1- Başlangıç

248 11 4
                                    

Bulutların üzerinde yürüyordum gerçekten garip bir histi tam karşımda kapı şeklinde bir bulut vardı. Yürümeye devam edip kapıyı açtım karşımda saçları upuzun gözleri bembeyaz ve hayatımda gördüğüm en güzel insan tam önümde bir tahtta oturuyordu. Birkaçkere gözlerimi kırpıştırdım hayatımda ilk defe bu kadar güzel bir rüya görüyordum. Karşımdaki kadın bana gülümsüyordu. Birden bir hortum etrafımı sardı neler olduğunu analyamıyordum.
Sonra bir anda uyandım.

Uyandığımda nefes nefeseydim ve pencerenin açık olmamasına rağmen odada rüzgar esiyordu. Yataktan kalkıp kendime gelmek için yüzümü yıkayacakken gozlerimin bembeyaz olduğunu gördüm. Galiba delirmeye başlıyordum. Gözlerimi kapatıp 10 sn kadar bekleyip açtım açtığımda eski rengine dönmüştü. Tuttuğum nefesimi geri verdim. "Zeynep kahvaltı soğuyacak hala uyanmadınmı?" Annemin seslenmesiyle kendime gelip "U-uyandım geliyorum hemen." Diyip aynada son kez kendime bakıp mutfağa gittim. "Kızım iyi misin?" Annemin sorusuyla başımı yemediğim kahvaltıdan kaldırıp cevap verdim "Biraz basım agriyo sorun yok." "Tamam, çok ağrıyorsa ilaç veriyim." "Gerek yok , ben feyzan ablamalara gidiyorum canlı konser basliycak birazdan onu izliycektik." "Tamam." Ayakkabılarımı giyip merdivenlerden çıkmaya başladım bugün cidden tuhaf hissediyordum. Düşünmeyi bırakıp kapıyı çaldım ne kadar düşünürsem o kadar kötü hissediyordum. Kapıyı Rabia açtı "Hoşgeldin zeynep abla gel hadi başlıyor." "Tamam." Ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Konser başlamıştı ve gerçekten çok güzel ilerliyordu. Tam yeni şarkıya geçtikleri sırada önümüzde dikadorgen şeklinde yeşil kristaller parlamaya başladı. "Neler oluyor?" Hümanur un sorusuna "Hiçbir fikrim yok." diyerek cevap verdim. Dördümüz birbirimize şaşkın şaşkın bakıyorduk. Bir anda etrafı neredeyse gözleri kör edicek kadar parlaklikta bir ışık sardı. 15 sn sonra gözümüzü açtığımızda etrafımızda bizim korkan, şaşıran ve bağıran yaklaşık 200 kişi vardı.

" Cidden hicbirsey anlamıyorum ne oluyo böyle?" Feyzan ablamın sözlerine başımızı sallayarak hak verdigimiz sirada salonda yüksek bir ses duyuldu "Herkes beni dinlesin. 9
Öncelikle sakin olun. Ben bu okulun müdürü Engin Ulu. Şuan olduğunuz yer elementa. Hepinizin çok şaşkın olduğunu ve korktuğunuzu biliyorum ama korkcak bişey yok. Bulunduğumuz okulda yeteneklerinizi göre egitileceksiniz. Burada bulunan herkes 4 element olan ates, su, hava ve topraktan birini kullanabilen kişiler. Ve bu sene içinizde 4 büyük koruyucunun olduğunu düşünüyoruz. 4 büyük koruyucu her 100 yilda bir doğar ve onlar çok özellerdir. Elementleri en iyi onlar kullanırlar. Burada hepiniz 6 yıl boyunca eğitim alıcaksınız ve tamamladığınizda elementada farkli görevlerde ve farklı yerlerde çalışarak krallığımiza hizmet ediceksiniz."
Tüm bu olanlara anlam veremiyordum. Bunlar nasıl mümkün olabilirdi. Dördumuzde çok şaşkındık. Salonda şaşkınlık nidaları, bagirismalar, küfürler havada uçuyordu. Çok gergin bir ortam vardı. O sırada birisi "Ailelerimiz ne olucak?" Diye sordu. Müdür ise "Ailelerinizin beyninden, hayatından size ait herşeyi çok özel bir büyüyle sildik. Kısacası size dahil hiçbir şey hatirlamiyorlar."

Şuan gerçekten sinirlenmiştim. O sırada müdür tekrar konuştu "Hangi elemente sahip olduğunuzu size vereceğimiz bilekliklerin üzerinde oluşan simgeler sayesinde anliycaksiniz. En az 24 saat içinde belli olur."

ElementaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin