştı iki bacağını birden.

Cam rengi gözlerini kısarak saatin akrep ve yelkovanını kontrol etti. Düşünceleri yüzünden yine sinirlenmişti işte, belki de bu yüzden ısırmakta olduğu pipetin tadını dudaklarının arasında hissetmeye başlamıştı ya...

Beklediği saat sonunda gelmişti.

Hızlıca güzel yazan renkli-siyah da bir renkti- bir kalem ve özellikle temiz olmasına dikkat ettiği bembeyaz bir kağıdı yanına almış, kısa bir süre balkonun zeminindeki çıkıntıya takılarak zaman kaybetmiş olsa da evin en çok sevdiği mekanına ulaşmayı başarmıştı.

Aşağı doğru baktığı anda turuncu saçların sahibini her zaman bulunduğu yerde yine başka bir kişiyle konuşurken gördü cam rengi gözlerinin görüş açısının kapanmamasına dikkat ettiği sıralarda. Neredeyse her gün başka kişilerle birlikte görülürdü bu sokakta devamlı yanında olan yeşil saçlı şirin çillere sahip bir oğlan ve sarı saçlarının üstüne siyahlar eklenmiş kediye benzer bir genç haricinde.

Birkaç gündür fark ettiği üzere aynı saatte buraya geliyor, arkası dönük şekilde birileri ile sohbet ediyordu. Sesi çok güzeldi ve turuncu saçlarının altındaki minik bedenin suratı görünmüyor olmasına rağmen fazlasıyla ilgisini çekiyordu nedensizce.

Belirli bir süre düşünmüştü, yapacağı şey belki çok saçma ve deliceydi ama bu sıkıştığı kafesin içine müzik gibi dolan o güzel sesli meleği duygularından haberdar etmek istiyordu. Aslında çok senaryo oluşturmuştu kafasında yazacağı cümleler için ama ilk defa turuncu saçlı genç erken ayrılma kararı alınca endişelenmiş, saçmalamıştı beyaz rengi siyahın kendisi ile kirletirken. 

Bilir misin kargalar 1000 yıl yaşarmış. Belki de bu yüzdendir senin siyah minik kanatlarını açarak gökyüzünü özgürce turladıktan sonra verandama tüm asaletinle konman...

Hızlıca kağıdı uçak yaparak turuncu saçların arasına attı ve evinin içine girdi biraz heyecan biraz da gerginlik hissiyle.

Bu kurguyu 2020'de yazmış olduğumu düşünmek beni yaşlı hissettiriyor... Ama nedensizce aşırı şirin geldi o yüzden geri yükleyeceğim

paper plane ✦ kagehinaWhere stories live. Discover now