Ama mantıksız bile olsa Minho'nun kollarında bütün pişmanlıklarından ve geçmişinden uzakta, güvende olacağını düşünüyordu.

Yavaş yavaş gözleri kapandı. Kendisini derin bir uykuya teslim ederken rüyasında Minho ile birlikte olacağını biliyordu.

__________________

Gözlerini araladığında yeşil bir alanın ortasındaydı Jisung. Her yerde renkli renkli çiçekler, ağaçlar ve bütün bu güzelliklerin ortasından geçen bir akarsu vardı. Güneş hiçbir engele takılmadan doğrudan Jisung'un gözüne vuruyordu ama yakıcı değildi, kör edici değildi. Parlak, güzel ve tazeydi. Sanki Jisung'un ruhunu aydınlatıyordu.

Birkaç santim uzağından uçan kelebeklere bakarken akarsunun üstünden geçen minik köprünün karşı tarafını fark etti. Birisi büyük bir ağacın altında oturuyordu. Oraya adımladı Jisung. Köprüden geçip adamın yanına gitti.

"Güzel değil mi?"

Hala arkası dönükken ayağa kalktı adam. Jisung'un gelmesi için beklemişti. Arkasını döndü ve Jisung'a gülümsedi.

Minho'nun yakışıklı yüzünü bir kere daha görmenin sevinci ile tebessüm etti Jisung. Etrafındaki bütün o pozitif enerji veren cisimlere bakındı sonra.

"Güzel olan her şey sahtedir"

"Değil mi?" Jisung'a gülümseyerek döndü Minho "Fazla sahte ama yine de güzel"

Jisung'un karşısına geçip kollarını açtı. Kısa olan bedeni sıkıca sarmalayıp kokusunu içine çekmeye çalıştı ama ikisinin de bildiği gibi bu bir rüyaydı. Duyu organları pek işe yaramıyordu. Minho'nun sıcaklığını hissedemiyordu Jisung veya Minho Jisung'dan koku falan almıyordu.

Ama yine de ikisi de mutluydu.

Güzel alanda dolaşıp minik tavşanlarla oynarken veya nehirden birbirlerine su sıçratırken ikisi de eğleniyordu. Fiziksel olarak hissetmelerine gerek yoktu, duygusal hisleri onlara dünyadaki en şanslı kişiler olduklarını düşündürtüyordu zaten. Öyle ki tebessüm etmekten bile çoğu zaman aciz olan Jisung kahkahalar ile gülüyordu şu an. Çiçeklerin arasından geçerken onu kovalayan Minho'dan kurtulmaya çalışıyordu.

Minho aniden üstüne atlayıp kendisinin de ayağı takılınca birlikte yere serildiler. Kahkaha atarken yerde kıvrandı Jisung. Normalde bu olsaydı sırtı çok kötü acıyor olurdu ama rüyanın güzel yanı da buydu zaten. Minho dirseklerinin üzerinde doğrulup doğruca kendisine bakarken gülümsemesini silmeye çalışıyordu Jisung da. Gülmeden duramıyordu, öyle mutluydu ki kelimeler yetersiz kalıyordu.

Jisung'un çekici yüzünü süzüp yanağını kavradı Minho. Parıldayan gözlerine bakıp bir eliyle parmaklarını birbirine geçirdi.

"Seni seviyorum Jisung"

Bekleme gereği bile duymadan "Ben de seni seviyorum" dedi Jisung, şüphesi yoktu.

Bakışları Jisung'un dudaklarına kaydı.

"Burada benimle kal" eğilip birkaç santim uzağındaki dudaklar ile birleştirdi dudaklarını. Ikisi de tutkuyla birbirini öpüyor olsa da Jisung'un hissettiği hiçbir şeydi, Minho'nun dudaklarını hissedemediyordu ama haz aldığını biliyordu. Ayrıca şu anda alt tarafında hissettiği tatlı ağrı gerçek dünyada Jisung'un bedenine pek güzel şeyler olmadığını belirtiyordu. Uyandığı zaman bir şeyle uğraşması gerekecekti.

Üst dudağını, alt dudağını, çenesini ve boynunu... Jisung'un her küçük ayrıntısını tutkuyla öpüp "Benim ol Jisung" dedi.

"Sonsuza kadar benimle burada kal sevgilim. Mutlu olabiliriz"

Gülümsemesi büyürken kollarını Minho'nun boynuna doladı Jisung. Onu yana yatırıp kucağına çıktı. Minho'nun manzarası çok güzeldi şu anda. Altında uzandığı mor salkım ağacı gökyüzünü kaplarken Jisung ona gülümseyerek bakıyordu. Dudaklarına minik bir öpücük koyup boynuna sarılmış ve Minho'nun göğsünde keyfine bakmıştı. Yere düşen mor yaprakların arasında uzanan Minho da mutluydu tabiki, bir şey söylemese bile Jisung'un onunla kalacağını biliyordu.

Birlikte yaşadılar sadece. Fiziksel hislerden uzak sadece duygularına hitap eden yalan bir dünyanın içindeki pembeliklerde uzandılar. Cinsel hiçbir şey aralarında geçmese de kalpleri birbirine öyle bağlanmıştı ki karşılıklı sevme işlemini kelime anlamıyla gerçekleștirmișlerdi.

Jisung 3 yıl komada kalmıştı bu şekilde.

Hapishaneden hastaneye sevk edilmişti ve renklerden soyut olan bembeyaz odası rüya aleminde bütün canlı renklere bürünmüştü. Üstelik tek başına değildi, yanında Minho da vardı.

Ama her güzel şeyin sonu olduğu gibi bu da sonlanmıștı.

Jisung 3 yıl sonra, 28 yaşında tekrar açtı gözlerini.

__________________

Kitabı böyle de bitirebilirmisim aslinda ama aklımda daha güzel bir fikir var sorry dkskdmsmdms

Sıradaki bölüm final

99 Souls & 1 Murder [Minsung]Where stories live. Discover now