Giriş

12 0 0
                                    


Selam! Kitabıma şans verip okumaya başladığın için çok teşekkür ederim. Umarım keyif alırsın. Yazım hatalarım varsa özür dilerim. İyi okumalar.






Kulağımın dibinde beş dakikadır öten telefonu sonunda açmaya karar verdim. Telefona baktığımda aptal Neslişahın aradığını gördüm. Sabah daha 10du bok mu vardı bu saatte. Açtım ve hoparlöre alıp yarı uykulu şekilde konuşmaya başladım:

"Ne var lan bu saatte arıyorsun?" dedim karşıdan iki üç sn ses gelmedi sonra kalabalık bir kahkaha sesi geldi. Gözlerimi devirdim. Neslişah:

"Herkes seni bekliyor nerede kaldın Anka?" dedi.

Kafamın yerine oturmasını bekledim. Niye beni bekliyorlardı ki?
Hass.. Bugün karnavala gidecektik tamamen unutmuştum.

"Bekleyin geliyorum." diyip kapattım.
Üstümü değiştirip dişlerimi fırçaladım. Çiş yapıp evden çıktım ve Neslişahın evine doğru yürümeye başladım. Kapıyı çaldım Bertuğ açtı. Bir iki sn donup kaldım. Benim hoşlandığım çocuk Bertuğ ama o bunu bilmiyor Nesli ve diğer yakın arkadaşım Yaren biliyor. Hepimiz çok yakın arkadaştık ve kanka diyorduk birbirimize. Bertuğ ile sarıldıktan sonra,

"Hoşgeldin kanka seni bekliyorduk." dedi. Kanka demesine acı bir şekilde gülümserken,

"Hoşbuldum Bertuğ." dedim. Herkesle sarıldıktan sonra çıktık ve karnaval alanına yürümeye başladık.

Biz üç kız iki erkekten oluşan bir arkadaş grubuyduk. Onlar: Neslişah, Yaren, Bertuğ, Asaf üç dört ay sonra beraber yaşayacakları ama ben yaşayamayacaktım çünkü üç tane abim vardı. Sabah onları görmemiştim muhtemelen sevgilileriyle kahvaltıya gitmişlerdi.

Yolda yürürken karnavala giden bazı insanların dik dik gözümün içine baktığını fark ettim. Pek önemsemedim ama dikkatimi çekmişti. Sokağı dönünce karşıma okulun yavşak çocuğu Berkeyle, okulun eyşan kızı Sinem çıktı. Berke:

"Karnaval çok eğlenceli olacak güzelim." diyip bana göz kırptı. Bertuğ sinirli bir şekilde:

"Siktir git Berke." dedi. Ortamdan ayrılmak için Bertuğun kolundan tutup çekiştirdim. Bertuğ kolunu omzuma atıp yürümeye devam etti.

"Biraz sakin olur musun?" dedim. Kolunun benimle temas etmesi içimdeki kelebekleri açığa çıkarırken bunu umursamamaya çalıştım. Bertuğ bir şey demedi ama benim aklım Berke'nin dediklerindeydi.
"Çok eğleneceğiz güzelim." ne demekti bu?

Karnaval alanına vardığımızda insanların artması gerekirken tuhaf bir şekilde azalmaya başlaması beni germişti. Tabelaların bizi yönlendirmesiyle gösteri alanı denilen yere girdik. İçerisi çok karanlıktı sanırım gösteri başlamıştı.

Aniden Neslişah ve Yarenden bir "hi" sesi duydum korku ifadesi sesiydi. Bir yere götürüyorlardı ayak seslerinin yerde sürtünme sesiydi bu.

İçimdeki korku ve adrenalin git gide artarken tanıdık bir ses duydum.

"Naber Anka?" diyip pis bir gülüş atmıştı. Bu Sinemdi.

"Ne istiyorsun benden arkadaşlarımı nereye götürdünüz?" diyip kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. İğrenç gülümsemesini yapıp,

"Gelebilirsin tatlım." dedi ve yanına uzun boylu, boydan boya pelerini bir kişi yaklaştı. Cüssesi iriydi.

"Merhaba Anka nasılsın?" dedi ve hafif pislik bir şekilde güldü. Ses değiştirme cihazı takmıştı çünkü sesi bilgisayar gibi geliyordu. Cevap vermeyip incelemeye devam ettim. Sinem yanına çağırdığı kişiye dönüp,

"Senin sıran bebeğim onun çığlıklarını duymak istiyorum." dedi.

Hiçbir şey anlamamıştım fakat gerildiğim kesindi. Midemdeki adrenalin seviyesi fazla artmıştı ve bacaklarım titriyordu. Sadece onlar aydınlıktı başka bir şey göremiyordum ve arkadaşlarım yanımda değillerdi. Sinem yavaşça uzaklaşmaya başladı ve kayboldu. İri cüsseli kişi gibi iki kişi geldi ve beni bir masaya yatırıp ellerimi ayaklarımı ve gözlerimi bağladılar. Ne kadar çırpınsamda benden kat ve kat daha güçlülerdi.

5 dakika sonra bir fermuar sesi duydum. Ne yaptığını anlamaya çalıştım. Yanıma yaklaştı ve o bilgisayar sesiyle,

"Çok güzelsin Anka." dedi nefesini üzerimde hissedebiliyordum ve midem bulanmıştı.

Bir anda elini bacaklarımda hissettim ve,

"İmdat! Kimse yok mu? Lütfen yardım edin!" diye bağırmaya başladım. Adam pis pis gülüp,

"İstediğin kadar bağır güzelim seni kimse duyamaz." dedi. Elleri bacak aramdaydı ve çok korkuyordum. Ağlamaya başlamıştım, ne yapacaktım şimdi?

Bir anda bacak aramda öyle güçlü bir acı hissettim ki...

İçimde bir şey vardı. Aklımdaki düşünceleri uzaklaştırmak istiyordum ama bu çok zordu. Tecavüze uğruyordum ve hiçbir şey yapamıyordum. Sanırım bu ömrümün son günüydü. Öyle bir acımıştı ki kendimden beklemeyen bir şekilde çığlık atıyordum. Adam git gide hızlanırken içimde ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum.

Bir ses duydum.

"Senin için çok üzülüyorum zavallı."

Bu ses Sinemin ya da tanıdığım birisinin sesi değildi. Daha önce hiç duymamıştım. Adam durdu ve elimi ayaklarımı çözüp beni duvara fırlattı sonra kapıyı kapatıp çıktı. Aklımda iki esas konu vardı,

Bana kim/neden tecavüz etti,
O ses kime aitti?




Devam edecek...

Şizofren Where stories live. Discover now