"Asel"

3.9K 68 8
                                    

Bedenim merdivenin her bir basamağından inerken acıyla kasılırken merdivenlerin bitmesiyle bende bitmiştim. Bedenim son merdiven basamağından da inice yere kapaklandı. Annem merdivenden yanıma inip saçıma yapıştı. Bir yandan da küfür etmeyi ihmal etmiyorudu elbette. Annem beni biraz hırpaladıktan sonra partiye babam da katıldı babam saçımı tepeden tutuyor annem de karnıma tekme atıyordu. Bir kaç dakika sonra köşeden bizi izleyen ablama takıldı yaşlı gözlerim. Ağlıyordum ama yüzüm ifadesizdi. Babamın saçımı daha sert çekmesiyle  inledim sonra içimden geçenleri söylemek istedim. Bir anda bağırdım.

-GÖKHAN BENİM YÜZÜMDEN ÖLMEDİ!

ikiside beni dövmeyi  bırakıp bana baktı. Çok şaşkındılar. Babam,

-ne dedin sen?

-Gökhan abimin ölmesi benim suçum değil. Ablam veya sizin gibi benim de iliğimin uymaması benim hatam değil.
Diye haykırdım. Bir yandanda hıçkırarak ağlıyordum. İkisi de bana çok tuhaf bakıyordu. Daha sonra annem arkasını dönüp merdivenlerden koşarak çıkmaya başlayınca babam da arkasından gitti. Gözlerim az önce ablamı gördüğüm noktaya kaydı bana doğru yaklaşıp eğildi ve beni yerden kaldırdı. Beni odama doğru yavaşça götürmeye başladı. Beni odama götürüp yatağıma oturttuktan sonra bana dönüp

-annemler hep Gökhan'ın ölümünden dolayı seni suçladı çünkü sen bi nevi Gökhan için doğdun. Onu kurtarmak için seni yaptılar. Ama senin de iliğin bir işe yaramayınca ikisi de yıllarca bütün sinirlerini ve nefretleirni senden çıkardılar. Oysa dediğin gibi senin hiç bir kabahatin yoktu. Beni de kardeşimin ölümünün senin yüzünden olduğuna inandırdılar ama bence de sen suçlu değilsin. Çok üzgünüm Dilruba.

Dedi ve odadan çıktı. Azıcıkta olsa rahatlamıştım. Her yerim felaket sızlıyordu. Dayanamıyordum artık acısına. Nefret ediyorum. Şuan bunları söylemiş olmasına rağmen ablamdan nefret ediyorum. Artık her şey için çok geç. Elime masamda duran bir kağıt ve kalem alıp üzerine sadece tek bir cümle yazıp odamdan çıktım. Artık her şey bitecekti
. Bu gece yediğim dayak. Benim bu insanlardan yediğim son dayaktı...

Yazarın anlatımıyla

Dilara hanım ve Ahmet bey Dilruba'nın son sözlerinden sonra odalarına gelmişlerdi. Dilara göz yaşlarını tutamıyordu. Hala biricik aslan oğlunun acısını kalbinde hissediyordu. Acısını çıkartacak biri lazımdı o da Dilruba olmuştu. Ama bu en ama en büyük yalnıştı. Tamamıyla masum ve suçsuzdu Dilruba. Yediği hiç bir dayağı veya çektiği hiç bir acıyı hak etmemişti. Allah Gökhan'a o kadar ömür yazmıştı ve Gökhan'ın ömrü o kadar olmuştu.

Ahmet bey yatakta oturmuş ağlayan karısının yanına oturdu. Elleri hafif kanlıydı. Dilruba'nın kanı. Karı koca sarıldılar birbirlerine. Düşündüler beraber Dilruba'ya yaptıklarını. İkisinin de Dilruba söyleyince kafalarına dank etmişti gerçekler. Yıllarca boş yere yakmışlardı masum birinin canını. Dilara yaşlı gözleriyle uyuya kaldı kocasının göğsünde. Ahmet yavaşça karısını yatırdı. Ve kendiside yanına yatıp gözlerini kapadı.

Birbirlerini çok seven iki karı koca yine beraber açtı gözlerini. İkisinin de aklında Dilruba vardı. Eskiden onu her gördüklerinde akkıllarına Gökhan gelirdi çünkü Gökhan'a olan aşırı benzerliğinden nefret ederlerdi Dilruba'nın. Ahmet bey ve Dilara hanım hemen hazırlanıp Kahvaltıya indiler hizmetçiler servis yaparken Ahmet bey yıllardır kendileriyle çalışan Selma hanıma seslendi.

-Selma Dilruba'yı çağır.

Selma kafasını sallayıp hemen Dilruba'nın odasına geldi. İçeri girince Dilruba'yı göremeyince bir de odada ki tuvalete baktı ama orada da yoktu.

Aşağı inip bunu Ahmet Bey'e söyleyince Ahmet panik yapmadı. Akşam gelince görürdü Dilruba'yı. Eskiden yüzünü bile görmek istemiyordu çünkü ona baktıkça aklına oğlunun ölümü gelirdi. Ölüm sebebi olarak görürdü onu. Ama Eşi Dilara ile aynı sonuca varmıştı artık. Bu çok yalnıştı. Bir şeyleri düzeltmeliydi. Düzeltmelilerdi. Kahvaltı bittikten bir kaç saat geçmişti ki Ahmet Bey'in içinde sonu gelmeyen bir sıkıntı oluşmuştu. Nedenini bir türlü bulamıyordu. Masanında ki telefonunun sesini duyunca eline aldı telefonu yabancı bir numara arıyordu Ahmet Bey açtı telefonu koydu kulağına...

-alo Merhaba ben........ Hastanesinin baş hekimi Selim Kıvanç. Ahmet Akaslan ile mi görüşüyorum?

-buyurun benim.

-sizinle konuşmam gereken çok önemli bir konu var Ahmet Bey. Oğlunuz Gökhan Akaslan'ın ölümü ile ilgili...

Bölüm sonu

Vaveyla (+18) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin