Harry ise gerçekten bezelyeyi sevmiyordu ki onun sebebi de tahmin edilebileceği gibi kızdı. Bir gün yine birlikte yemek yerlerken Monica'nın soluk borusuna kaçan ve tıkayan bezelye kızın mosmor olup bayılmasına sebep olmuş ve bu olay Harry'yi çok korkutmuş, hastaneye götürülen minik kız için saatlerce gözyaşı dökmüştü. Neyse ki kıza bir şey olmamıştı. O günden sonra Harry hep bezelyeyi suçladı ve ondan nefret etti, küçük kıza defalarca yememesi gerektiğini bezelyenin bir katil olduğundan bahsetse de kız elinde kanıt olmadığı gerekçesiyle - ki bu gerekçeyi istediğinde yalnızca 10 yaşındaydı- ve tadına bayıldığı için yemeye devam etmişti. Bir süre sonra Harry de kızla baş edemeyeceğini anlamış hatta kendi bezelyelerini onun tabağına koymaya başlamıştı.

•••

Monica, peri masalından fırlamış gibi buz mavisi elbisesinin içinde peri kızlarını bile kıskandıracak güzellikteydi. Beline gelen saçlarının ucuna hafif su dalgaları yapmış ayağına yine mavi tonlarda bir stiletto giymişti. Annesi makyajını yaptığı küçük kızına bakarken duygulanmış ve gözyaşlarını tutamamıştı. Kızları kocaman olmuştu.

Harry ise siyah bir takım elbise giymiş papyon bile takmıştı. Artık kumral ve uçları kıvırcık olan saçlarını Monica'nın istediği gibi yapmıştı, duştan sonra kurutmuş bunun sonucunda saçları daha kabarık görünmüş ve bir tutamı sol tarafa yatırmıştı. Parfümünü sıkıp hediyesini de karton çantaya koyunca hazırdı.

Bugün kız için iki hediyesi vardı ve onu koruması gerekiyordu, şu aptal Damon'dan. Çünkü Monica biraz aklı havada bir kızdı ve erkek seçimleri de her zaman berbat oluyordu. Onun için yakışıklı bir erkek her zaman bir şansı hak ederdi ama Harry, Damon'ın ona zarar vermesinden ve açıkçası ilk öpücüğünü elinden almasından korkuyordu. Teorik olarak ilk öpücükleri birbirlerine vermişlerdi ama Tanrı aşkına 10 yaşında yapılmış bir öpüşme hatta birbirlerine verdikleri ufak öpücük sayılır mıydı emin değildi. Monica'ya göre sayılırdı ve ilk öpücüğünü en değer verdiği insanla yapmış olmaktan oldukça memnundu şimdi de ne kadar erkek arkadaşları veya flörtleri olmuş olsa da kimseyle öpüşmemişti. Genç kızın aradığı başka bir şeydi, pembe ve dolgun dudaklar olabilirdi belki de.

Harry partiye biraz geç kalmıştı. Sebebi ise Gemma'ydı bir türlü hazırlanamamıştı ve bu ne kadar genç oğlanı sinir etse de ablasını kırmaktan korktuğu için bir şey diyememişti.

Kapıdan girdiklerinde işte genç kız oradaydı, Harry 6 yaşındaki kadar heyecanlıydı çünkü o adeta bir peri kızına benzemişti. Kalbinde bir ağırlık hissetti o an ve birkaç saniye nefes alamadı, büyülenmişti adeta ve kendi kendine her zamanki Moon diyip, bu üstündeki anlam veremediği hissi atmak istiyordu. Derin bir nefes aldığında boynuna sarılan Monica sayesinde tekrar nefessiz kaldı ama onun kokusunda boğulmaktan hiçte şikayetçi değildi. Monica her doğum gününde yaptığı gibi Harry'ye -Harry'sine' sıkıca sarıldı ve elinden tutup pastanın yanına götürdü.

Bu seneki pastasında Harry ile geçen haftalarda okul basket maçından sonra çekilen fotoğrafları vardı. Yanaklarını yan yana vermişler ve sırıtıyorlardı. Sevgili olmadıklarını herkes biliyordu ve kardeş de değillerdi ama aralarındaki bu samimiyet daha önce hiçbir erkek ve kızın arasında olamayacak türden mucizevi bir şeydi.

Harry kıza iltifatlarını dile getirmeyi unutmamış bir süre arkadaşları ile sohbet etmişler ve ardından Monica Damon'ı görmüş ve yanlarından ayrılmıştı. Harry kızın bu hallerine alışkındı umursamazdı ama bugün içinde farklı bir şey vardı. Kapıdan girer girmez oluşan o his sanki kalbini sıkıştırıyor, göğüs kafesine baskı uyguluyor ve nefeslerini kesiyordu.

Harry'nin içinde kötü bir his vardı. Monica'yı yalnız bırakmamalıydı ve içindeki sese kulak verip bir süre sonra Monica hala yanlarına gelmeyince onu aramaya koyuldu.

One Ghost | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin