Doyoung elindeki notu buruşturup dolabın dibine atarken defteri koyup yukarı çıktı. 'Acaba kendinden küçüklerle uğraşmayı ne zaman bırakacak...'
Ceket cebinden bir naneli sakızı alıp çiğnedi. Şu an stresini bir şekilde atmak istiyordu;ama bu konuyu Ten'e anlatmak istemiyordu. Ağzından bir kelime dahi kaçırsa başı dertte demekti çünkü arkadaşının çenesi durmaz,bir konuya başladığında nasıl olduğunu bilmeden başka bir konuya atlardı. Şimdilik sessiz kalmak en iyisiydi.
| | |
"Ne oluyor Jungwoo? Velini arayayım mı?"
"Hayır..."
Öğretmeni öğrencinin konuşmalarıyla iyice bir dehşete kapılırken neler döndüğünü merak etti. Biri öğrencisini darlıyor,ya da ona zorbalık yapıyor olabilir miydi?
Kendisi bu kurstaki herhangi bir ingilizce öğretmeni olabilirdi ama,insanın esasında olan önemliydi. Birine zarar gelsin istemezdi.
Jungwoo nefes almayı başardı ve parmaklarıyla üzerindeki montun uçlarına dokundu. 'Şimdiki fırsat,en iyi fırsat.'
"Ö-öğretmenim..."
"Söyle dinliyorum."
"Ben..."Eğer şimdi her şeyi anlatmazsa kendinden nefret edecekti. Bu baskının altında ezilip kalmaktansa anlatmak her zaman kârdır diye düşündü.
"Ben,sizden bir şeyler hissediyorum hocam..."
Lucas öğrencisinin çekinerek söylediği şeyi kavramaya çalıştı.
Kim Jungwoo,ona kendisine bir şeyler hissettiğini mi söylemişti?
"Sınıfa git." Arkasını dönüp çay ocağına gideceği sırada öğrencisi omuzlarından tutmayı denedi.
"Hocam...Özür dileri-"
"Sana sınıfa git dedim değil mi? İkiletme." Omzumdaki naif parmakları itip doğruca yürümeye bakarken tökezleyen öğrencisinin gözlerinden 1-2 damla yaş süzüldü.
'Umutsuz vaka...'
Sınıfta kalan hiçbir eşyasını ya da arkadaşlarını düşünmeden hızla bahçe merdivenlerinden koştu ve boş sokakların yolundan gitti.
Anlatmasa da nefret edecekti,hayır şu an tam bir harabeydi. Başta duyguları sonra kendisi...
~
"Kalkın ayağa öğretmen geldi kes dırdırı!"
Biyoloji Öğretmeni Woojin sınıfa girdiğinde kendisini dikkate almayan öğrenciler sinirlerini bozmuştu. Bu öğretmen disiplin kelimesinin baş harfiydi.'korkun benden.'
"Burası ev mi? Kurstasınız siz! Okulda öğretmeni böyle mi selamlarsın?!"
"Evet?" Ayakları sıranın üstünde olan Jaehyun bir eli çenesinden destek verirken bir yandan da ağzındakini bitirmeyi deniyordu.
Herkes kahkaha tufanı koparırken öğretmen kaşlarını olabilirmiş gibi daha çok çattı ve Jaehyun'un sırasına kadar geldi.
"Üçe kadar sayıyorum. İnsan gibi oturdun,oturdun. Oturmadın-"
"Dersten mi atarsınız? Nolur atın hocam kulunuz köpeğiniz olayım!" Jaehyun iki elini birbirine kenetleyip hocaya kurnaz kedi bakışları attı ve sonraysa kocaman güldü.
"Böyle bir kıyağı neden yapayım?Sadece ebeveynlerin bu durumdan pek hoşlanmaz sanki..."
Jaehyun irislerini korkuyla büyüttü ve üzerini düzeltip tekrar oturdu. Diğerleri de aynısını yaparken öğretmen zaferle güldü.
