6. BÖLÜM KESİT

402 293 92
                                    

6. BÖLÜM

"RUHU SIZLATAN KELİMELER"

"RUHU SIZLATAN KELİMELER"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kesit

Parmaklarım boğazımı ovalıyor, kafamın içinde feryat eden ruhlar, yok olmamak için savaşıyorlardı. Boğazım kurumuştu adeta, fakat  Alaz'ın uzattığı suyu alamayacak kadar da ağır ve yorgun hissediyordum kendimi. Günlerdir hatta haftalarca uykusuz kalmıştım. Kabuslar peşimi bırakmıyordu. Alaz gitti gideli kabusların esiri olmuştum. O katil balerin uykumun içinde neşe ile dans eden bir kız çocuğuna dönmüştü. 

Balerinin elindeki bıçak, onu zihnimin tutsağı yapan ruhu öldürmek için bekliyordu. Ruh ölümünü bekliyordu. Tutsak tutulan balerin artık özgür kalmıştı ve öldürmek için ant içti..

"Zihninin tutsağı olma Efra!"

O kapının ardında safir gözler vardı. Bana bir teklif sunarak, bana destek olarak kaderimin kalemini intihara satır kala kırmıştı. İnfaza terk edilen kaderin, son satırlarına ramak kala onun ellerinde kırılmıştı sanki kaderin kalemi. 

Beni ipten kurtarmıştı Alaz Kızılaslan. Ruhumun asılmasından kurtarmıştı.

Gözlerini ifadesizce gözlerime diken safir mavilere baktım. Ellerini rahat bir tavırla ceplerinden çıkartarak ellerime uzattı. Çatılan kaşlarım iyice çatıldı. Bu adamı bir türlü çözemiyordum. Bana duygusuz bakan adama dik bir şekilde baktım. Bakışları derindi. Hem de çok fazla derin... Derinliğinin dibinde yatan, ölmek için çırpınan ruhsuzluk ve soğukluk, katılaşarak genzimi yakıyor, nefesimi zorluyordu.

"Özgür ol  Ruhfeza ve zihninin tutsağı olma Efra!"

Avuçlarımı yüzüme doğru çevirerek binlerce yara taşıdığım avuçlarıma baktım. Kanamıştı hafifçe. Yine ve yine kanatmıştım. Tırnaklarımı acımasızca geçirdiğim derimde kuru kan izleri vardı. Tırnak aralarımda kan vardı. Parmaklarım hafifçe titriyor, bu yıkılmış halimi gördükçe kalbim sıkıntıyla kasılıyordu. Ben çürüyordum. Hareket ettiğim an bile kemiklerimin döküldüğünü hissediyordum. Yavaş yavaş yok oluyordum. Topuklarım yere her bastığımda sanki ruhumun dibine doğru batan cam kırıkları vardı. 

Banyoda camı kırık aynada boynu bükük kız çocuğunu gördüm. "Özgürüm Efra. Artık tutsak bir balerin değilim. Özgürüm..."  

Musluğu açarak yüzüme su tuttum. Hızlı hareketlerle de ıslak elimi saçlarıma sürerek dağınıklığını yatıştırmaya çalıştım. Zihnim bir nebze olsa da ferahlamıştı, yangından serinlemişti.  Yüzümü hemen yanımdaki havlu ile kurulayarak  havluyu yerine astım. Banyoyu terk edeceğim sırada bir bedenin arkamda olduğunu hissettim. Güçlü bir aura etrafı sarmıştı. Bedenimi döndürdüğüm vakit bir çift kehribar gözlerle karşılaştım.

"Onu sen mi öldürdün?" diye sordu yanımdaki şeytan.

Ölüme ramak kala çizilen kaderime şahit oldu karşımdaki yabancı.

"MERHABA EFRA!"

"MERHABA EFRA!"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Evet canlarım... Nasılsınız bakalım? Sizi saygıyla selamlıyorum. Çok yoğunum. Bu yüzden küçük bir kesit paylaştım ilgilenen nadir okuyucularıma. Geç bölüm atacağımı haber vereyim dedim. 

Son bölüm baya uzundu. Yeni bölümde en az dört bin kelime, en fazla da Allah bilir diyorum.

Sizler benim için çok önemlisiniz. Kendinize iyi bakın...

NOT: Tüm kelimeler şahsıma aittir. Çalıntı veya başka bir kitaptan alıntı değildir. Bu gibi şahsıma edilen argo sözlere veya iftiralara ve kitabımın çalınması gibi durumlarda yasal işlem başlatılacaktır.

MERVE IŞIK

VİCDANIN ÇUKURUWhere stories live. Discover now