-2

67 15 80
                                    

02.01.2010-Cumartesi

Monica okuldaydı - hafta sonu olması bir şey değiştirmiyordu, kursları vardı - ve sınıftaki arkadaşlarını akşamki doğum günü partisine davet ederken hiç olmadığı kadar heyecanlıydı. Özellikle de üst sınıflardaki Damon'ı. Çünkü buz mavisi gözleri ve keskin yüz hatları ile Damon, okuldaki her kızın favorisiydi. Monica dahil.

Artık 16 yaşında ve lisede olan Monica, okulda herkesin dikkatini çekebilecek kadar güzel olduğundan herkes onun partisine gitmek için can atıyor ve davet edilmelerini bir onur olarak sayıyorlardı.

Damon'ı davet edip onayını alan Monica sevinçle yemekhaneye gitmiş ve masada kendini bekleyen arkadaşlarına doğru koşturup resmen Harry'nin kucağına atlamıştı. Genç oğlan ne olduğunu anlayamamış ama Monica'nın belinden düşmemesi için sıkıca tutmuş, güzel kokusunu içine çekmişti. Onun Moon'unun kokusuydu bu. Her seferinde kalbinde fillerin tepişmesine sebep olan koku.

''Hey! Ne oldu Monica?'' diye soran sarışın kıvırcık saçlı arkadaşı Samantha'ya baktı genç kız sırıtarak.

''Damon parti davetimi kabul etti!'' dedi tüm heyecanıyla. Bunu duyan masadaki erkekler kızın bu haline anlam veremeyerek baksalar da Harry gülümsedi.

''Asla vazgeçmeyeceksin değil mi Moon? O çocuğu kendine aşık edene kadar bu oyunlarına devam edeceksin.'' Kollarını kızın belinden çekip masaya oturdu.

''Ama çok yakışıklı değil mi Harold?'' Monica Harry'nin gözlerinin içine masum bir ifade takınarak baktığında Harry omuz silkti ve kız Harry'e bakmaya devam etti. O yeşil ve baktığında sanki genç kızı yutacakmış gibi hissettiren gözlerine, bir süre ayıramadı gözlerini. Bu his Harry'ye her baktığında içinde oluşur ama dikkate almazdı çünkü Harry onun en yakın, Monica da Harry'nin en iyi arkadaşıydı.

16 yıldır bir an bile ayrılmamışlardı. İlk parka birlikte gitmişler, lunaparkta birlikte eğlenmişler, ödevlerini beraber yapmışlar, birbirlerine hoşlandıkları kişiler konusunda yardımcı olmuşlar - gerçi Harry bugüne kadar sadece 14 yaşında bir kızdan hoşlanmış onun ardından kimseden hoşlanamamıştı ama Monica için durum öyle değildi; nerdeyse her ay bir tane beğendiği çocuk olurdu- , ailelerinden izin alacaklarında, birlikte yaptıkları planların tutmadığı bir an bile olmamıştı.

Her doğum günlerinde yan yanaydılar ve ikisinin de pastasında birlikte fotoğrafları olmuştu. Monica bu geleneği 6 yaşında, Harry ise 7 yaşında artık babası ona pasta almayı bıraktığında başlatmıştı. Anne ve babası ayrılmışlardı ama Harry'nin babasından bile daha ilgili olan Robin küçük oğlanın her doğum gününde bu gelenekselleşmiş pastayı yaptırmaktan büyük keyif almıştı. Hatta öyle ki Robin düğün pastalarını da kendisinin yaptıracağı ile ilgili konuşurdu çoğu zaman ama Harry ve Monica arasında bu zamana kadar böyle bir şey olmamıştı. Onlar zaten her an her şeylerinde yan yanaydı belki de iki sevgiliden bile daha büyük bir bağ vardı aralarında, kader bağı.

Kız tabağındaki havuçları ayırırken genç oğlan da bezelyeleri ayırıyordu ve birbirlerinin tabaklarını didiklemeye başlamışlardı bile. Bunun için izin almalarına gerek yoktu. Monica havuçları yemez, Harry de bezelyeleri yemezdi bu yüzden birbirlerinin yemeklerinde sevdikleri şeyleri yerlerdi.

Monica havuç sevmeyen biri değildi aslında ama 8 yaşında Harry'nin evine yemeğe gittiğinde yemekteki havuçlar bitmişti ve küçük oğlan suratını asıp annesine havuç yemek istediğini söylediğinde annesi bir dahaki sefere daha fazla havuç pişireceği sözünü vermişti. Bu söz küçük oğlan için yeterli olmamış ve surat ifadesi düzelmemişti. Bunu gören Monica tabağındaki daha yemediği havuçları küçük oğlanın tabağına koyduğunda, yeşil gözler tekrardan parlamış ve gamzelerini göstererek küçük kıza bir öpücük verip teşekkür etmişti. Harry'nin böylesine mutlu olduğunu gören Moon bunu bir alışkanlık haline getirmiş ve her zaman tabağında havuç olduğunda Harry'ye vermişti o günden sonra.

One Ghost | Harry StylesWhere stories live. Discover now