3.Bölüm

8.2K 429 71
                                    

Uçsuz bucaksız İngiltere topraklarına güneş doğmuş, gecenin ayazlığı, yerini sabahın cıvıltısına bırakmıştı. Güneş bütün ihtişamıyla baharı simgeliyordu.

Genç adam etrafını saran üç çocuğun isteği üzerine onlarla saklambaç oynamıştı.Tabi Felix’in saklanması imkansızdı, oldukça geniş vücudu sayesinde deve kuşu misali bedeni hep dışarıda kalıyordu.

Küçük çocuğun ona yaklaştığını gören Felix” Bay Ramsey oradasınız sizi görebiliyorum”dediğini duydu ve  ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

” Beni buldun Mike, hadi gel ikimiz kardeşlerini bulalım” diyerek arkadaki saman balyalarına doğru gittiler.

Diğer kalan iki çocuğu da bulduktan sonra dördü de yere çimenlere uzandı.

”Ne kadar hızlı koşuyorsun Maddie” dedi Felix, küçük kıza hayranlıkla bakarken

” Babam sadece, beni ava götürürdü”dedi küçük kız gururla başını kaldırıp, iki erkek kardeşine küçümseyici bakışlar atarak.

Gemide can veren adamı Mac’in evine uğramıştı.Buraya ve diğer ailelerin yanına düzenli olarak gitmeyi, kendine görev edinmişti Felix. Adamlarının acısını onun içini bu kadar yakıyorken kim bilir çocuklarının ve eşlerinin içlerini nasıl yakıyordur.

Burada olup bu üç çocukla vakit geçirmeyi çok seviyordu.

“Hadi, Size getirdiğim hediyeleri açalım” dedi Felix, atının yanına bıraktığı çuvalı alıp çocukların önüne koydu. Üç ufaklıkta kendilerine ait hediyeleri gördüklerinde mutluluktan Felix’in kucağına atladılar.

Küçük kıza isteği üzerine tahtadan bir yay ve ok yapmıştı. Mike’a ise tahtadan bir kılıç, en küçükleri olan Robb’a da sallanan bir at yapmıştı.

“Bay Ramseyi sıkmayın çocuklar” dedi ufaklıkların annesi onlara doğru gelirken

“Libby nasılsın”dedi Felix, yanlarına ulaşan kadına bakarak, Libby kocasının ölümünden sonra bir hayli yorgun ve yaşından çok daha büyük gürünse de ilk zamanki halinden çok iyi duruyordu.

“İyi olmaya çalışıyorum efendim, onlar için “ dedi Libby, oyuncaklarla oynayan çocuklarının üzerinde bakışlarını gezdirerek. “Daha iyi gözüküyorsun” dedi baştan aşağı siyahlar içinde olan kadına, Felix.

Bir süre daha konuşmaya devam ettiler. Fakat Libby bir an da“Efendim sağ elinizi gökyüzüne bakacak şekilde havaya kaldırır mısınız?” dedi kadın, gözlerini sımsıkı yummuş ve derin derin soluklar arasında.

“Anlamadım ne oluyor Libby” dedi Felix, karşısında acı çeker gibi duran kadını anlamaya çalışırken” Lütfen efendim dediğimi yapın”

Libby’nin dediklerine bir anlam veremese de söyleneni yaptı Felix.

İki eliyle genç adamın sağ elini kavrayan kadın, avcunun içine dikkatle bakıyordu.

“Kalbinizin kapıları açılıyor efendim” dedi kadın, Felix’in avcunu kendine daha da yaklaştırdı. “Hem de sonuna kadar” diye de ekledi.

“Güzeller güzeli bir genç kadın, burada tam avcunuzun güç merkezinde duruyor efendim “dedi Libby, Felix'in avcunun ortasında parmağını bastırarak.

Felix güzel kadınlardan hoşlanırdı.

O sırada Libby, avcunun içine üfledi genç adamın”Fakat bu güzelin ruhu yaralı ve yanında da küçük bir beden daha var. Bu küçük çocukla kan bağıyla olmasa da kalp bağıyla bağlılar birbirlerine”dedi kadın.

KALBİM SANA AİTWhere stories live. Discover now