14

9.8K 753 137
                                    

Aşk bir yolunu bulur, her zaman...

#Sehun

Kimileri erkeklerin içgüdüleri gereği kimileri ise testesteron oranımız yüzünden dominant bir yapıya sahip olduğumuzu savunurlar. Nedeni ne olursa olsun, o koridorda yapmak istediğim iki şey vardı. Kyungsoo ve orada bulunan herkesi katletmek istemiştim. Luhan'a gülen, onu gözlerindeki çaresizlikle baş başa bırakan herkesin derisini yüzmek istemiştim. Ardından Luhan'ı kaçırmak, kimsenin ona dokunamayacağı o siktiğim çaresizliğinin bir daha asla gözlerine ulaşmayacağı kahrolası bir yere götürmek istemiştim onu. Kontrolümü kaybetmenin en uç noktasındayken geri çekilmiş ve zihnimi dolduran düşüncelere sırtımı dönmüştüm. Biri dışında… İmpala’m ıssız yolları yavaş yavaş geçip giderken Luhan sessizce camın ardından dışarıyı seyrediyordu. Kimse tek kelime etmiyor, havada ki ölüm sessizliği asla sonlanmayacak gibi sürmeye devam ediyordu. Bakışlarım ilerideki açıklığın üzerinde toplanan kara bulutlara kaydı. Fırtınadan kaçmamız gerektiğinin bilincinde fırtınanın içine sürmeye başladım. Gökyüzü gelişimizi karşılarcasına bir ışık huzmesiyle patlayarak saniyenin onda biri kadar bir süre görüşümüzü engelledi, ışığın ardından gökyüzünün güçlü kükremesi impala’nın tam üstünde patladı.

“ Nereye gidiyoruz ?” Ah. Sesindeki soğukluğun içimi bu kadar yakması nasıl mümkün olabiliyordu ? Sessiz geçen uzun saniyelerin sonunda Luhan hafifçe doğrulup başını bana çevirdi, ona bakmak istesem de kayıtsızca İmpala’mı sürmeye devam ettim.

“Nereye gittiğini sanıyorsun ?” Soğuk sesinin ardına gizlenen korkuyu hissedebiliyordum. İlk yağmur damlaları arabanın üzerine düşerken “ Sehun ?!” dedi Luhan öfkeyle.

Öfke. Hisset küçük Çinli.

Fırtınanın çevresinden geçip gitmemizi sağlayacak düzlüğe bakıp çenemi kenetledim ve direksiyonu güçlü bir manevrayla doğuya kırıp taşlı patikada tekerlekleri çığlık attıracak bir hızla ilerlemeye başladım. Onu ilk gördüğüm günden beri kaçıyordum. Ona umutsuzca kapılmış ardından oradan oraya sürüklenen bir yaprak gibi savruluyordum. Luhan'ın çekimine kapılmamak için o bana yaklaştıkça kaçıyordum. Hem ondan hem kendimden. O kasırgaydı. O hayatım boyunca kaçtığım her şeydi. Derin bir nefes aldım. Fırtınadan kaçmayacaktım. Fırtınanın etrafından dolaşmayacaktım. Bu defa değil. İmpala’mı kararlılakla fırtınanın içine sürerken Luhan adrenalinle dolan minik bedeniyle dehşet içinde girdiğimiz yola ve camın ardındaki fırtınaya bakıyordu.

“ Sehun !” Patikanın ortasındaki derin oyuğun çevresinde dolaşırken Luhan öfkenin kor gibi yaktığı sıcak eliyle koluma yapıştı. Dokunuşu kasıklarımda patladı.

“ Oh Sehun ! Hemen durdur şu lanet arabayı !” Patika gittikçe daralırken ilerideki uçuruma hızımı daha da arttırarak girdim.

“ Sehun !” diye feryat etti Luhan uçuruma gittikçe daha çok yaklaşırken. Sıkılı dişlerimin ardından derin bir tıslamayla direksiyonu bir kez daha kırıp engebeli patikanın ortasında hışımla durdum. Bakışlarım Luhan'ın dehşet ve korkuyla bembeyaz kesilen yüzünde gezindi. Konuştuğum da sesimden yükselen öfke, arzu ve kaybetmek üzere olduğum kontrolün ilk kıvılcımlarını hissedebiliyordum.

“ Bu defa kaçmıyoruz, Luhan. Fırtınanın ortasında uçurumun ucundayız. Bugün burada her şeyi halledeceğiz.” “ Burada ve şimdi…”

***

#Luhan

Sehun'un gürleyen sesi imlapa’nın içinde yavaşça kaybolurken dehşet içinde camın ardından uzanan uçuruma takılı kalmıştım. Hassiktir! Biliyordum, henüz okuldayken hissettiğim öfkesinin bir yerde, bir şekilde ortaya çıkacağını biliyordum. Sakin ve kayıtsız kalması için tüm direncimi ortaya koyduğum bedenim Sehun'un yakınlığı ve çekimiyle önündeki barikatları teker teker yıkıp tehlikeye doğru son sürat ilerliyordu.

ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin