beni terk edip gittiği gün arkasından çok acı çekmiştim.. bunu bize nasıl yaptığını aklım almıyordu, verdiğimiz sözlerin hepsini unutmuş muydu? hiç ağlamadığım kadar ağlamıştım ben bunu hak edecek ne yapmıştım? taeil'imi çok seviyordum, hala da çok seviyorum beni de sevdiğine emindim-artık emin değilim.
arkasından koşarak çıkmıştım, ama beni umursamadan kendi evine gitmişti, eve geldiğimde gördüğüm her yeri darmaduman ettim, gözüm dönmüş gibiydi dayanamıyorum, bunu kabullenemezdim. kırılan vazolar, bardaklar yerlere seçilmişti tam ortasına ağlayarak oturdum. günlerce oturduğum yerden kalkamadım, aklıma geldikçe içim yanıyordu, aklımdan çıkmak bilmiyordu. beni terk ettiği günde dondurmuştum kendimi, belirli bir noktaya bakıp göz yaşlarımın akmasına izin veriyordum, dayanamak zorundaydım, güzel ay'ımı almak zorundaydım ben onsuz bir hiçim.
günler bu şekilde ardı ardına 2 hafta geçmişti, bişey yiyip içmiyordum, yüzüm hemen çökmüştü. jaehyun'un telefonlarına bakmadığım için evime gelmişti bu halimi gördüğünde bana çok kızmıştı, bağırmıştı hatta. evimi temizleyip bana destek olmak istercesine yanıma oturdu. dibimde taeil'i aramaya başladı, ama her seferinde sadece çalışıyordu.. açan yoktu. bunu devamlı sürdüğümüzdr telefonunu kapanmıştı. içim yeniden yanarken göz yaşlarım tekrar tekrar süzülmüştü.
"güçlü olmak zorundasın john! yolunu bulup taeil hyung ile konuşacağım."
"2 hafta olmak üzere jaehyun! kos koca 2 hafta."
aklıma o şerefsizin ona dokunabileceği aklıma gelmişti, sallanmaya başlamıştım oturduğum yerde, kötü kötü şeyler gelmişti aklıma. onu korumak için elimden geleni yapacaktım, taeil'im geri bana dönecekti.
^^
" seni almaya geliyorum johnny, beraber kafeye gidelim."
"jaehyun ben cidden istemiyorum"
"bu şekilde evinden çıkmazsan taeil'i geri nasıl kazanacaksın?"
"pekala, gel hazırlanıyorum."
odama gidip hızla duş alıp üzerimi giyinmeye başladım,siyah kot ve beyaz tişörtümü geçirip dışarda jaehyun'u beklemeye başladım. kısa sürede gelmişti, yürüyerek kafeye girdik. pek fazla müşteri yoktu, rahatca köşeye geçip oturduk. jaehyun kahvelerimizi sipariş ederken bende etrafa bakmaya başladım. ilerde gördüğüm bir beden dikkatimi çekmişti, daha dikatli bakmaya başladım. bu şerefsiz sevgilimin dudaklarını öpen onu rahatsız eden piçti. masadan hızla kalkıp ona doğru adımlarken onun da kalktığını gördüm. bana gülerek bakıyordu, sinirimden zevk alıyor gibiydi. herkesin içinde dibinde durup gözlerine bakmaya başladım,öldürmemek için zor duruyordum.
"kimleri görüyorum? depresyonun bitti mi koca oğlan?"
"doğru konuş benimle!"
sağ elimle yakasından tuttum, hiç umrunda değildi, gülümseyerek bakıyordu.
"taeil benimle hayatını yaşıyor, çok mutlu"
"onun adını ağzına alma piç kurusu!"
bu sefer iki elimde yakasındaydı, gözlerine bakıyordum, küfrettiğim için herkes bize bakıyor olmalıydı.
"düzgün konuş koca oğlan"
ellerimi itip üzerini düzeltti.
"taeil hakkında bişey bilmiyorsun, bu yüzden onu mutlu edemezdin senden ayrılması iyi olmuş."
yumruk atmamak için elimi sıkarken o bunu fayda bilip konuşuyordu. gözlerimi kapadım susmasını bekledim ama susmuyordu..
"taeil beni seni sevdiğinden daha çok seviyor, seni hiç sevmedi bil-
sözünü bitirmesine izin veremedim, sıktığım yumruğu yüzüne çakmıştım, o bunu çoktan hak etmişti. dudağını tutarken bana vurmaya çalıştı ama buna izin vermeden bir yumruk daha yüzüne geçirmiştim. dudağı patlamıştı, kanıyordu herkes çığlık çığlığa kalırken jaehyun'un sesini duydum.
"johnny! napıyorsun sen!"
koşarak beni yakaladı beni uzaklaştırmaya çalışıyordu ama en az onun kadardım, onun için zor olmuştu. karşımda ki piç kurusu dudaklarındaki kanı silerken bana parmağını sallıyordu.
"yarın evine gelip sana bunun hesabını soracağım seo johnny, bunun bedeli ağır olacak."
"bekliyorum gel..
kalan sözlerimi sessizce devam ettirmiştim..
..taeil'i benden bu kadar kolay almanın da bir bedeli olacak"
--
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou mettre en ligne une autre image.
babalarım..çok seviyorum. nct ile johnil ile kalın.