Bölüm-4

1K 175 87
                                    

Herkese merhaba;

Umnuyorum mutlu bir pazar geçiriyorsunuzdur. Hikayemiz biraz karamsar ama en azından bu hafta size ufak, tatlı mutluluklar vaad ediyorum. :)

Ben hep duyguları yazıyorum. O duyguları başkalarında neler uyandırdığını görmek en büyük zevkim. Bu yüzden yorumlarınızı bekliyorum. Bakalım neler düşünmüşüz.


Babamdan bana kalan hiç bir mülkün yeri dışında bir şeyi bilmek istemedim. Zaten onlar bana miras değil cezaydı. Öyle çoktular ki babamın ve annemin bana hiç bir zaman vermediklerini temsil ediyorlardı sanki. Sanki onların çokluğu hayatımdaki yokuğu temsil ediyordu.Mesela binada kimler oturur, aidatı ne kadardır, mimarisi nasıldır asla bilmedim. Gerekte yoktur zaten.  Beni ilgilendiren tek şey gelir getirmeye devam etmeleridir. Bu işi de avukatım ve emlakçı hallediyorlardı. Ben sadece kiraların hesabıma yatmasıyla ilgilenirdim. Belki bu yüzden eger vazgeçmek gerekiyorsa kolayca vazgeçerdim onlardan. Elde etmek için hiç çaba sarf etmediğin bir şeyin kaybıyla da ilgilenilmiyor.

O yüzden ani bir hamleyle yerleşmeye karar verdiğim Ata apartmanında Vedat, Verda, Vural ve Veda kardeşlerin oturduğunu bilmiyordum. Yani Karagülle ailesi. Veda yakında evlenip benim daireme geçecekti ama işte ben planlarını bozmuştum. Yinede Veda bu duruma abisi kadar üzülmemişti. Vedat komşuluk hakkı diyerek beni kolumdan çekmek suretiyle Verda'nın evine götürdüğünde hiç birisi yadırgamadı.

Vedat dışında hepsi neşeli, konuşkan ve çok mutlu insanlardı.
Vural askerdi ve Ankara'da görev yapıyordu. Onun yerine herşeyle eşi ilgileniyordu.
Verda en büyük kardeşti kocası ve üç çocuğuyla birlikte 4.katta oturuyordu. Hayatımda gördüğüm en neşeli şişmandı.
Veda abileri ve ablasının sarışınlığına inat tam bir esmer güzeliydi. Up uzun saçları omuzlarından aşağı pelerin gibi dökülüyordu. Yüzünden hiç eksik etmediği kaygısız bir gülümsemesi vardı.

Bana dönüp gülümseyerek baktı. Bir saat kadar önce abisinin yaptığı gibi göz kırptı. "Dökül bakalım neden böyle aniden taşındın?"

Veda'ya dönüp gülümsemeye çalıştım. "Özür dilerim. Öyle gerekti. Senin planlarını bozmak istemedim."

Galiba o planları benim kadar umursamıyordu. Omuz silkti. Vedat ise konu açılır açılmaz hala bana kızgınmış gibi baktı. Komşuluk hakkıda bir yere kadardı herhalde. Verda'nın evine girdiğimden beri konuşmayan bir tek oydu. Sadece beni tanıtmış ve susmuştu. Arada sırada anlattıklarımı dinleyip bana baktığını hissediyordum.

Onu ne tetikledi bilmiyorum. Belki anlattığım gezi hikayeleri, belkide uzun zamandır İspanya'da yaşamam, belkide serbest çalışıyorum demem. Belki o en başından beri bunları sormak için bekliyordu. Uygun zamanı bekliyordu.

"Sen şu Özgür kızlardansın değil mi? Hani kimseyi umursamayan, kafasına göre takılan, canı sıkılınca çekip gidenlerden."

Vedat böyle söyleyince hayatımı şöyle bir kontrol etmiştim o an. Onun söylediği yerden baktığımda büyük ölçüde Vedat'ın Özgür kız tanımına uyuyordum.  O yüzden hiç itiraz etmedim.

"Evet öyleyim. Eve taşınmamdan da belli oluyor zaten. Sizi düşünmeden hareket ettim. Özür dilerim. Ama en iy çözüm bu gibi geldi. Telafi etmek için yapabileceğim bir şey varsa..."

Veda o anda ayağa kalktı.

" Allah aşkına boşver yaaa abimin yan dairesinde oturmaktan kurtuldum ben. Sana balla börekle geleceğim. Yaşasın özgürlük."

İsyan eden Veda olmasına rağmen Vedat'ın kötü kötü bakışları benim üzerindeydi. Sanki ben olmasam kardeşi özgürlüğünü ilan etmeyecekti.

Şans Meselesi (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora